~12~

193 147 14
                                    

Medya=Ozan Yaran❤️

Keyifli okumalar 📖
Yorumlarınızı bekliyorum 💬💙

***

Gözlerim önümdeki sınav kağıdını incelerken sınavımın güzel geçmesini umuyordum. Fizik sınavındaydık ve sorular normal düzey de sorulmuştu. Çoğu derste çözdüğümüz soruların benzeriydi. Aslında önceden çoğu öğrenci gibi bende kopya çekerdim ama lise 3.sınıftan beri bunun ilerde benim geleceğim için iyi bir sonuç doğurmayacağını anladığım için artık bildiklerimle sınavlarımı geçmeye çalışıyordum. Çünkü biliyordum ki üniversite sınavına gireceğim gün ne yanımda bana kopya verecek bir arkadaş ne de kopya çekebileceğim bir not kağıdım olacaktı. Mutlaka her öğrenci hayatı boyunca kopya çekmiştir ama önemli olan bu huyu bırakabilmektir.

Sınav kağıdımdaki bildiğim soruları yaptıktan sonra yerimden kalktım ve sınav kağıdımı edebiyat öğretmenine verdim. Okulda sınavlar ortak yapıldığı için belirlenen sürede hangi derse denk geliyorsa o saatte bütün okul aynı sınavda oluyordu. Görkemle oturduğum sırama ilerlediğimde onun kafasını kağıdından kaldırmış bana baktığını gördüm. Bana gülümseyen yüzüne karşılık verdim ve sırama oturup arkama yaslandım.

En arkada oturmanın en iyi yanı sıraya yayılarak oturmanın sorun olmamasıydı. Aksine rahattı. Görkem önümden geçip kağıdı vermeye gitti ve sonra gelip yine yanıma oturdu. Sınıftaki çoğu öğrencinin başı hala önüne egikti ve sınava odaklanmışlardı. Gözüm duvardaki saate kaydığında teneffüse 10 dakika kalmış olduğunu gördüm. Önüme itilen çizgili defterin beyazlığına nazaran bana göz kırpan siyah yazıya baktığımda bunu önüme Görkemin ittiğini gördüm. Başımı ona çevirdiğimde gözüyle defteri işaret etti. Sanırım okumamı istiyordu. Sola eğik olan yazısı bir erkeğe göre gayet güzeldi. Genelde erkeklerin yazma işine pek önem vermediğini düşünürdüm ama onun yazısını beğenmiştim.

"Bu akşam birlikte bişey yapalım mı? Seninle vakit geçirmeyi özledim :)"

Görkem geldiğinden beri onunla sadece bir kere cafeye gitmiştik ve bunun dışında hep okulda görüşüyorduk. Ozan'a anneannesine bakmayı kabul ettiğim günün üzerinden yaklaşık 1 ay geçmişti ve bu süre boyunca anneannesine yardımcı olmaya tabiki gidiyordum. Bu durumun derslerimi etkileyeceğini düşünmüştüm ama aslında öyle olmamıştı.

Kitaplarımı yanımda götürüyor, anneanne uyuduğunda yemek masasına geçip ders çalışıyordum. Çoğu kez Ozan yanımda olmuyordu ve ben bu anları dersle değerlendiriyordum. Aslında sınav haftasında olduğumu bildiği için bana sınavlarım bitene kadar vakit vermişti. İstersem de hiç gitmeye de bilirmişim, öyle dedi. Sonuçta beni zorlamıyordu. Bugünde bir planım yoktu. Yarın ingilizce sınavı vardı ama çok zorlanacağımı düşünmüyordum.

Elime kalemi aldım ve ona cevap yazdım.

"Baran da gelcek mi yoksa sadece ikimiz mi?" Kağıdı önüne ittirdiğimde nedensizce heyecan yapmıştım. Sanırım bunun nedeni onunla uzun süreden sonra ikinci kez de olsa bir yere gidecek olmamız ve bir şeyler yapacak olmamızdı. Bu arada Baran gelmişti. Görkemle benim aksime ilk dakikadan aynı eskiden olduğu gibi salakça davranışlarını sergilemeye devam etmişlerdi. İkisine her baktığımda 10. yaşıma dönüyordum sanki.

"Sadece ikimiz."

Görkemin saniyesinde önüme ittiği sayfaya baktığımda gülümsedim ve başımı salladım. Sınav bittiğinde Görkem "Okul çıkışı bir yere ayrılma." dedikten sonra yanımdan ayrıldı ve sonraki hiçbir derse girmedi.

***

"Kızım, ne demek bensiz takılmak? Ben bunu kendime hakaret olarak sayarım."
Baran'a Görkemle okul çıkışı gideceğimi söylediğimden beri başımın etini şişirmekle meşguldü. Yok efendim, ben neden gelmiyorum? siz çocukken de beni ekerdiniz, ya gelirim ya da siz de gidemezsiniz... Gibi şeyler söyleyerek zırvalıyordu. Bu hallerine her ne kadar göz devirsem de onun da bizimle gelmesini isterdim. Baran'a özür dilercesine baktım ve eğilip yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Yüzünü somurtup karşımda otururken aynı küçücük bir çocuktan farkı yoktu.

Delilik SolumdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin