İyi okumalar 🖤
***
Ozan'a baktım. Karşısındaki çocuğa onu öldürmek istiyormuş gibi bakıyordu. Dişlerini sıkıyordu ve kaskatı kesilmişti. Karşımızdaki çocuk ve Ozan arasında ne vardı bilmiyordum ama birbirlerinden pek hoşlanmadıkları apaçık ortadaydı. Çocuğun bakışı bana kaydığında sırıtışı genişledi ve Ozan'a dönüp konuşmaya başladı.
"Ooo.. Ozan Bey demek artık yaşıtları ile yetinmeyip kendinden küçüklere mi yöneliyormuş yoksa?"
Karşımızdaki çocuğun kendini beğenmiş görüntüsü içimde Öğürme isteği uyandırmıştı. Ayrıca yönelmek? Ne demek istemişti ki bu? Ne yani Ozan genelde yaşıtları ile takılıyordu ve onu benim yanımda görünce de bizi sevgili mi sanmı-
Yok artık! Hem Ozan benim sevgilim olmaya layık değildi bir kere. Saniyeler içinde kafamda o kadar şey geçmişti ki Ozan'ın sesiyle gerçekliğe döndüm.
"Bak Uzay iki dakika içinde siktir olmazsan ben seni nasıl siktir edeceğimi bilirim. Ayrıca o boktan imalarını müsait bir yerlerine sok. Senin gibi iki kuruşluk muyum lan ben!?"
Adını Uzay olduğunu öğrendiğim çocuk sanki kışkırtmak onun favori aktivitesiymiş gibi sırıtmaya devam ederken yine konuştu. İki dakikada çocuğun ne kadar egoist ve pislik yapan bir karaktere sahip olduğunu anlamıştım. Ozan'a bakıp
"Bir bayanın yanında küfürlü konuşmak hiç yakışmıyor ama sana." dedikten sonra bana döndü
"Kusura bakma tatlım ya. Ozan biraz küfürkolik bir adam." Kaşlarım hayretle havaya kalkarken yan gözle Ozan'a baktım. Gözleri alev almıştı resmen. Uzay konuşmaya devam edince yine ona döndüm.
"Bu tatlı kız senin sevgilin mi Ozan?"
"Hayır ya, ben onun hiçbir şeyi değilim."
Bir hışımla parladığımda Ozan bakışlarını bana çevirdi. Kaşları daha da çatılırken bakışlarını benden kaçırmadı. Ve Uzaya bakmadan gözlerimin içine bakarak cevap verdi ona.
"Aynen Uzay. Bu kız benim hiçbir şeyim değil. Daha dün tanıştığım biri benim ancak hiçbir şeyim bile olamaz. Tanımadığım birinin yanımda bile yeri olamaz. Sadece babamın arkadaşının eşinin yeğeni. Yani anlayacağın.. " bakışlarını uzaya çevirdi "Benim hiçbir şeyim değil. Yeterince açıklayıcı oldum mu?"
Sinirden gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Çünkü ben böyleydim. Sinirlendirdim ağlardım, üzülürdüm ağlardım, gülerken ağlardım, utanırdım ağlardım. Ben hep ağlarım. Belki güçsüz olabilirim ama ağlayınca kendimi daha güçlü hissederim. Benim yapım bu.
Evet, lanet olsun ki bu çocuk çok yakışıklıydı ama neye yarar ki? Kalbi güzel olmadıktan sonra yüzünün değeri mi kalıyor sanki?
Gözyaşlarımı gelmeden geri göndermeyi başardığımda gülümseyerek Uzay'a baktım. O da o arada bana dönmüştü.
"Pekala, bu hoşuma gitti. Baksana, benle bir kahve içsene. Seni yakından tanımak isterim"
Uzay'ın yüzünde sıcak bir gülümseme vardı. Ama onu tanımıyordum ve şu dakikalarda gözlemlediğim kadarıyla da pek iyi bir izlenim bırakmamıştı bende.
Bakışlarım Ozan'a döndüğünde çenesini sıkmış bir şekilde Uzay'a bakıyordu. Başımı çevireceğim sırada o da bana baktı. Bakışlarından hicbisey anlamıyordum. Tek anladığım sinirli olduğuydu. Uzaya döndüm ve gülümseyerek cevap verdim. Ozan'ın aksine daha az sinir bozucuydu en azından.
""Şey ya ben ders çalışıyorum. Üniversiteye hazırlık için. Boş zamanlarımda da eniştemin kafesinde çalışıyorum. Yani cidden hiç vaktim yok kusura bakma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delilik Solumda
Teen Fiction"Odan da senin gibi." dediğinde anlamadığımı belli etmek için kaşlarımı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. "Senin gibi karmaşık ama güzel." Karşılıklı vote isteyen dm gelebilir :') Lise son sınıf öğrencisi Sidar, babasının yurtdışına iş seyahatine çıkma...