~9~

222 172 44
                                    

İyi Okumalar 📖
Yorumlarınızı unutmayın 💬💭
***

Benim hayatımda çok fazla insan olmamıştı. Asosyaldim ben. 17 yıllık ömrümde toplasan ya beş samimi arkadaşlık kurmuş ya da kuramamışımdır. İnsanlara çok güvenemiyordum daha doğrusu samimiyet kuramıyordum. Bir kere aşırı bir utangaçlığım vardı ve bir yakınlık kuracağım veya kurmak istediğim insana ilk adımı atamıyordum. Mesela biriyle arkadaş olmak istiyorum ama utangaçlığım bana engel oluyor. Ya beni rezil ederse, ya benle dalga geçerse, ya beni yanından kovarsa, ya beni sevmezse gibi şeyleri duymaktan korkuyorum.
Yine o zamanların birinde, ortaokul yıllarımda tanışmıştık Görkemle. Yeni mahallemize taşınmışlardı ve aşırı ilgi çekmişti mahalledeki çocuklar tarafından. Havalı değildi ama yine de çok tatlı bir çocuktu. Mahalledeki çocuklar kenarda top oynardı bende yüzümü avuçlarıma yaslayıp onları izlerdim. Onlarla konuşmaktan da çekinirdim. Beni aralarına almaz derdim. Bir gün yine apartmanın merdivenlerinin üzerinde oturmuş yakartop oynayan çocukları izliyordum. On yaşındaydım diye hatırlıyorum. Saçlarım iki yandan balık sırtı yapılmış annem tarafından. Üzerimde ne olduğunu hatırlamıyorum ama saçımı hatırlıyorum. Çünkü o zaman Görkem gelmişti aniden oturmuştu benim yanıma ve saçların ne kadar güzel demişti.
Yine kızarmıştım çünkü mahalledeki o kadar çocuk varken en asosyal olanının yanına,benim yanıma, gelip oturmuştu. Ve benimle konuşmuş benimle arkadaş olmuştu. Bütün çocuklar beni kıskançmış, hep uğraşmıştı. Sonra da Baran katılmıştı aramıza. Ve ikisi benim kahramanım olmuş ve beni hep korumuşlardı.
Görkem Batman, Baran Spiderman.
Onlara hep böyle demeye başlamıştım ama sonra Görkem gidince de benim kahramanlarımın hikayesi bitmişti. O günden sonra Baran a da Spiderman demeyi bırakmıştım.

Odamdaydım şimdi. Yatağıma uzanmış tavanla bakışıyordum. Aklımda binbir türlü düşünce geçiyordu. Günlerden Pazardı. Saatin kaç olduğu umrunda değildi. Çünkü değildi işte.
Cuma günü Görkemin yanından kalkıp kendimi lavaboya atmıştım ve tenefus zili çalana kadar ağlamıştım. Hayır kesinlikle ona hala aşık değildim ama beni unutmuş olması beni incitmişti. Lavabodan çıktıktan sonra idarecinin yanına gidip izin kağıdı almıştım. Hastaydım demiştim. Adam yüzüme baktıktan sonra vermişti izin kağıdını. Tabi o zaman ne haldeysem idareci bile hasta olduğumu düşünmüştü. Daha sonra kağıdı yoklama defterinin arasına koyup toplamıştım eşyalarımı ve eve gelmiştim. Yastığımın altına sıkıştırdığım telefonumu alıp kontrol ettim. Bir kere saat 12'ye geliyordu. Bunca saat yatakta napıyordum ben hiçbir fikrim yoktu. Sadece uyanmış ve tavanla bakışmıştım.
İki arama ve üç tane mesajım vardı. Baran iki kere aramıştı beni. Ve bir tane mesaj atmıştı.
"Bana ölmediğine dair bir işaret gönder."
İşte klasik Baran. Ona anlık bir fotoğraf attıktan sonra Damla'nın attığı iki mesajını açtım.
"Aşkım müsait olunca ara beni ;* "
"Saat gece on iki ve sen aramadın. Uyuduğu varsayıyorum ve yarınki partiyi unutma diyorum. Bana söz verdin. Partide görüşürüz muah :* "

Parti? Ha? What didin gülüm? Lan ben onu tamamen unutmuştum. Hem ben akşam ne giyecektim ki? Dolabımda pek partiye uygun kıyafetim yoktu. Dolabım sportif kıyafetlerim ağırlıklıydı. Toplasan dört eteğim ve bir elbisem belki vardı ama elbisem de parti elbisesi değildi. Günlük, çiçekli bir elbiseydi. Elimdeki telefonu ne ara alıp Damla'nın adını çaldırdım hiçbir fikrim yoktu. Elbisem olmadığını mı soylicektim? Bunu kesinlikle diyemezdim hem ayıp olurdu. Yani utanırdım. O yüzden mecbur bir bahane uydurmak zorundaydım.

Damla telefonu " Efendim çikolatam" diye açınca sabah sabahki enerjisine hayran kaldım. Ya da öğlen mi demeliydim? Her neyse. Selamlaşma kısmını geçtikten sonra gerginlikten yine dudaklarımı ısırdım ve "Damla ya sen akşam tek mi gitsen şu partiye?"diye sordum. Damlanın anı cırlaması telefonu kulağımdan çekmeme sebep oldu. Ciddiyim resmen cırlamıştı. Bu ses o kızdan çıkmış olamazdı öyle değil mi?
"Bana bak Sidar. Beni deli etme. Kesinlikle o koca kıçını kaldırıp geleceksin. Valla 17 yıllık yaşantımın 40 yıllık tribini atarım sana. Söz verdin bakkk!!!" Sonlara doğru sesi ağlamaklı çıkmıştı ve dudaklarını büzdüğüne dair yemin edebilirdim. Bende onu daha fazla kırmak istemediğim için "Tamam gelecem başımın belası." diye bezmiş bir sekilde mırıldandım.

Delilik SolumdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin