"Jennie şunu taşımama yardım eder misin?" Jennie sessizce Bay Jung'u onayladı ve yerde olan koliyi aldı. "Kusura bakma başka yardım edecek kimse yoktu seni yorucağım" Jennie boğazını temizlerken cevapladı. "Önemli değil" Bay Jung gülümserken beraber öğretmenler odasına doğru ilerlediler. "Bu hafta işin var mı Jennie?""Neden sordunuz?"
Bay Jung kollarından aşağı düşmekte olan koliyi daha sıkı kavrarken merdivenden çıkmaya başladılar. "Küçük oğlumun doğum günü partisi var süslemeler ve konsepte yardım edecek biri lazım" Jennie onu başıyla onayladı. "Daha önce böyle bir iki işte çalıştığını duydum, en iyisi senmişsin"
"Sadece güzel fikirler veriyorum abartılmasına gerek yok" Bay Jung güldü. "Övülmeyi sevmiyorsun değil mi?" Jennie gözlerini kaçırırken mırıldandı. "Övülecek kadar yeterli değilim"
"Anlama-"
"Baba?" Ho Seok'un sesi ile arkasını dönen Bay Jung oğlunu gördüğünde yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. Jennie onun sıcaklığı hissetti ardından içinde bir boşluğuda. Jennie başını yere eğerken ikisinin konuşmasını dinledi.
"Naptın? Yoğun muydu bugün?"
"Yani biraz neyse ki bütünlemeleri geçtim"
"Afferin sana çok uğraştın ama değdi sonunda"
Jennie onlardan soyutlandı ve kıskandığını hissetti. Bu basit cümleleri hayatı boyunca asla duymamış olmanın özlemini çekiyordu. Koliyi daha sıkı kavradı.
İhtiyacım yok, bu laflara ihtiyacım yok
"Ho Seok bu arada bu Jennie, kardeşinin doğum günü organizasyonu o üstlenecek" Jennie gözlerini ona çevirdiğinde onunda babası gibi sıcak bir gülümsemeye sahip olduğunu gördü. "Teşekkürler ama sana ağır olmasın, ilk senen değil mi?" Jennie bu ilgiden rahatsız olmuştu.
"Önemli değil" Ho Seok çalan telefonu ile ilerlemeye devam ettiler. "Sosyal ilişkilerinde biraz daha gayret göstermelisin Jennie"
"Gerek duymuyorum" Onun hazır cevabına karşın Bay Jung şaşırdı. Sanki gittikçe daha çok kendi kutusuna kapanmaya başlıyormuş gibi hissediyordu öğretmeni olarak. "Hey Jennie!" Ho Seok telefonu ona doğru uzattı. "Yoon Gi, seni istiyor" Jennie birkaç saniye bekledi geri çevirmek için çok geç değildi ama Bay Jung'ua kabalık istemezdi. Koliyi yere bıraktı ve telefonu aldı. "Efendim"
"Jennie! Nasılsın?"
"İyiyim"
Telefonun diğer tarafında olan Yoon Gi'nin yüzündeki gülümseme düşerken ardından gergince güldü.
"Bende iyiyim, sorduğun içinde sağol neyse geçen sabah bıraktığın sandviç için teşekkürler"
Jennie ayağını yere vururken arkasını döndü ve mırıldandı. "Rica ederim" Yoon Gi yatakta diğer tarafa dönerken bir süre sessiz kaldı. "Bir şey söyle-"
"Cumartesi günü için yeniden özür dilerim"
Jennie iç geçirirken gözlerini kapattı ve bira bekledi. "Önemli değil başka bir şey söylemeyeceksen kapa-"
"Oyuncak müzesine fazladan biletim var, benimle gelir misin?" Jennie gözlerini açarken kaşları yukarı kalktı, bu teklifi beklemiyordu.
Kendini affettirmeye mi çalışıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
with yoon gi
Fanfiction❝ heykel bölümü öğrencisi jennie'nin hayatının içine izinsiz giren yoon gi onu maske takarak kaybolmaya çalıştığı hayatından eski pişmanlıklarını yeniden yaşamamak adına kurtarmaya çalışır ❞ [ yoon gi & jennie ]