" sarılmak için 12 bahane "

264 37 3
                                    


Günler birbirini kovalarken Jennie gittikçe bunalmaya başlıyordu. Artık kabul ettiği bir gerçekti yaşadığı güzel bir günden sonra her şeyin alt üst olmasına böyle olmazsa rahat hissetmiyordu artık. Yoon Gi ile geçirdiği o günün ardından eve geldiğinde evinin önünde bekleyen annesini görmek istediği son şeydi. Ondan kaçmak istemesine sebep oluyordu her şeyi bırakıp kaçmaya ihtiyacı olduğunu hatırlatıyordu.

Uzun bir konuşmaları olmamıştı zaten, Jennie kaçamak cevaplarının ardından kapıyı onun yüzüne kapatıp bir de kilitlemişti.

Yok olmayı istemişti, ortadan kaybolmak bir daha geri dönmemek. Annesi ile yaptığı tek konuşma geleceğiydi ve ne kadar sorumsuz bir evlat olduğuydu.

Ona hiçbir faydası olmayan bir kadındı tek faydası bulunduğu evi almasıydı.

Jennie iç geçirdi. Ailesi ile olan ilişkisi başından beri sıfırlarda geziniyordu tek çocuktu ve koskoca evde nokta kadar değeri olmayacak bir şekilde büyümüştü. Anne tarafı zengindi baba tarafı ise zengin diyebilirdi ama yinede kadın, erkekten fazla para kazandığı için babasının egosu eziliyordu. Jennie o evde erkenden olgunlaşmış, çoğu şeyin farkında olarak büyümüştü. İki tarafında bencilliklerini, haklı ve haksız taraflarını, sevgisizliklerini, kabalıklarını görmüştü.

Annesi ona erkeklere babası ise kadınlara güvenmemeyi öğretmiş sonucunda ise hiç kimseye güvenmeyen bir çocuk haline gelmişti.

İkisi sürekli çalıştığından eve geldiğinde temizlikçiler ile birlikte olurdu genellikle onlardanda uzak durmaya çalışırdı ama asla unutmayacağı temizlikçi yaşlı kadın çocukluğunun biraz daha iyi geçmesini sağlamıştı. Ona sevgi, saygı ve sabır göstermişti.

Yatağında ters döndü ve dizlerini kendine çekti. Her zaman yalnızdı ve artık insanların kalabalığından rahatsız olacak kadar yalnızlığa alışmıştı. Kendi kendine yetebilmeye çalışıyordu sadece.

Herkesin bununla bir sorunu vardı. Öğretmenleri ona daha sosyal olmasını söyleyip azarlamıştı bir çok kez, sağına soluna baktığında onunla dalga geçen, onu istemeyen ve onu tuhaf bulan bulanık yüzlerden başka bir şey görememişti bunca zamandır.

Ve devam ediyordu bulanık yüzler sürekli soru soruyorlar sürekli rahatsız edici bir merakla ona yaklaşıyorlardı acımasız yorumları can sıkıcı dedikoduları derken nefes almakta zorluk çekmeye başladığı zamanlar oluyordu artık. Sadece katlanmak zor geliyordu, görünmez olmak istiyordu, ortadan kaybolmak bir daha bulunmamak her şeyin bitmesini istiyordu.

Ellerini başına götürdü ve titremeye başlayan dudağını ısırdı.

Düşünme, düşünme

Kendini kötü hissetmekten alıkoyamıyordu hiç geçmeyen karın ağrısı hiç susmayan sesler, diğerlerine imrenmekten başka bir şey yapamaz hâle geliyordu bazen onlar gibi olursa kimsenin onunla uğraşmayacağını düşünmekten başka bir çıkış bulamıyordu.

Denemişti, rol yapmayı denemişti. Onları izlemiş ve kendine bir karakter oluşturmuştu bir düşününce neden bu kadar okul değiştirdiği ortadaydı. Uyum sağlayamıyordu ve istenmiyordu.

Sadece birinin el uzatmasını istemişti, değerli olduğunu hissettirmesini istemişti sadece birini bir kere olsun yanında istemişti.

Telefonu titredi.

Ekranı açtı ve ona atılan mesajı gördü.

Yoon Gi Sunbae : Evde misin?

Jennie : Evet

Yoon Gi Sunbae : 5 dakkaya sendeyim

Jennie kaşlarını çatarken yatağında doğruldu ve telefonunu hızlıca eline aldı.

with yoon giHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin