( Kitabı güncel takip etmeyen okurlar için küçük bir uyarı, watty sağolsun bölümleri karıştırmış. Bu bölümü "bir takım gerginlikler" bölümünden sonra okumalısınız. )"Jen Jen yine tek başınasın"
Jennie okuduğu kitaptan gözlerini çevirirken işaret parmağını dudaklarına koyup ona sus işareti yaptı. Min Hyuk gülerek onun yanına otururken fazla yakınına oturduğunda Jennie bir yana kaydı. Jennie kitabına devam ederken Min Hyuk onu izliyordu.
"Ne okuyorsun?" Fısıltısına karşın kitabı ona gösterdi, konuşmamak için elinden geleni yapıyordu. Sesinin titreyeceğini düşünüyordu heyecandan. Jennie lisenin başında hep okuduğu romantik mangalardan çıkma olan Min Hyuk'a olan ilgisini fark etmişti.
Sportifti, güzel bir yüzü ve tarzı vardı, sosyaldi ve daha bir sürü şey.
Ama o en çok onu çizim yaparken izlemeyi seviyordu.
1 sene boyunca onu sadece izlemişti daha sonra ise Jennie dersten kaçıp soyunma odasında uyuklarken Min Hyuk ile tanışmıştı. Erkek soyunma odasında uyuduğunu farkında bile olmayan Jennie onu soyunurken görmüştü ve içindeki tüm çığlıklara rağmen gayet sakin bir şekilde özür dilemiş ve odadan çıkmıştı.
Doğruca tuvalete girmiş ve yanaklarının kızarıklığı gidene kadar çıkmamıştı. O olaydan sonra ise onun anlayamadığı bir şekilde Min Hyuk onun etrafında dolanmaya başlamıştı. Gördüğü her yerde selam veriyor, bazı derslerde ondan yardım istiyordu. Jennie içini yansıtmayan bir karakterde olduğundan ona olan soğuk duruşu diğer kızları kızdırıyordu.
"Min Hyuk ona selam veriyor ilgilenmiyor bile"
"Gerçekten düz bir kız"
"Kendini ne sanıyor acaba?"
Bunun gibi bir sürü konuşmayı koridorlarda ve tuvaletlerde duyuyordu.
Herkes bir şeyler söylüyordu onun hakkında kulaklığını takıp onların sesini kesmek her zaman yaptığı bir şeydi.
Min Hyuk ona doğru eğildiğinde Jennie aralarında boşluk kalacak şekilde uzaklaştı. "Manga mi okuyorsun? Şu ölüm meleği falan olanı mı? Bana verdiğin cilt hala duruyor bir ara almaya gel"Gözlerini okuduğu panelden ayırmazken cevapladı. "Almama gerek yok" Min Hyuk dirseğin dizini yaslarken ardından yüzünü eline yasladı. "Hmm, öyle mi? Sen birilerinde kitabının kalmasından hoşlanmıyordun ama" Jennie dudaklarını yalarken kalbinin sesini çok net duyuyordu. Hızlanmaya başlayan kalbine yanmaya başlayan yanakları eklenmişti.
Cevap vermedi ama içi içini yiyordu. Kendisini hakkında bir şeyi ol oluşu onu mutlu etmişti.
Min Hyuk'un gözleri onun dudaklarında takılı kalırken ona doğru eğildiğinde farkında bile değildi. Aralarında olan anlam veremediği çekim onu farklı şeyler yapmaya itiyordu.
Jennie vücudunu kasarken yakın yüzlerini uzaklaştırdığında Min Hyuk başını iki yana sallarken gergince güldü. "Tamam şansımı zorlamayacağım"
Jennie yüzünü ona çevirdiğinde uzaklaşmamış olan Min Hyuk'un gözlerine baktı ardından etrafına baktı.
"Hadi çıkalım zaten kimse kalmadı"
"Ders saati yaklaşıyor doğru, gidelim hadi"
Heyecanlanmıştı, gözlerini ona çevirdiğinde onun istekli gözlerinden kaçınmadı. Bunu daha önce yapmamıştı, Min Hyuk onun her zaman yakınına gelir öpecek gibi yapar ardından dalgaya vurarak geri çekilirdi ama bu sefer öyle değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
with yoon gi
Fanfiction❝ heykel bölümü öğrencisi jennie'nin hayatının içine izinsiz giren yoon gi onu maske takarak kaybolmaya çalıştığı hayatından eski pişmanlıklarını yeniden yaşamamak adına kurtarmaya çalışır ❞ [ yoon gi & jennie ]