with yoon gi

" bir takım gerginlikler "

"Bu arada Bay Yoon Gi sizinle tanışmak ne büyük zevk"

Yoon Gi sahte bir gülümsemeyle elini ensesine götürürken üstünde ki bakışlar sınırını bozuyordu özelliklede Su Ho'nun. "Neyse eğer kısaca toparlarsak oyununuzu eğer düzgünce oynarsanız güzel bir puan alırsınız...hepinizin değerlendirmeleri bittiğine göre diğer haftaya oyunlara başlarsınız"

Öğrenciler yerlerinden kalkarken aralarında konuşarak yavaşça sınıfı terk ettiler. "Seni gerçekten burada gördüğüme inanamıyorum, herhalde cidden vicdanın olmalı"

Su Ho'yu görmezden gelirken ayağa kalktı. "Hadi Jennie gidelim"

Kağıtları toplayan Jennie'nin arkasına geçen Su Ho gülümseyerek ona yardım etti. "Onunla düzgünce bu işi yapabileceğine emin misin Jennie? Memnun değilsen bir şeyler yapabilirim biliyorsun, vahşi bir hayvanla uğraşmak zorunda değilsin" Yoon Gi dişlerini sıkarken ona doğru bir adım attığında Jennie ayağa kalktı. "Sonuçta onu evcilleştirmek bana düşüyor değil mi?" Kapıya doğru ilerleyen Jennie'nin arkasından gururla gelen Yoon Gi dışarı çıktıklarında cümleyi idrak etti.

"Bekle benim hayvan olduğumu kabul mu ettin?"

Jennie omuzunun ardından ona baktı. "Hayvan olduğunu mu kabul ediyorsun?" Yoon Gi gözlerini kırpıştırdı ardından ise homurdanarak cevapladı. "Kediye benzediğimi söylerler"

Jennie onu başıyla onaylarken Yoon Gi ona kısa bir bakış attı. Sabah evinin önüne gelip onunla okula girmişti. Bakışlar ve fisıldaşmaları farkına varmıştı, rahatsız olmuştu yanında Jennie olduğundan değil insanlardan.

"Senin için söylüyorum"

Yoon Gi gözleri donuklaşırken kakülüyle uğraşan onu izlemeye devam etti.

Beni düşünüyor

Ama onun negatifliği sabahtan beri üstündeydi sürekli telefonunu kontrol ediyor ve endişeli duruyordu. "Birlikte gözden geçirelim mi?" Hâlâ saçıyla oynayan Jennie onu duymadı, bir iki defa daha seslendi ama o kadar odaklanmıştı ki neredeyse duvara çarpacakken Yoon Gi onu kendine çekti. "Dikkat et"

Gözleri büyürken belinde olan elin farkına vardığında etrafına bakındı, birkaç göz onların üstündeydi. "Sabahtan beri çok dalgınsın" Jennie ondan hızlıca uzaklaştığında kafasını duvara vurdu. "Jennie, Jennie, Jennie yine sakarlığından geçilmiyor" Ye Rim aralarına girerken elini onun başının arkasına koyarken övdü. "İnsanlar öcü değildi değil mi Jen? Nereye kaçıyorsun?" Jennie gözlerini kaçırırken Ye Rim gözlerini endişeli gözlere çevirdi. "İsmin Yoon Gi değil mi?"

"Evet, senin?"

Ye Rim gülümserken kafasındaki eli itmeye çalışan Jennie'ye sarıldı. "Bu kedinin koruyucu meleği Ye Rim"

Gülerken etrafına bakındı. "Anladım"

Jennie, Ye Rim'den kurtulurken üstünü düzeltirken homurdandı. "Çok yapışkansın"

"Benimle bu aralar az takılıyorsun Jen Jen, yarın beraber dışarı çıkalım"

"Hayır"

Ye Rim onun önüne eğilirken yaptığı tatlılıkla bir kere daha şansını denedi. "Diğer gün?"

"Hayır"

Yoon Gi elini ensesine götürürken istemeyerekte olsa bir öneride bulundu. "Daha sakin bir yere geçelim mi? Tiyatro için yapmamız gereken şeylerde var"