SENDEN SONRA

ALDATMA

                                    Son yaşanan ihanet, karla kaplı masal ülkesini yerle bir ediyor. Meltem, günlerdir Kaya'yı görmüyor. Yaşadığı kalp acısında kapalı kalıyor. Konuşmuyor, yemiyor içmiyor sadece bu olanın yalan olmasını diliyor kuvvetle. Yurt ve fakülte arasında gidip geliyor olması gerektiği gibi. Birkaç kere uzaktan Kaya'yı görür gibi olsa da bunun beyninin kendisine yaptığı bir oyun olduğuna inanıyor. Kaya, o günden sonra Meltem'den uzak duruyor. Meltem de her şeyin bittiğini acıya acıya kabullenmiş halde. Sadece kendine engel olamadığı bazı hareketler çıkıyor ortaya. Sık sık pencereden bakmak ya da tesadüf gibi Aysun'un odasına göz atmak. Bekledikleri olmuyor. Ne Kaya Aysun ile yurda geliyor ne de Aysun bir daha geceyi dışarıda geçiriyor. İlk anın hesaplaşmasından da Aysun yüzsüzce sıyrılıyor:

-''Seni dediğin kadar sevseydi benimle ne işi vardı sevgilinin? Sadece anı yaşadık, tek gece!'' derken öylesine ucuz ve aşağılık görünüyor ki gözüne, söz bile anlatmaktan kaçıyor o çirkinliği. Arada bir koridorda karşılaştıklarında Meltem, kızın yüzüne tüküren bakışlar atıyor, Aysun ise hiç oralı değil. Aysun, kendi odalarına gelmiyor. Deniz ile kantinde konuşuyorlar çoğu zaman. Meltem, onları gördükçe tüm varlığını dağlayan azabını en baştan yaşamaya başlıyor her seferinde. Günler aynı yavaşlıkta ve aynı ağırlıkta geçmeye devam ediyor. Yurda gelir gelmez, Meltem yemeğini yiyiyor ve başlayan vize haftasında yapması gerekeni yapıyor, ders çalışıyor. Yeni bir düzen tutturması gerektiğinin farkında. Her ne kadar Kaya aynı canlılıkla gönlünde yaşasa da yoluna devam etmeli. Sessiz, şikayetsiz içindekinin kabuk tutmasını bekliyor kız. Aldığı ders notlarını tekrar tekrar gözden geçiriyor, acıyı hafifletmenin en güzel yoludur bir uğraşı bulmak. Bu hafiflemeyi umarak gözlerini kitapların sayfalarında dolaştırıyor. Her ne kadar aklının bir yanını Kaya istila etmiş olsa da kararlı tavrında devam ediyor Meltem...

                                   O gün de fakülteden döndüğünde yemek için kantine giriyor. Bu soğuk havaya en yakışan şeylerden biri olan çorba alıyor kendine. Tek başına oturduğu masasında, aldığı her sıcak yudum içini ısıtıyor kızın. Yüksek bir kahkaha ile irkiliyor yerinde bir an. Başını kaldırıp giriş kapısına bakınca Deniz ve Aysun'u görüyor.İkisi de yeni planlarının peşinde ve neşeli. Meltem'e bakmadan geçiyorlar. Kız düşünüyor:''Bir insanın dünyasını yıktıktan sonra böyle neşeli olmayı nasıl beceriyorlar?'' İkisinin normal bir insan özelliğine sahip olmadıklarına karar verip, düşüncesini bir sonuca bağlıyor Meltem. Çorbasından bir iki kaşık daha alıp, pencereden bahçeye bakıyor. Kaya, giriş kapısının karşısında bekliyor. Birden tüm algıları uyanıyor kızın. Demek Aysun'u almaya gelmiş, e artık ayrıldıklarına göre de bunu yapabilir. Merakla bakmaya devam ediyor bahçeye kız. 

-''Kaya seni bekliyor.'' diyen cümle tüm bedenini sarsıyor Meltem'in. Bu haberi kendine getiren, kendi sınıfından arkadaşı Ferda. Ona, her şey yolunda tarzı bir gülümseme atıp, teşekkür etmek istiyor. Ferda zaten hep aç olma özelliğiyle çoktan yanından uzaklaşmış bile. Heyecandan her yanının titrediğini hissediyor.'' Galiba Kaya yanlış isim verdi. Biz ayrıldık, Aysun demek istemiştir o.'' gibisinden garip düşünceler dolanmaya başlıyor aklında ardından. Beklemeye karar veriyor yerinde. Kaya, elleri cebinde bir ileri bir geri yürüyor bahçede. Üşüdüğü her halinden belli. Ağzından, burnundan buhar çıkıyor. Meltem belli etmemeye çalışarak Deniz ile Aysun'un nereye oturduklarını görmeye çalışıyor. Arkasına kalmışlar, iki üç masa geride. Kesin onlar da Kaya'yı görmüş olacaklar. Acaba Aysun neden hala dışarı çıkmıyor? Çay almak bahanesiyle yerinden kalkıyor Meltem, amacı iki kızı daha rahat görebilmek. Şu an ikisinin de pencereden bahçeye baktıklarını görüyor. E öyleyse o yüzsüz Aysun neden hala Kaya'nın yanına gitmiyor? Durum gittikçe daha da ilginç hale geliyor. Elinde çay fincanıyla masasına giderken, bu sefer de Aylin geliyor yanına: