FEZA'
Zilin çalmasıyla mutfağa giden adımlarımı kapıya doğru çevirdim.
"Efşan ablam geldi!"
Defne koşarak yanıma geldiğinde yüzümdeki gülümseme eşliğinde kapıyı araladım. Efşan ile Elvan Teyze karşımda duruyordu.
"Hoş geldiniz..."
"Hoş bulduk oğlum..."
Defne, Efşan ablasına sarılırken ben de Elvan Teyzemin yanına geçip elini öptüm. Elvan Teyzem beni kolları arasına aldığında hazır Efşan konuşmuyorken bu anın tadını çıkartmaya başlamıştım bile. Ve sanırım ömrümün sonuna kadar duyacağım ses...
"Hadi bizi içeriye geçir şaşkın kafa!"
Elvan Teyzemden ayrılıp başımı kaldırdım. Defne kıkırdıyordu. Gözlerimi kısıp dudağımı araladım.
"Kıskanç..."
Gözlerimi Elvan Teyzeye çevirip keyifle konuştum. Elvan Teyzem ufaktan gülüyordu.
"Elvan Teyzem bu kızın beni de kıskanıyor. Büyüdükçe iyice çekilmez oldu."
Efşan omzuma vurup atıldı. Omzum çürüdü Efşan...
"Seni ne kıskanacağım be! Şu hâline bak." deyip saçımı karıştırdıktan sonra Defne'nin gülüşleri eşliğinde salona doğru ilerlediler. Elvan Teyzem anne şefkatiyle omzumu okşayıp kıkırdadı. Bu hâline gülerek koluna girmiş, salonun yolunu tutmuştuk.
Salona geçtiğimizde Efşan babamın elini öpüyordu. Babama kocaman sarıldığında aklıma gelenle kısaca gülüp yanlarına doğru ilerledim. Elvan Teyzem annemin yanına geçmişti.
"Nasılsın güzel kızım?"
"İyiyim Aziz babam. Senin keyfin nasıl, işler?"
Babam gülerek konuştu. Efşan'ın güzel yüzündeki gülümsemesi dünyaya bedeldi. Gülümsüyorum.
"Aynı kızım... Seni özledim."
"Ben de..."
Efşan'ın babası daha Efşan doğmadan yurt dışında iş kazasından dolayı vefat etmiş. Babalarımız birbiriyle tanıştığı için bebeklikte dahil bütün zamanlarımız birlikte geçti. Aynı okullarda okuduk. Şimdi üniversite ikinci sınıfız. Son senemiz. Önlisans okumaya karar verdik birlikte. Aynı üniversitede farklı bölümler okuyoruz. Efşan, sağlık alanı tercih etti. Ben de elektrik bölümündeyim. Onun gibi sağlık okuyamazdım.
Efşan babama son kez sarılıp benim tarafıma döndüğünde içten içe gülerek elimi uzattım. Elimi tutup başını kaldırdığında kaşlarını çattı. Bu hâline gülerken kolunu çekiştirmeye başlamıştı bile. Elini kendime doğru çekip elinin üzerine öpücük bıraktıktan sonra kollarımın arasına aldım onu. Kulağıma gülüşmeler geliyordu. Efşan sırtıma vurup kollarını bana sardı. Gülümsüyordum. Ne olursa olsun ben bu kıza kızamıyorum.
...
Akşam yemeğimizin ardından çaylarımızı içiyorduk. Gözlerim annemgile gittiğinde sohbet ettiklerini gördüm.
"Aziz abi, aşağıdaki bir ayakkabı dükkanı başka yere taşınmış-"
Annem çay bardağını sehpaya bırakıp heyecanla atıldı.
"Köşedeki mi Elvancım?"
"Evet Gülbincim. Aziz abi biliyordur diye sormak istedim."
"Yenge valla bilmiyorum ama işe giderken sorarım."