6'

94 25 36
                                    

EFŞAN'

"Belki görünmez oluruz."

Gülerek yerimden kalktım.

"Görünmez olmayı çok isterdim gerçekten."

Gözlerini benden ayırmadı. Ciddi yani...

Derin nefes alıp verdikten sonra dudağımı araladım.

"Tamam... Ben üzerimi değiştirip geliyorum."

Başını sallayıp gülümsedi. Odama doğru yol aldım. Bir sıkıntı çıkmaz umarım. Her şey yolunda gider.

...

Annemle vedalaşıp evden çıktık. Şu an ayakkabılarımı giymek için çaba sarf ediyorum. Bağcığı dolaştı.

"Süpürge saçlım daha bekleyecek miyiz?"

Sıkıntılı nefes vererek başımı kaldırdım. Şaşkın kafası gülüyordu.

"Bağcığı dolaştı şaşkın kafa! Bir de sürekli bana süpürge saçlı demekten vazgeç! Duyan da pasaklı sanacak beni..."

Gülerek konuştu.

"Sen de bana şaşkın kafa deme o zaman."

Kıkırdayarak ayakkabıma döndüm. Bu sefer olacak.

"Ama şaşkın kafasın-"

"Sınıfıma geldiğin gün de dedin, birkaç kişi şaşkın kafa diye çağrıyor beni."

Ayakkabımın düzelen bağcığını bağlayıp ayağa kalktım. Çok şükür oldu.

"Kimmiş onlar? Sana benden başka kimse şaşkın kafa diyemez bi kere." deyip saçımı savurdum. Gülüyordu.

"Sen de benim süpürge saçlımsın, Efşan."

Kıkırdadım. Kapı açılma sesiyle duraksadım. Karşı kapıdan Asu çıkmıştı. İçten içe canım sıkıldı. Gözlerim Feza'ya giderken ona baktığını gördüm. Sonra Asu'ya çevirdim bakışlarımı. Yüzüne sahte gülümseme yerleştirdi.

"Selam..." diyerek yanımızdan geçtiğinde şaşkın kafa hâlâ o kıza bakıyordu. Boşuna şaşkın kafa demiyorum!

Omzuna vurup sinirli ve kısık çıkan sesimle konuştum.

"Bu kadar belli etme!"

Dalgınca bana döndü. Bön bön bana bakıyor. Elinden tutup arkamdan götürmeye başladım. İkinci katta olduğumuz için merdivenleri tercih ediyordum. Nihayet kendine gelip bana uymuştu. Bir gün öyle bir patlıyacağım ki ona!

"Feza kalbimi kırıyorsun ya! O kızın yanında hiçbir değerim yok sanki. Biraz oturaklı ol. Askere gitmeyecek misin çocuk sen? Bir gün seni dövmek istiyorum. Elimden kimse alamayacak seni."

Bıkkınca nefes verip elimi bıraktı. Giriş kata gelmiştik. Başımı ona doğru çevirdiğimde hüzünle bakan gözleriyle karşılaştım. Bu kez ciddi ciddi döveceğim ya!

"Bi dinlemiyorsun ki beni. Asu ile konuşmaya fırsatım olmadı-"

"Ne fırsatı be! Ne zaman gördün ki onu? Bir ay bile olmadı buraya taşınalı. Kendine gel! Şu kalbine sahip çık! Sen o kızı sevmiyorsun. Yanlış kişiyi kalbinde saklamak istiyorsun sadece, bilmiyorsun!" deyip yumruk yaptığım elimi sert olmamasını umarak göğsüne vurdum. Dolan gözlerini gördüğümde sinirden saçlarımı yolmak istedim.

"İleri gidiyorsun Efşan!"

Sinirden başıma ağrı girmişti. Dış kapıya doğru ilerledim.

"O kızın adıyla yanıma gelme Feza!"

Dış kapıyı zorlukla açarken kendiliğinden aralanmıştı. Feza kolumdan tutup dışarı çıkardı beni. Yerimde kıpırdandım.

"Feza-"

Gözlerini bir yere sabitlemiş hâlde duruyordu. Gözlerinde acı gördüm. Sözümü tamamlayamamıştım. Arkama döndüğümde gördüklerimle bir adım gerilemiştim. Feza, o kızın sana uygun olmadığını böyle öğrenmeni istemezdim.

Utançtan yanaklarım yanarken başımı çevirdim. Feza ifadesini bozmamıştı. Elimle gözlerini kapatıp çekiştirmeye başladım onu. Bana uymuştu.

"Boşuna şaşkın kafa demiyorum sana." dedim takılarak. Onun üzülmesinden nefret ediyorum. Bisikletinin yanına geldiğimizde başımı ona çevirdim. Kızarmış gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Başını eğdiğinde canım acırken sözleri üzerine üzülmüştüm.

"Özür dilerim."

GÖRÜNMEZ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin