Vera Capella Malfoy ailesinden miras kalan sarı saçlarıyla tüm asaleti ile Hogwarts koridorlarında yürüyordu. Yıllar sonra burada ne işi vardı? Elbette yeğeni Draco'nun cezaya kalmasından başka bir sebebi yoktu.
Vera, Dumbledore'un odasına ilerlerken aklına dolan anılar göğsünü sıkıştırdı. Hissettiği baskı nedeniyle elini hemen kalbinin üzerine koydu. O güzel günler geri gelmeyecekti bunun farkındaydı. En azından o bugünleri göremeyecekti.
En sonunda odaya vardığında içeri nasıl geçeceğini düşünürken Profesör McGonagall yanında belirdi. Yılların eskitemediği güzelliğe sahip cadı , Vera'yı görünce sert yüz hatlarını yumuşattı.
"Ah Bayan Lestrange.....pardon bayan Malfoy uzun zaman oldu ama keşke sizi böyle tatsız bir olay için ağırlamasaydık."
Vera duyduğu soyad ile yüzünü saniyelik ekşitti. İnsanlar ne zaman onun tekrar bir Malfoy olduğunu anlayacaktı? Rabastan ile olan evliliği sadece babasının isteği üzerini safkanlıklarını ve isimlerini korumak için yapmıştı. Gerçek sayılmazdı.
"Önemli değil profesör . İnsanlar uzun zaman geçmesine rağmen hâlâ Rabastan ile olan ayrılığımıza alışamadı."
Yüzünde çok doğal olmayan bir gülümse yer aldı. Beraber odaya girdiklerinde odada Dumbledore masasında oturmuş, önündeki koltuklarda ise başka biri oturuyordu. Vera onun kim olduğunu anında anladı. Eski dostu Remus Lupin ona samimi olmayan bir gülümseme ile bakıyordu.
Aradan geçen yıllar her şeyi bozduğu gibi onların dostluğunu da bozmuştu. Genç kız bunların hiçbirini yaşamak istemezdi gerçi o hayatı boyunca hep istemediği şeyleri yapmaya zorlanmıştı. Sadece sınıf arkadaşı olarak gördüğü biri ile evlendirilmek , mükemmel olmaya zorlanmak, arkadaşlarından koparılmak bunlardan sadece bazılarıydı.
Odanın sağ tarafına baktığında ise kendisi gibi sapsarı saçları ile parlayan yeğenini ve onun birkaç adım yanında bulunan üçlüyü fark etti. En başta duran kız oldukça kabarık- tabiri caizse çalı süpürgesi gibi- saçları vardı. Draco ve Polaris onun bir muggle doğumlu olduğunu söylemişti.
Ortadaki kızıl saçlı çocuk ise ben bir Weasley çocuğuyum diye bağırıyordu. Ama bakışları onun üzerinde fazla oyalanmadı. Sondaki çocuk aynı James Potter gibiydi ama tek bir fark vardı .... gözleri. Lily Potter'ın gözlerine sahip bir James odanın kenarında dikiliyordu. Bu ona acı verdi sonuçta insanlar inkar etse bile onlarla arkadaştı ya da o öyle sanıyordu. O gece elinden geleni yapmıştı ama herkes Peter'a güvenmeyi tercih etmişti. Çünkü Vera safkan bir Slytherin idi, güvenilmezdi(!)
Peki ne olmuştu? Araları neden bozulmuştu? Vera nerede hata yaptı? Belki de yaptığı tek hata Malfoy olarak doğmaktı.
"Uzun zaman oldu Bayan Malfoy. Lütfen şöyle oturun."
Dumbledore eliyle koltuğu işaret ettiğinde genç kadın koltuğa geçip oturdu ve çantasını masaya bıraktı. Karşısında oturan Remus'a kafa selamı verip okulun yaşlı müdürüne döndü. Her ne kadar onlara kocaman sarılmak istesede yapamadı. Malfoy gibi davranmalıydı. 33 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala özgür değildi . Sanki bu yaşadıkları onun hayatı değilmiş gibi.
"Eminim beni buraya getirmenize değecek şeyler olmuştur Bay Dumbledore."
Yaşlı adam samimi bir şekilde gülümsedi ve devam etti.
"Bay Malfoy gece gizlice Bay Lupin'in ofisine girmiş."
Bakışları hemen Draco'ya döndü . Cidden amacı neydi? Bu çocuğu anlamak ona zaman zaman zor geliyordu.
"Ardından ise Bay Potter ve arkadaşlarıyla bir düelloya girmiş. Bu düello sırasında etrafa fazlaca zarar verdiklerini söylemekten kaçınamayacağım."
"Peki neden sadece ben burdayım? Bu olayda tek suçlu Draco gibi durmuyor. Sonuçta o yasak saatte dışarıdayken Potter ve arkadaşları da oradaymış."
"Onlarla daha sonra ilgileneceğiz şüpheniz olmasın. Sizi buraya çağırma sebebim Draco'nun gittikçe agresif olduğunu bildirmekti. Böyle devam ederse ona büyük cezalar vermek zorunda kalabiliriz."
"Ceza vermek mi? Eğer bir şeye zarar verdiyse bunu fazlasıyla karşılayabiliriz. Lakin Draco'nun ceza alması hiç iyi olmaz ."
Bunu söyledikten sonra Remus'un histerik gülüşü gözüne çarpmıştı. Vera'nın aynı kibirli erkek kardeşi gibi konuşmak için kendini çok zorlamasına gerek kalmamıştı. Bu konuda yıllardır kendini geliştiriyordu. Belki arkadaşları ile arasını bozan şeylerden biride onun bu rol yapma yeteneği olabilirdi.
Birkaç dakikanın ardından Vera kolunu Draco'nun omzuna attı ve kapıya doğru sürükledi genç oğlanı. Draco'nun hırsı ise hala sönmemişti. Kafasını arkasında bulunan Harry'ye çevirip dişleri arasında konuştu. "Bu iş burada bitmedi Potter!"
Kapıdan çıktıklarında Polaris'in onları beklediğini gördüler
"Kovulmadın değil mi?"
Küçük kız kuzeni hakkında oldukça endişelenmiş duruyordu."Elbette hayır. Halam halletti her şeyi. Bizim Malfoy olduğumuzu unutuyorsun kuzenim. Ah pardon! Sen bir Lestrange'sin değil mi? " Polaris ise Draco'nun onu sinir etmeye çalışmasına karşı sadece göz devirmekle yetindi. Babası dahi olmayan bir adamın soyadını taşımak istemiyordu.
Vera kafasını Draco'ya çevirip konuştu.
"Bunu daha sonra konuşacağız Malfoy. Ayrıca Polaris'i üzecek şeyler söylememen konusunda seni uyarmıştım."Draco gülerek kafasını salladı . Vera'nın ona kıyamadığını bildiği için halasından korkmuyordu.
Genç kadın kafasını Polaris'e çevirip onu kendine çekti ve küçük kızın saçlarına bir öpücük bıraktı.
"Seni çok özledim anne...."
___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___---___
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Story Of A Malfoy
FanfictionYüzünde çok doğal olmayan bir gülümse yer aldı. Beraber odaya girdiklerinde odada Dumbledore masasında oturmuş, önündeki koltuklarda ise başka biri oturuyordu. Vera onun kim olduğunu anında anladı. Eski dostu Remus Lupin ona samimi olmayan bir gülüm...