Story Of A Malfoy

•5•

  "Nat çabuk buraya gel!"
Odasına giren Natalia asamı kaçırmış ve bana geri vermiyordu. Kapıyı hızlıca çalmaya başladım.

  "Eğer asamı 5 dk içinde geri vermezsen aldığım gibi seni kurbağaya çeviririm bücür."
Kapıya kulağımı dayayıp cevap vermesini bekledim. Bir süre geçtikten sonra kapıyı hafifçe araladığında içinde gökyüzünü barındıran parlak mavi gözlerini görebilmiştim.

  "Ama sana verirsem bu gece burada kalmazsın. Asan bende durduğu sürece yanımda kalmak zorunda olursun o yüzden vermiyorum."

  Duyduğum şeylerle dudaklarım hafifçe kıvrıldı. Kapıyı hafifçe ittirdim ama kapının arka tarafından sıkıca tuttuğu için açamadım.

  "Bebeğim lütfen kapıyı aç. Seninle bu konu hakkında konuşalım olur mu?"

  Mavi gözlerindeki bakışlar ne kadar kararsız kaldığını ortaya koyuyordu. Ama en sonunda kafasını sallayıp kapıyı açtı.  Onun arkasından ilerleyip yatağına oturdum.

  "Bak şimdi bebeğim, senin baban ve benim babam sen daha çok küçükken kavga ettiler. Bu yüzden hala küsler. Eğer babam burada olduğumu öğrenirse banada küser. Bunun olmasını istemeyiz değil mi?"

  "İstemeyiz ama barışamazlar mı? Çünkü seni çok az görüyorum hatta bir Malfoy olarak tanıdığım tek akrabalarım sen ve Rigel abla."

  Sarı saçlarını yavaşça okşadıktan sonra korku hikayesi anlatıyormuş gibi bir pozisyon alıp konuşmaya başladım.

  "Emin ol bebeğim tanımazsan daha iyi olur. Hepsi korkunç canavar gibiler." Cümlemi bitirdikten sonra yüzümü tuhaf bir şekle soktum. Natalia ise kahkaha atarak odadan çıkmıştı.

   Rigel ile birlikte yaptığımız plana uyarak amcamın yanına gelmiştik. Bu gün tatilin son günüydü yani yarın okula gidecektik. Bu da en fazla bir saat daha burada durabiliriz demekti.

  Salona girdiğimde gördüğüm Brutus amcamla Rigel'ın yüz ifadeleri, pekte iç açıcı olmayan şeyler hakkında konuştuklarını belli ediyordu. Bu konun ne olduğunu tahmin etmeme gerek yoktu. Geçen görüşmemizde Malfoy olan kuzenim artık Rigel Blishwick'ti tabiki konu evliliğine gelecekti.

   "Bak tatlım eğer cidden yapmak istemiyorsan seni yanıma alabilirim. Onlara ihtiyacın yok. Biz seni her şekilde destekleriz." Rigel'ın küt siyah saçlarını okşayan amcam içtenlikle konuşmuştu. Rigel dış görünüşünü değiştirmeyi oldukça seven bir kadındı. Tatile girdiğimiz ikinci gün beni de yanına alarak kuaföre gitmiş ve altın sarısı saçlarını siyaha boyatıp tam kulaklarının altında kesmişti. Açıkçası bu hali ona sert bir görüntü kazanıyordu ve ben bunu sevmiştim. Ayrıca dolabını da baştan aşağı değiştirerek full maskülen tarz giyinmeye başlamıştı. Sanırım ailesinin üzerindeki baskısını birazcık kesmesi onu kendi özüne dönmeye itmişti.

  "Elbette yanımda olacağınızı biliyorum ama Louis ile yaptığımız anlaşma beni rahatlatıyor. Birbirimizin kişisel alanını koruyoruz. Her ne kadar ailelerimiz bilmesede bu evlilik kısabir göz boyama. Belli bir süre sonra boşanacağız amca."
...
  

  Natalia'yı kucağımdan indirip Rigel'ın kolunu tuttum. Son olarak bize sevgiyle bakan gözlerin sahiplerine el salladıktan sonra Londra'ya cisimlendik. Vücudumun yaşadığı sıkışıklık hissi midemi bulandırmıştı. Anlık ağzıma gelen acı tat ile yüzümü buruşturdum.