Bavulumu ağzına kadar doldurduktan sonra üzerine oturup kapatmaya çalıştım. Yanıma biricik ayıcığım 'Tıfıdık'ı almayı da tabi ki unutmadım. Tıfıdıktan ve ablamdan başka yakınım yok. Annemi saymıyorum çünkü açıkçası onunla çok da yakın değiliz. Bavulumu kapattıktan sonra merdivenden yuvarlanmamaya dikkat ederek aşağıya indim.
'Arya gel kapının önündeyiz.'
Neden Kore değil? Yani neden Güney Kore'ye gitmek yerine Avustralyaya gidiyordum ki?! Ben bütün hayatım boyunca yurt dışına çıkmak istemiştim. Fakat bu sadece Güney Kore için geçerliydi. Aslında ben sadece Güney Kore'ye gitmek istiyordum. Ablam gerçekten aşırı derecede zekiydi. Annem de benim ablama benzememi istiyordu. Ki muhtemelen bu yüzden beni yurtdışına gönderiyordu. Kardeşim Deniz 6. sınıfa gidiyor fakat sanırım benden daha çok şey biliyor. Bu nedenle ailede bir tek benim aptal olduğumu düşünüyorlar. Bence de bu mantıklı. Ne olursa olsun ablam sınavlardan her zaman yüksek notlar alıyor. Her ne olursa olsun! Deniz de aynı şekilde. Hatta neredeyse hiç denecek kadar az çalışmalarına rağmen. Cidden zekiler. Hem de fazlasıyla. Madem ailemizde böyle bir gen var, öyleyse neden bana geçmemiş ki? Şunu fark ettim ki bunu düşünürken bile beynimi zorluyorum. Ablam ve annemin yanına gittim.
'Ne bu bavul böyle? Sanki bütün hayatın boyunca orada yaşayacaksın.' dedi ablam. Derin bir iç çekti 'Bana mesaj atmazsan öldün sen!'
Tabi ki de ablama mesaj atacaktım. Hem de her gün. Yani umarım. Sonuçta ablamı kendime çok yakın hissediyordum ve ne olursa olsun ablama anlatıyordum. Muhtemelen ablamın hakkımda bilmediği tek bir şey bile yok. Ayrıca çok da iyi sır saklıyor. Hem her şey karşılıklı. Ben on her şeyimi anlattığım gib o da bana her şeyini anlatıyor. Keşke babam daburada olsaydı ve ablamla ne kadar iyi anlaştığımızı görseydi. O ölmeden önce ablamla cidden aşırı kavga ediyorduk ve onu üzüyorduk. Yani, o her ne kadar söylemese de onun üzüldüğünü biliyordum.
'Hadi hadi!' annem ablam ve beni çekerek arabaya fırlattı. Evet, fırlattı resmen. Havaalanına girdiğimizde gerçekten ablamdan ayrılacağım için üzgün hissediyordum. Annemi de özleyecektim. Fakat ablam benim için gerçekten de çok ayrıydı. Arkadaşım yok burada veya bir erkek arkadaşım. Sadece annem, ablam ve Deniz. Annem ve Deniz ile çok iyi anlaşamadığımız için ablam bana en yakın. Annem zaten cumartesi günleri hariç eve o kadar geç geliyor ki. Annemin yüzünü düzgünce görebildiğim tek gün cumartesi. Ama bana zaten ablam yetiyor. Canım çıktı fakat yine de bavulları uçağa sokabildim. Gerçekten gerekli gereksiz her şeyi almışım sanırım. Ama ablamın dediğine göre şu anda en gereksiz gördüğümüz şeyler bazen yanımızdan ayırmamamız gereken tek şey olabilirmiş. Bu yüzden, her ne akdar bavullarla işim çok olsa da onların işime yarayacağını düşünüyorum. Sonuçta ablam çok zeki olduğu için doğru söylüyordur. O 2+2=6 dese bile inanırım ben. Sonuçta o zeki. Zeki yani. Yerime oturduğumda ablamın el salladığını gördüm.Ona kocaman gülümsedim ve el salladım. Uçak kalktı. Açıkçası kendimi çok da iyi hissetmiyordum.İlk defa uçağa bindiğimden olsa gerek. Uçaktaki herkesin yüzlerine baktım ve sanırım en gergin olan bendim. Yanımda benimle yaşıt görünen bir kız ve ondan çok daha büyük bir erkek oturuyordu. Yanımdaki kız bana doğru döndü.
'Ne için gidiyorsunuz? Yani Avustralya'ya?'
'E-eğitim. Siz?'
'Ben de. Bu arada ben Şimal.'
'Ben Arya.'
'Ne güzel bir isim. Yanımdaki abim Ulaş.'
Ulaş hafifçe selam verdi. Ben de gülümsedim. Sanırım abisi en az 30larındaydı. Annem ve ablam bana Avustralya'dan ev tuttuklarını söylediler. Hatta ablamın dediğine göre annem 6 yıllık maaşını yatırmış bu eve. Öyleyse güzel olmalıç Ayrıca bu Ulaş denen adamın tipi fena değilmiş. Ablamla arasını yapsam fena olmaz gibi gözüküyor. Ayrıca uçakta yediğim yemekler de çok güzeldi. Ha bir deablamın dediğine göre ev arkadaşım da olacakmış. En azından tek kalmayacağım için mutluyum. Tek istediğim iyi birisi olması. Uçaktan indiğimde zar zor da olsa evi buldum. Ev gerçekten de 6 yıllık maaşın yatırıldığı belli olan bir evdi. Eve girdiğimde direk odamı aramaya başladım. Çünkü bu valizlerden acilen kurtulmam gerekiyordu. Üst kata çıktığımda savaştan çıkmış gibi hissediyordum kendimi. Odamın üzerinde ismim yazıyordu. Bavullarımı bırakıp diğer odayı aramaya başladım. Hem yanımda kalacak kişinin adını da önceden öğrenebilirdim. Bulduğumda kapının üzerinde 'ŞİMAL' ismini gördüm. Şimal? Uçaktaki olabilir miydi? Eğer öyle olursa gerçekten güzel olur. Çünkü iyi bir kıza benziyordu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meteor.
Genç Kurgu3.4 K için teşekkürler!! Bir aşk karmaşasını, farklı ülkede bir hayatı, bolca eğlence, biraz hüzün barındıran tatlı mı tatlı bir hikaye. Gerisini size bırakıyorum, keşfedin! ^^