-Bir önceki bölümde-
Öğretmen, sanırım onu sakinleştirmeye çalışıyordu ''İşte bu yüzden tedavi olmalısın.'' Ağlama sesi. Tae Ho'nun sesi. Birisi burnunu çekiyor. Sanki Tae, ağlıyor?
----
Bu bir saçmalık. Bu beyinsiz ağlayamaz ki? Ağlasa da ne bileyim, çok feci bir şekilde dövülmesi gerekmez mi? Ya da ölüyor olması falan? Öğretmen konuşmasına devam etti "Ölüyorsun, Tae. Tedavi ol." Tae, bir anda ağlamayı kesti ve yeniden kesik kesik gülmeye başladı "Her iki şekilde de ölmüyor muyum nasılsa? Tedavi olursam ölene kadar hastanede olacağım. Bu şekilde ömrüm uzayacaksa şimdi öleyim daha iyi." Bir süre sonra onları dinlemeyi kestim. Dinleyemezdim. Hiçbir şey duymak istemiyordum. Göremiyorum. Kaçmaya çalışıyorum. Göremiyorum. Adım atıyorum ama nereye? Sanırım düştüm. Canım acıyor.Tae'den
Rehber öğretmen benim dosyalarımı karıştırırken düşündüm. Ne yapmalıyım? Bu durumda ne yapılır? Kimsem yokken ne yapacağım? Ailem yanımda durmuyorken ve güvenebileceğim birkaç dostum yokken ne yapmalıyım? Arya? Onunla birlikte olmak için sadece 6 ayım mı var? Doya doya yaşamalı mıydım o 6 ayı yoksa Arya'nın arkamdan üzülmemesi için ondan kaçmalı mıydım? Düşüncelerim dışarıdan gelen çığlık sesi ile kesildi. "Sen dur, ben bakar gelirim. Yine kavga ediyorlar herhalde. Kesin Yo Eun'dır." Öğretmen bir süre gelmeyince merak edip ben de dışarı çıktım. Merdivenlerin oraya geldiğimde hiç görmek istemediğim bir şeyi görmüş bulundum. Herkes fısıldaşıyordu. Nolmuş? Merdivenden yuvarlanmış galiba. Ne salak kız. Aynen öyle, ben açım hadi gidelim. Bu kadar kan kaybettiği halde nasıl salak diyebiliyorlar hala? Bunlar gerçekten kendine insan mı diyorlar?
Kimse bir şey yapmaya istekli görünmeyince Arya'yı hastaneye acilen götürmem gerektiğini fark ettim.Arya'dan
"İç kanaması vardı ancak şu an hayati tehlikeyi atlatmış durumda. Yine de bir süre gözetim altında tutsak iyi olur."Doktor gidince gözlerimi açtım. Karşımda direkt Tae'yi gördüğüm için biraz kötü hissettim. Aslında gerçekten çok kötü hissettim. Bağırmak istedim. Salya sümük ağlamak istedim. "Sakarlığın yüzünden ölüyordun. Ama ben inanıyorum, sen zorlasan sakarlığından ölen ilk insan olarak tarihe geçebilirsin bir gün." Bu durumda bile şaka yapabildiğine inanamıyorum. Ölüyorsun gerizekalı, diyip kafasına bir tane geçirmek istesem de yapmadım. Bildiğimi öğrenmesin. Onu üzerse bu, ben daha kötü hissederim. Bir süre sonra gözlerim dolunca "Bir de kendini acındırmak için ağlayacak mısın? Tam bir bebeksin gerçekten." Hala şaka yapıyor. Önce ben öldürmek istiyorum onu. Neden böyle? Ben aşık olmam değil mi? Aryayım ben.Ama neden karşımda duran bu çocuk benim kalbimin küt küt atmasına sebep oluyor?
Mini Bölüm; Yazmaya zamanım çok olmadığından hiç devam edememiş olmayayım diye bazı bölümleri çok kısa tutmayı düşünüyorum. Ama ana bölümlerden daha değerliler benim için~
Ayrıca siz ne düşünüyorsunuz? Sizce neler olacak? Düşüncelerinizi yazarsanız gerçekten çook mutlu olurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meteor.
Fiksi Remaja3.4 K için teşekkürler!! Bir aşk karmaşasını, farklı ülkede bir hayatı, bolca eğlence, biraz hüzün barındıran tatlı mı tatlı bir hikaye. Gerisini size bırakıyorum, keşfedin! ^^