Jisung Minhoya sarılarak uyuduğu geceyi güzel geçirmişti. Şimdi daha iyi düşünüyordu, Minhoyu seviyordu. Onunla gerçek düşüncelerini paylaşıyordu.
Gözlerini sıkıca kapatıp tekrar açtı ve Minhoyu uyandırmaya karar verdi." Heyy, uyan hadi acıktım "
" Jisung erken değil mi? "
Minho mırıldanır gibi söylemişti. Buna karşılık genç çocuk onu gıdıklayarak güldürmüştü. Dakikalarca gülüştüler ve ardından Minho Jisungu intikam almak için gıdıklamak istedi. Yuvarlanarak ters döndüler ve Minho Jisungun üzerindeydi.. Gözlerine bakınca ciddileştiler. Jisungun gülümsemesi yavaş yavaş sönüyordu. Minho içinde kontrol edemediği hisleri yaşıyordu. Günlerdir aklında olan tek bir şey vardı o da Jisungu öpmek.. Küçük pembe dudaklarının tadına bakmak..
" Jisung? "
" Hm? "
" Seni öpebilir miyim? "
Jisung belli belirsiz başını salladığında Minho yavaşça dudaklarına dokundu kendi dudaklarıyla. Sadece kısa bir dokunuştu ama Jisungun burnunu çektiğini duyunca anında geri çekildi.
" Bebeğim neden ağlıyorsun? "
" Eğer anlatırsam beni bırakmayacaksın değil mi? "
" Neyi anlatacaksın? "
" Kabuslarımın ve korkularımın sebebini.. "
■■■
Jisung 9 yaşındaydı. Apartmanlarının karşısında oturan ve onunla aynı yaşta olan bir çocuk yaşıyordu. Jisungu oyun oynama bahanesiyle yanına çağırıyor ve onu taciz ediyordu. Jisung tüm bunların ne anlama geldiğini bilmiyordu, özel bölgelerine bir başkasının dokunmasının neden bu kadar iğrenç hissettirdiğini bilmiyordu. Onunla oyun oynamak isteyen tek arkadaşıydı bu çocuk, onu kaybetmek istemiyordu. Her seferinde anlamsızca iğrenç hissediyor ve ağlıyordu. Ama sonra şekerlerle kandırılıyor, böylece her şeyi unutmuş gibi yapıyordu. Jisung deli gibi ağladığı günlerin birinde göz yaşlarını silip babasının yanına gitti. Babası düşünceli bir halde sigara içiyordu. Jisung karşısına geçti ve sordu;
" Baba neden sigara içiyorsun? "
" Sizlerle uğraşmak zorunda olduğum için berbat hissediyorum çünkü. İğrenç.. Dertliyim o yüzden içiyorum hem sanane piç "
Yan masada bulunan su bardağını Jisungun üzerine fırlatmıştı babası. Jisung korkmuş gözlerle annesine baktığında zavallı kadın mutfak kapısının köşesinden onu izliyordu. Annesi ağlıyordu ve Jisungun ayağı kanıyordu. Ayağını sarıp yatağına girdiğinde gece olmasını ve babasının uyumasını bekledi. Böylece onun odasına gidip sigaralarından çaldı ve Jisung 9 yaşında sigaraya başladı.
O da berbat hissediyordu.. O da dertliydi. Sigarayı ilaç zannetti..*
Jisung 11 yaşındaydı. Eski evlerinden taşınıp başka bir şehire yerleşmişlerdi. Akrabaları misafirliğe gelmişti ve o da oturma odasındaydı. Herkes hararetli bir şekilde evden çıktığında Jisung onların nereye gittiğini bilmiyordu. Tek istediği televizyonda en sevdiği çizgi filmi izlemekti. Üvey amcası onu yanına çağırdığında hiçbir art niyet düşünmeden gitti. İkisi evde tek kalmışlardı. Amcası onu kucağına alıp beline ve sonra göğüslerine dokundu. Jisung ağlasa da amcası ona bir şey yok diyip yaptıklarına devam ediyordu. Birsürü iğrenç dokunuştan sonra amcası eve birilerinin girdiğini duyunca hızlıca Jisungu bıraktı. Eline biraz para sıkıştırdı ve ona gülümsedi. Jisung ağlayarak banyoya gittiğinde paraları yırtıp çöpe attı. Yüzünü de yıkadıktan sonra banyodan ayrıldı. Olanları annesine anlatmaya karar verdi.
" Yanlış anlamışsın, amcan o senin sevmek istemiştir seni.. "
Amcasının yaptıklarını anlamasa da aylarca buna izin verdi. Sevilmeye çok muhtaçtı,
Tüm bu iğrençlikleri sevgi zanneti..*
Jisung 15 yaşındaydı. Ortaokul yılları zorbalıklarla dolu geçiyordu. İnsanlar onu dış görünüşü yüzünden yargılıyordu ve herkesin gözünde sadece dalga geçilecek bir oyuncaktı. Arkadaşı sandığı insanlar onun güvenini elde ediyor hemen ardından da onun hakkında gizli olması gereken şeyleri okulda yayıyorlardı. Jisung her seferinde güveniyordu...
Öğretmeni onda garip bir şeyler fark ettiğinde odasına çağırmıştı. Jisung korkuyla girdiği odada siyah deri bir koltuğa oturdu. Öğretmeni de onun güvenini bir şekilde kazanmıştı. Jisunga olanları anlatmasını söyledi ve o da öyle yaptı. Anlatırken tir tir titriyor, konuşurken cümleleri toparlamakta zorlanıyordu. Öğretmeni anlattıklarını kağıda yazmasını istedi. Jisung da denileni yaptı. Öğretmeni Jisung her ne kadar istemese de polis çağırmıştı ve onu okuldan alıp karakola götürmüştü. Her şeyi en baştan anlatan Jisung tüm travmayı üst üste tekrarlarken bayılacak gibi hissediyordu. Polislerle birlikte eve gittiğinde onu merak ettiği için ağlayan annesine sarıldı. Babası o mutfakta ağlarken yanına geldi ve bağırdı." Neden bize sormadan böyle bir şey yaptın?! "
" Baba o adam bana neler yaptı bilmiyors-... "
" İfadeni okudum Jisung. "
Genç çocuk olduğu yere çivilenmişti. Babasının gözlerinin içine bakıyordu. Jisungda kırgınlık vardı babasında ise kızgınlık.
" Seni yalancı çıkaracağız. "
Jisung babasını onaylamış ve odasına adımlamıştı. Mahkeme gününe kadar ağlamaktan içi çıkmış, saçları deli gibi dökülmeye başlamıştı.
Ne olurdu bir kere onu korusaydı?O gün geldiğinde Jisung ölü gibiydi. Çabucak olmuştu bitmişti. Yalan söylediğini, ilgi çekmek istediğini iddia etmişlerdi ve herkeste inanmıştı.
O günden sonra Jisungun öğretmeni ona acı verici bir şekilde bakıyordu; İnanmayarak..Okulda adı çıkmıştı; ilgi orospusu diye. Arkadaşları onu sıkıştırıp duruyordu.. Babası sıksık konuyu bahane edip sinirini Jisungdan çıkarıp onu dövüyordu.
Jisung dayanamayacağını hissettiğinde gece yarısı uyandı ve annesini öpüp banyoya gitti. Ağladı deli gibi, elleri keskin bıçağı tutarken ağladı. Ağlarken hiç ses çıkarmadı, alışmıştı babası yüzünden hıçkırıklarını içinde tutmaya..
Bıcağı koluna tuttuğunda hayatındaki en büyük pişmanlıklarından birini yaptı. Kesik öylesine derindi ki kan kaybından ölmesi mümkündü. Ama öyle olmadı, Jisung kesiği birleştirmeye çalışarak bir bez sardı koluna. Sıkıca tampon yaptı ve yatağına girdi. Vazgeçmişti, bir kez daha yaşamayı denemek istiyordu.
Acı çekiyordu her gün, asla bitmeyen bir acı çekiyordu.
Bu yüzden intihar etmeyi çözüm zannetti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues / Minsung
FanfictionMinho, babasından şiddet gören ve anksiyeteyle boğuşan bir gence aşık olmuştu. Han Jisung ise insanlara olan güvenini kaybetmişken, çok daha değerli bir şey kazanmıştı. Aşk..