Bölüm şarkısı: Rue des trois freres-Fabrizio paterlini
Sabah kalktığımda hiçbir şeyin rüya olmadığını anladım.Mine yine yanılmamıştı.Yarışmanın ödülünün sadece bir kupa olduğunu düşünüyordum fakat öyle değilmiş.Çok iyi bir üniversite'de resim eğitimi alacaktım.Bunu yeni öğrenmemin mükemmelliği."Bir yarışmaya katılıp ödülünü bilmemek gerçekten tam benlik bir hareketti tebrik ediyorum kendimi."dedim gülerek.Okul tatil olalı neredeyse 1 ay olacaktı ve ben yarışma dışında boş boş oturup tatili çok verimsiz geçirmiştim.Aslında yaşadığım yerde imza günü olsun çok isterdim ama asla kimse imzaya gelmezdi.Mine ile bizi en çok üzen konu bu olabilir.Hemen kalktım ve "bu yazın bir anı defteri yapacağım."dedim.Eski anılarımla ilgili şeylere bakmak beni hep mutlu ederdi.Annem bana seslendi ve "Kahvaltı hazır duru hadi aşağı gel"dedi.Hemen hazırlanıp aşağı indim.Ailecek kahvaltı yaparken annemden sahile gitmek için izin istedim.Normalde izin vermezdi ama dünden beri çok mutlu olduğumu gördüğü için izin vermişti.Onlar işe giderken ben de sahile gittim.Orada kitap okudum.Anı defterime koymak için deniz kabukları ve daha bir sürü şey topladım.Biraz denizin o güzel sakinleştirici sesini dinledim.Denize girmekten korkar ama denizin dalga sesine bayılırdım.Denizin sesini dinlerken zaman durmuş gibi hissederdim.Zamanı neden bu kadar çok durdurmak istediğimi bazen bende anlamıyorum .O anıların yaşanıp bitmesini istemiyordum sanırım ama o anılar hep orada duracaktı zaten.Aklıma geldikçe tebessüm etmemi sağlayacaktı.Kalkıp biraz yürüdüm.Her şey çok sakindi.Çok huzurluydu.Hayatımda öyleydi.Her şey yolundaydı ve bu beni aşırı mutlu ediyordu.Sokakta bir köpek gördüm.Yanıma geldi kendini sevdirmek için.Annem hep "sokakta gördüğün her köpeği sevme duru sen severken sana saldırabilir"derdi ve bu yüzden köpekleri severken dikkat ederdim.Her köpek için demiyordu ama ne demek istediğini biliyordum.Sadece benim için endişeleniyordu.Bu köpek o kadar tatlıydı ki...Kocaman kulakları vardı.Onu o kadar çok sevmiş olmalıyım ki mayıştı ve hemen uyudu.Ahh tatlı köpek seni çok sevdim ama yanımda götüremeyeceğim.Hayvanları aşırı çok seviyordum.Onlar gerçekten karşılıksız seviyordu.Tıpkı benim gibi...Hayvanları sevmeyen insanlara hiç tamammül edemiyorum.Neden sevmeyebilirsin ki? Ne yapmış olabilir sana ? Sen ona bir şey yapmazsan o da sana yapmaz.Daha sonra kütüphaneye gittim.Biraz kitaplara baktım.Aşırı güzel kokuyorlardı.Gözüme bir kitap ilişti.O kadar güzeldi ki sanki onu almam için parıldıyordu.Kitabın sırtına dokunarak onu aldım.Çok ince,yumuşak bir yapısı vardı.Ona bir şans verip okumalıydım.Onu orda görmemin tesadüf olduğunu asla düşünmedim.Hemen görevliye gidip kitabımı yazdırdım.Daha sonrasında biraz daha kütüphanede gezdim ve ardından annemden mesaj geldi.mesajda"Duru saat geç oluyor eve gel meleğim"yazıyordu.Kütüphaneden dışarıyı göremiyordum ve saatlerce ders çalıştığımı da unutmuştum.Saate bakmak nasıl aklıma gelmemişti ki.Eve gitmeye otobüs bile bulamazdım bu saatte.Koşarak durağa gittim fakat tahmin ettiğim olmuştu.Durakta biraz bekledim fakat ne gelen otobüs vardı ne de giden yanımda bir kız olduğunu farkettim benim yaşlarımdaydı.Onu bir yerde daha önce görmüş gibiydim.Ona çok uzun süre bakmış olmalıyım ki bana döndü ve "Merhaba ben hazal tanışalım mı?"dedi.Bir an kendimi toparlayamadım ve aniden "bende duru"dedim.Hazal"tanıştığımıza memnun oldum.Seni sürekli kütüphanede görüyorum,kitapları çok seviyorsun sanırım."dedi.Nasıl sevmezdim ki onlar sığındığım tek limandı.Herkes gitse bile kitaplarım hep benimle kalırdı.İçindeki her okuduğum karakter benim için karakter değil dost gibiydi.Hatta dosttan daha öteydi.Ona döndüm ve "Evet,çok seviyorum kitapları."dedim.Gülümsedi."Saat çok geç oldu neden burada bekliyorsun?"dedi.Ah doğru ben neden burdaydım çünkü otobüs bekliyordum değil mi?ama lafa dalıp unutmuştum."kütüphanede saatin nasıl geçtiğine dikkat etmemişim ve geç kaldım."dedim.O da gülerek bana"ah sende mi? Dedi.Biraz sohbet ettik.Sonrasında Babamı aradım beni gelip almasını rica ettim.Yapacak bir şey yoktu gelmek zorundaydı yoksa geceyi burada geçiremezdim.Hazal'a dönüp "sen nasıl gideceksin?"dedim.o da bana dönerek "Ben üniversite öğrencisiyim,geçte olsa birazdan otobüsüm gelir.onu bekliyorum mecbur."dedi.Hazal'a içim o kadar ısınmıştı ki nedensizce.Daha yeni tanımıştım oysa onu.Babam gelmişti.Tam arabaya biniyordum ki hazal bana seslendi.Arkama döndüğümde "umarım tekrar karşılaşırız."dedi gülümseyerek."Umarım."dedim. "Umarım tekrardan sohbet ederiz."Arabaya bindiğimde babam onun kim olduğunu sordu bende hemen kısa bir özet şeklinde anlattım.Babam bana "gerçekten aşırı hızlı konuştuğun için aşırı hızlı ve kısa anlattın duru, çok kitap okuduğun olmalı."dedi gülerek. "Tabiki baba"dedim gülerek.Şaka yaptığımı anlamıştı.Yolda giderken sahil yolundan gidiyorduk.Deniz aşırı güzeldi.Fakat karanlık olduğu için pek gözükmüyordu.Eve varmıştık ama unuttuğum bir şey vardı.Kütüphaneden aldığım kitap yoktu.Neredeydi?Yoksa kayıp mı etmiştim?Derken babam "duru boşuna arama kitap bende"dedi.Ne ara almıştı ki? Hayır, insan bi haber verir.Aklım çıkmıştı.Hemen kitabı elinden aldım ve eve girdim.Arkamdan hala bana kıkırdayışını duyuyordum.Dönüp "Baba gülme"dedim sitem eder gibi. "Tamam peki" dedi ama asla kendini durduramıyordu.Ah baba bu hayatı çözmüş gibiydin sanki.Hep pozitif birisin ama seni en çok bu halinle seviyorum.Annem kapıyı açtı ve "Duru nerdesin meleğim, çok korktum."dedi. "Sadece birazcık geç kaldım özür dilerim anne."dedim. Hemen odama çıkıp kitabımı masama koydum.Biraz uzandım ve bugün neler yaptığımı düşündüm.Hazal'ı düşündüm.Tesadüflere inanmıyorum ve bu da tesadüf değildi bence.evet hazal ile tanışmamdan bahsediyorum.Saat geç olmuştu fakat kitaba başlamak için her şeyimi verirdim.Anneme ben uyuyorum dememe rağmen saatlerce kitap okumuştum.Ta ki o ana kadar evet evet o an.Güneş doğuyordu.Nasıl ya?! Ben bütün gece uyumamış mıydım? Eyvah şimdi mahvoldum.Asla pişman değildim yine olsa yine okurdum ama uyumam lazımdı.Hemen istemeyerek de olsa kitabı bıraktım ve biraz uyudum.Annem kalkana kadar tabi ki.
Rüyamın ortasında bi ses duydum.Ne olduğunu anlamadım sonradan uyanınca anladım.Yine çok zekiyim değil mi? Annem bana sesleniyordu.Neyse az da olsa uyku bana yetmişti zaten deyip kendimi kandırdım ve yatağımdan kalktım.Kahvaltıya gittim.Annem ile babam sohbet ediyordu. Bana döndüler ve "ooo duru hanım sonunda uyanmışsınız sanki yıllardır uyumamış gibisiniz"dedi. Gülerek geçiştirdim. "Ee söyle bakalım bugün ne yapacaksın?"dediler. Bende şaka olsun diye "kış uykusuna yatacağım."dedim. Güldüler ve beraber işe gitmek için hazırlandılar.Evde olurum heralde bugün.Herhangi bir planım yoktu nasılsa.Annemle babam işe gidince bende o güzel odama çıktım.Kitabım aşırı güzeldi. Onu orda görüp almam tesadüf değil demiştim ama bitmesine de az kalmıştı.Onlardan ayrılmak istemiyordum ama mecburdum.Kitabımın biteceğini bilmeme rağmen okuyup bitirdim. Kitap bitince bi boşluk oluştu içimde.Her kitap bitirdiğimde oluşur o his.Ağlamak isterim ama ağlayamam.İçimdekileri anlatmak rahatlamak isterim ama anlatamam...Oyalanmak için resim yapayım demiştim ki malzemelerim var mıydı acaba? Tabi ki bitmişti.Bende o zaman odamı düzenlerim.Hem yenilik olmuş olur değil mi? Odamı düzenledim ve o kadar güzel oldu ki. Sonrasında Anı defterimi bugün yaptıklarıma dair doldurmaya çalıştım.Zaman da hızlıca geçmişti zaten. Biraz televizyon izledim,yemek yedim derken annemle babam geldi.Evde yemek yeriz sanıyordum ama bu sefer öyle olmadı.İçeri girmediler ve bana "Duru hazırlan annenle seni çok güzel bir yere götüreceğim." Dedi babam.Olamaz bir de hazırlanmam gerekti.Gerçekten hiç canım istemese bile hazırlandım.Hemen aşağı indim.Babam arabanın kapısını açtı bana.Böyle incelikler yapmayı çok severdi.Annemle selamlaştık ve yola çıktık.Babam bizi nereye götüreceğini asla söylemedi.Ah evet tahmin etmeliydik bizi annemin yemeklerini çok sevdiği o restorana getirmişti.Orada yemek yedik ve sohbet ettik.Ardından babam "biraz yürüyerek gezelim mi?"dedi. Annemle beraber evet şeklinde kafamızı salladık.Babam mutlu olmuştu.Daha sonra restorandan dışarı çıktık.Dışarının ışıkları o kadar güzeldi ki...Büyülenmiş gibi etrafa bakıyordum.Sonrasında bir parkta oturduk.Babam ile annem eski anılarını anlattı.Onları dinlemek çok eğlenceliydi.Bir keresinde babam sırf annemin dikkatini çekmek için onun yanında ona göre havalı hareketler yapmış fakat annem gülünce rezil olduğunu anlayıp oradan kaçmış.Her şey o gün başlamış işte annem hep kariyer odaklı bakmış hayatına,babam da öyle.Ama annemi görünce bütün planları çöp olmuş.Asla pes etmemiş ve annemin onu sevmesini sağlamış.Gerçekten babam da benim gibi istediği her şeyi başarıyor.Annem hala anılar anlatıp gülmeye devam ediyordu ki gülmekten gözümüzden yaş gelmişti.Babam da gülüyordu ama utanarak.En sonunda annemin gülme krizi bitti ve sonrasında banktan kalkıp yürümeye devam ettik.Deniz sesi mükemmeldi...Annem bana dönüp "senin bu deniz sevdan beni benden alıyor meleğim"dedi. Evet öyleydi çok seviyordum çünkü çok huzur vericiydi.Bütün acıları dindirecek bir güç vardı sanki içinde...Artık yorulmuştum ve eve gitmek istediğimi söyledim ve eve gittik.Küçük ayı takımyıldızıma baktıktan sonra uyudum ve bu günde böylece bitmiş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan anılar
Teen FictionZamanı durdurabilseydim yine alır mıydı seni benden? Çocukluk arkadaşı Mine ile çok güzel bir dostluk yaşayan duru başına geleceklerden habersizdir.Fakat bir anda Mine için duru,yolda gördüğü sıradan birinden farksızdır. Bir günde her şey tepetaklak...