Piknik

26 9 1
                                    

Bölüm şarkısı:I wanted to leave-SYML

Sabah kalktığımda Mine sesli mesaj atmıştı. "Duru annemden izin aldım.Seninle dağ evinde birkaç gün tatil yapalım mı?"dedi. "Bilmiyorum olabilir."dedim.Ona hala kızgın olduğumu bildiği için mesajla bile tatlılık yapmaya çalıştı.Her ne yaparsa yapsın onu çok seviyorum Hatta kızgınlığım bile geçti ona ama yaptığı şeyin ne kadar yanlış olduğunu anlamasını istiyorum ki anladı çoktan. "Yarın gidelim"dedi. Yarın mı? "Planlarıma bakayım"dedim ama asla plan yapan birisi değildim ve bunu mine de biliyordu. "Duru sen plan yapmazsın"dedi. "Tamam yarın gideriz önce izin almam lazım."dedim. Telefonu bırakıp penceremi açtım.Gökyüzü çok güzeldi.Nedensizce gökyüzüne bir merakım vardı sürekli.Biraz dışarıyı seyrettim ve dolabımdan seçtiğim kıyafetleri giydim.Cesur'un yanına gittim.Günaydın öpücüğünü kaptı patisine.Mama ile su koydum kabını asla boş bırakmazdım.Ne kadar doğru bende bilmiyorum ama o kaplar boş olunca içim asla rahat etmiyordu.Mutfağa gittim.Annemle babam çoktan işe gitmiş bana da masada hazır kahvaltıyı bırakmışlardı.Telefonumla oynarken bir yandan da kahvaltı yaptım.Anneme mesaj atıp dağ evine gitmek için izin istedim.Mesajımı görmedi.Görünce cevap yazardı zaten.Dağ evinde ne kadar kalırım bilmiyorum ama yine de bir valiz hazırlamalıydım.Doğrusu daha gideceğim de belli değildi.Odama baktım yapacak bir şey yoktu.Resim yapmak istemiyordum.Her dakika can sıkıntısından resim yapıyordum ve kağıtlar,tuvaller yetişmemeye başlamıştı.Annem mesaj attı mesajda "Bütün gün evde canın sıkılıyor zaten,gidebilirsin meleğim"yazıyordu.Mine'ye mesaj attım haber verdim.Ne kadar kalacağımızı sorduğumda "1 gün kalırız sadece" dedi.Yarın için valizimi hazırlamaya başladım...Derken gün böyle geçti...

Sabah kalktım.Dağ evine gitmek için hazırlanmaya başladım.Annem "umarım tatilin güzel geçer."dedi. "Anne sadece 1 gün kalıcam."dedim. "Eğer güzel geçerse bir gün bir dakika gibi gelir ama kötü geçerse zaman asla geçmez, bir gün,bir yıl gibi geçer."dedi. Hazırlandım ve Mine'nin evine geçtim.Mine de hazırlanmıştı."Daha sonra Hazal geldi.Hazal'a nasıl ulaşmıştı ki? "Hadi gidelim istersen"dedi.Hazal'la selamlaştık ve yola çıktık.İkimizin de birbirimizin geleceğinden haberi olmadığı belliydi.Mine kendi çapında sürpriz hazırlamaya çalışmıştı...Bozmadık sürprizini üzülmesin diye.Yolda giderken sohbet ettiğimiz için hemen varmıştık.Valizleri indirdik ve dağ evine girdik.İçerisi çok moderndi.Her şey neredeyse ahşaptandı.Çok güzel bir şöminesi vardı...Evin çok geniş bir arka bahçesi ve bir sürü çiçekleri vardı.Hazal ile birlikte arka bahçeye gittik.Çiçekleri sevdik,suladık.Daha sonra içeri girdiğimizde Mine'nin yemek için bir şeyler hazırladığını gördük.Mine'ye " Mine arka bahçede piknik mi yapsak acaba hava da güzel?"dedik.Mine "olabilir o zaman siz piknik örtüsünü alın ve arka bahçeye geçin,bende bunları piknik sepetine koyayım."dedi.Hazal ile birlikte arka bahçeye gittik.Çok güzel büyümüş bir ağaç vardı.Onun altına serdik örtümüzü.Mine elinde sepeti ile geldi.Cıvıl cıvıl giyinmişti dağ evine gelirken.Sepetini yere koydu ve içindekileri çıkarmaya başladı. "Eee getirdiğim yiyecekleri beğendiniz mi? Başka istediğiniz bir şey varsa getirebilirim."dedi. "Yok teşekkür ederiz Mine"dedik.Hazal'a soru sormaya başladık.Onunla o kadar vakit geçiriyor ama hakkında hiçbir şey bilmiyorduk.Mine benden önce soru yağmuruna başlamıştı bile.Hazal gülerek bizi dinliyor ve sorularımıza cevap veriyordu.
"En sevdiğin hayvan ne Hazal?"
"Kedi,Kedileri çok severim."
"Peki hayatında olmazsa olmaz 3 şey nedir?"
"Mine acaba hazal'la farklı bir planın mı var ?"dedim sorunun saçmalığını belirtmek için."Birazdan ev,araba falan da sorarsın sen şimdi Mine"dedim.Hepimiz gülmeye başladık.
"Aklıma soru gelmiyor bi anda sor dedin,senin daha mükemmel soruların varsa sor duru?"dedi kıkırdayarak. "Benim de yok"dedim. Mine o mükemmel sorularını Hazal'a sormaya devam etti.
"Hayatındaki en güzel anı nedir?"dedi.
Hazal nedenini anlamadım ama buruk bir şekilde gülümsedi.
"En güzel anı diyemem ama üniversite kazandığım günü örnek verebilirim.Çok çalışmıştım.Çok ağlamıştım.Çok yorulmuştum.Başaramadığım zamanlar olmuştu ama ne olursun olsun o üniversiteyi kazanmıştım.Üniversitemin açıklandığı gün benim için hep özel olacak."
"Peki en sevdiğin şarkı?"
"Dinlediğim her şarkıyı severim hepsi benim için özel"
Mine ile Hazal böyle konuşurlarken bende onları dinliyordum.
"Peki en sevdiğin çiçek?"
"Beyaz lale"
"Birisi sana hediye alsa ya da sen ona alsan ne alırdın ve ne almasını isterdin?"
"Kar küresi"
"Neden kar küresi"
"İçinde bir dünya var.Hep mutlu gözüküyor ama içinde nelerin olduğunu kimse bilmiyor.Ya içindeki kar taneleri sandığımız şey aslında donan gözyaşlarıysa? bu benim küçük dünyam ve sen dünyamı güzelleştirdiğin için sana bu hediyeyi almak istedim gibi bir anlamı varsa?Dedi.Daha önce hiç böyle düşünmemiştim...
"Peki ailen?"dedi Mine "hiç onlardan bahsetmiyorsun."
Hazal'ın gözleri yanmaya başlamıştı.Belli ki Mine sormaması gereken bir şey sormuştu Hazal'a. Mine sorusundan vazgeçsin diye ona baktım ama Mine durumun farkında değildi.Sadece soru olsun diye sorduğu çok belliydi.Hazal tam bir şey diyecekken ilerdeki ormandan bir ses geldi.Ne olduğunu anlayamadık.Hemen ayağa kalktık ve etrafa baktık hiçbir şey yoktu.Mine "neler oluyor?"dedi. Ah bizde bir bilsek.Sonrasında hazal ormana koşmaya başladı. "Hazal dur gitme!"diye bağırdık arkasından ama bizi dinlemiyordu bile. Bizde o yalnız kalmasın diye peşinden gitmeye başladık.Ormanda kaybolduğumuzu düşünüyordum çünkü hiçbirimiz nerden çıkıp eve gidebileceğimizi bilmiyordu.Tam hazal'ı yakaladım ve  durdurdum.O sırada çok yakından bir adam sesi geldi. Mine sessizce "bu adam ne arıyor burada?görebilen var mı?"dedi. "Göremiyorum Mine"dedim. Hepimiz bir ağacın arkasına saklandık.Adam bir şarkı mırıldanıyordu. Hazal "bu ses bana tanıdık geldi size de geldi mi?"dedi. Mine "benim ormanda yaşayacak kadar kafayı yemiş bir tanıdığım olduğunu sanmıyorum"dedi.Daha sonra Mine düz yolda bile düzgün duramayan biri olduğu için dallardan ses çıkardı. "Özür dilerim."dedi sessizce. Adam bizim tarafımıza bakıyordu ama yüzünü göremiyorduk net değildi.Tam ağacın arkasına iyice sokulmuşken önümüzde biri beliriverdi.O an bağırmak istedim ama bedenim donmuş gibiydi.Hiçbir şey yapamadım.Mine ile Hazal bana, bende onlara bakıyordum.Adam "sizin ne işiniz var burada?"dedi. Mine ile Hazal "Toprak?"dedi. Ne o adam toprak mıydı? Hadi canım toprak ve orman ne alaka?Dönüp baktım ve gerçekten topraktı.Mine'nin "benim ormanda yaşayacak kadar kafayı yemiş bir tanıdığım olduğunu sanmıyorum."dediği aklıma geldi ve gülmeye başladım.Herkes bana bakıyor neye güldüğümü anlamaya çalışıyordu. "Mine biz buraya gelirken ne demiştin sen?"dedim. Mine "ah inanamıyorum gerçekten."dedi.Hazal ile Mine'ye o kadar çok gülüyorduk ki. Toprak "neye gülüyorsunuz?"dedi. "Boş ver toprak öğrenmesen daha iyi olur senin için."dedik.Sonrasında Hazal "toprak burada mı kalacaksın?"
"Evet neden kalmayayım?"
"Burası çok tehlikeli hadi bizimle gel."
"Olmaz."
"Neden olmaz?"
...
"Toprak hadi inat etme gel işte"dedi Mine.
Hala inat ediyordu. Birkaç dakika geçti...
"Toprak hadi."
"Tamam geliyorum." Dağ evine doğru gidiyorduk.Yollar aşırı taşlı ve kaygandı.Hazal ile Mine hala gülüyordu. Bende onlara bakıyordum ki ayağım kaydı.Tam düşüyordum ama toprak beni tuttu neyseki. "İyi misin?"dedi belimi tutarken,kocaman gözlerine hapsoluyor gibiydim.Nefes alamıyordum.Hemen elini belimden alıp "Bir şeyim yok teşekkür ederim."dedim.Tam hızlı adımlarla orada ayrılacaktım ki bileğimin burkulduğunu farkettim. Mine ile Hazal çoktan gitmişlerdi.Sadece toprak vardı...Olamaz şimdi nereye kaçacaktım.O benim sadece arkadaşım başka bir şeyim değil,olamazda.dedim içimden kendi kendime. Ama beni ona çeken bir şey vardı engel olamıyordum.Sanki bir mıknatısmış gibi beni kendine çekiyordu ve ben uzaklaşamıyordum.Toprak hemen anladı ve "Bileğini burkmuşsun istersen seni eve kadar taşıyayım."dedi. Hayır yapamazdım eğer evet dersem kocaman galaksi gibi gözlerine hapsolurdum. "Ben giderim."dedim ama gidemedim. Toprak bi anda beni kucağına aldı.Kaçamamıştım.Ona bakmamaya çalıştım...

Kaybolan anılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin