Doğum günü

25 9 0
                                    

Bugün Mine'nin doğum günü.Bugün çok ama çok güzel olmalıydı.Hemen evden çıktım ve biraz daha hediye bakmaya başladım.Fakat hiç anlamlı hediyeler yoktu.Daha sonra Hazal ile kütüphaneye gittik.
"Kütüphane çok güzel."dedi Hazal
"Her zaman olduğu gibi..."dedim.
"Duru"
"Efendim Hazal."
"Seninle aynı anda aynı kitabı okuyalım mı?Hem okudukça sohbet ederiz kitapla ilgili."dedi. Hazal gerçekten çok yapmak istediğim ama yapacak birini bulamadığım bir hayalimi gerçekleştiriyordu.
"Çok güzel olur."dedim

Hazal'ın mutluluğu o kadar belliydi ki. Güzel dalgaları saçlarını arkasına attı ve kitapları incelemeye devam etti.Bende bir masaya oturmuş elime aldığım kitabı inceliyordum.Kitaplığa dönüp bir kitaba bakmaya başladım.Hazal'a döndüm. "Aşırı güzel bir kitap değil mi?"dedim.Evet anlamında kafasını salladı.

Oturduk ve biraz bir şeyler okuduk.Ne ilgimizi çekerse...Daha sonra hazal kitaptan başını kaldırdı ve bana
"Duru bu akşam ne yapacaksın?"dedi.
"Mine'nin doğum günü bugün,ona sürpriz yapmayı düşünüyorum."dedim.
"Aaa ne güzel yardım etmemi ister misin?"
"Daha hiçbir şey planlamadım,aklımda en ufak bir fikir bile yok ki."
"Ben sana yardım ederim.Söyle bakalım mine neleri sever?" O sordu,ben cevapladım. Daha sonra hazal kolumdan tuttu ve beni hiç bilmediğim bir yere götürdü. Minik,iç ısıtan bir kafeydi.
"Eee şimdi ne yapacağız?"
"Buranın sahibini çok iyi tanıyorum.Doğum günü etkinliği için bize aşırı yardımı olacaktır.O yüzden seni buraya getirdim."dedi ve beni yukarı cafenin sahibinin yanına götürdü.
"Merhaba abiciğim."
"Merhaba hazal uzun zamandır yoksun nerelerdesin?"
"Okul fazla zamanımı alıyor o yüzden gelemedim yanına."
"Tatil olunca burdan çıkamayacaksın o zaman ona göre."dedi ve güldü.
Hazal direk konuya girdi.
"Abi ben sana bi konu hakkında yardım istemek için gelmiştim."
"Ne oldu Hazal?"
"Arkadaşımızın doğum günü bugün ve biz ona sürpriz yapmak istiyoruz burada yapmamız için yardım eder misin?"
"Sormana gerek bile yok Hazal.Mekan seninmiş gibi davran abiciğim."dedi. Daha sonra hazal ile aşağı indik.
"Hazal o senin gerçekten abin mi?"
"Hayır değil ama biz çocukluk arkadaşıyız."
"Hazal sen herkesle çocukluk arkadaşısın."dedim ve güldü.
"Aynı okuldaydık. Oradan tanıyorum."dedi.
Daha sonra masaları düzenlemeye başladık.Hazal bir sürü örtü getirdi. "Hadi seç bakalım mine en çok hangisini sever?"
"Beyaz sever." Beyaz örtüyü tüm masalara örttük.
"Şimdi süsleri seçmemiz lazım.Önce balonlardan başlayalım."
"Balonlar açık pembe ve beyaz olsun."dedik ve balonları şişirmeye başladık. Bi ara Hazal çok fazla balona üflemekten sarhoş gibi davranıyordu. O sırada bende balon üflüyordum ama tüm işimi bırakıp ona gülmeye başladım.İkimizde dakikalarca güldük,gözümüzden yaşlar gelmişti.Hazal oturduğu yerden kalktı ve "hadi ama duru zaman geçiyor bu kadar gülmek yeter birazını akşama sakla."dedi.
"Tamam hazal."dedim kıkırdayarak.
Balonları yerleştirdik.Daha sonra ışıltılı süsleri falan seçtik.En sona pasta kalmıştı.
"Mine'ye öyle bir pasta yapmalıyız ki çok güzel olmalı."dedi.
"Hadi seçelim."
"Mine sade şeyler sever.Sadece bir pasta olması daha iyi olur."
"Tamam olur."dedi bir sürü model pasta seçmiştik.
"Hangisini yapacağız şimdi?"Dedi.
"Bilmiyorum ben hepsini çok beğendim."
"O zaman 2,3 tane yapalım pasta.Ne dersin?"
"Fazla olmaz mı?"
"Neden fazla olsun ki?Yeterli bence."
"Peki,olur."

Hazırlıklar bitmişti.Arkadan hafif bir müzik açtık.
"Şimdi kimleri davet edeceğiz?"
"Çok kişi olmasına gerek yok,ne kadar az insan o kadar iyi."dedim.
Önce Mine'nin ailesine haber verdim.Daha sonra birkaç arkadaşına.
"Toprak'a haber vermeyecek misin?"dedi hazal.
"Vermeli miyim?"
"Toprak Mine'nin de arkadaşı tabiki vermelisin."
"Tamam o zaman sen ara haber ver Hazal olur mu?"dedim.
"Neden sen aramıyorsun? Tamam ben ararım."dedi yalandan kızmış gibi yaparak.
"Duru?!"
"Yine ne oldu Hazal?"
"Biz ne giyeceğiz?"dedi ah olamaz her şeyi tamamlayıp bunu unutmuştuk.
"Bence üstümüz uygun uğraşmayalım lütfen."
"Öyle deme bu benim organize ettiğim ilk etkinlik."
"Bence sen çok güzelsin Hazal ama değiştirmek istersen sen değiştir."
Sonra hazal da güldü ve o da kendini bir sandalyeye attı.
"Yok o kadar enerjim kalmamış."dedi. İkimizde uzun süre sandalye de dinlendik.

Mine'nin ailesi geldi.Hazal ile tanıştılar.
Mine'nin annesi "duru annen nerede?"dedi.
"Anneme haber vermedim."
"Nasıl vermedin çabuk haber ver o da gelsin."dedi cıvıltılı sesiyle.
O Hazal ile tanışırken bende annemi aradım.

"Anne"
"Efendim duru."
"Babamı da al Mine'nin doğum gününe gel.Konumu atarım."
"Ama-"
"Anne beni kırma hadi bekliyorum."dedim ve telefonu annem bana bir şey söylemeden kapattım ve konumu attım.

Hazal ile sohbet ediyorduk. O sırada Mine'nin annesi Mine'yi aradı ve kafeye çağırdı.Mine ne kadar istemese de geliyordu.Sürprizden Haberi yoktu.Annem gelmişti.Yanımda toprak ile sohbet ederek girdi içeri. Ah sonunda yapmıştı dediğini.Tanışmıştı toprak ile.Onları selamladım ve Mutfağa pastaya bakmaya gittim.

Pasta gerçekten çok güzel olmuştu.
Eksik bir şey olup olmadığına baktım.
Toprak yanıma geldi. "Hazal eksik bir şey var mı bak toprak dedi o yüzden geldim."dedi. Ah Hazal sen asla iflah olmazsın.
"Eksik bir şey yok."dedim.
"Tamam,teşekkür ederim.Birazdan gelir Mine hadi içeri gidelim."dedi. İçeri geçtik.

Mine geliyordu.O kadar sinirli yürüyordu ki çok komikti.Tam kapıyı kırar gibi açtı ve içeride ki sürprizimizi gördü.Sevinçten havaya zıpladı.Mecaz olarak değil gerçekten zıpladı.Mine bu her şeyi yapabilirdi.Hazal ile hemen üzerine koştuk ve ona kocaman sarıldık.Hemen kafasına prenses tacı taktık.Mine güldü ve bir o kadar da sevindi.
Hemen içeri gittim ve pastayı getirdim.
Herkes bir ağızdan "iyi ki doğdun Mine."diyordu.Mine ise o iç ısıtıcı gülüşü ile gülüp duruyordu. Mumunu üflemeden önce yalandan dilek tutuyormuş gibi yaptı.

Asla pasta üflerken tutulan dileğin gerçek olacağına inanmazdı.Pastayı üfledi ve bize sarıldı.Teşekkür amaçlı bir konuşma da yaptı.Ne kadar utanıp beceremese bile.

Toprak annem ve babam ile sohbet ediyordu.Kendini baya sevdirmişti.
Mine yeni farketmiş olacak ki "ooo duru'nun prensi buradaymış ben nasıl farketmedim."dedi. "Mine sus bağırma."dedim ve Mine gülmeye başladı.
"Şaka yapıyorum."dedi.
Toprak utanmıştı ve yere bakıyordu.Annemde gülerek bize bakıyordu.Anne neden Mine'ye kızmak yerine ona destek oluyorsun ama...
Bir müzik daha açtılar arkadan ama bu sefer dans için açmışlardı.Telefonumu alıp kafenin en görünmez yerine oturdum.Beni farketmezler diye seviniyordum ki.Annem yanına çağırdı. "Toprak yalnız kaldı hadi sizde dans edin"dedi.
"Anne işim var."dedim ama inanmadı.
"Duru!hadi."dedi ve bizi sahneye itti.Toprak elini uzattı ve beni dansa davet etti.
"Mecbur edeceğiz..."dedi.
"Sadece bir dans."dedi rahatlamamı sağlamak için. Arkadan In Luv With UI Finn çalıyordu.
"Gözlerini neden kaçırıyorsun? Ya da pardon yanlış sordum.Neden benden kaçıyorsun?"dedi.
"Hiiç."dedim ve geçiştirdim.

Dans bittiğinde yine o saklandığımı sandığım yere tekrar gidip pasta yemeye başladım. toprak ile tanışmam da bir tesadüf değildi.Bana yeri geldiğinde abim,yeri geldiğinde kardeşim gibi davranıyordu.

Girdiği her yere neşesini saçıyordu...Adı gibi koyu kahverengi gözleri her yere enerjisini saçıyordu.

Ortamda tanıdığım herkese bi göz gezdirdim.Gözüme Hazal ilişti. Ah hazalım...Çok güzel gülüyordu ama o gülüşün altında bir sürü şey yattığını seziyordum.Belli etmemeye çalışsa da belli oluyordu...Güzeller güzeli hazalım iyi ki tanıdım seni...

Mine'ye baktım daha sonra.Minemm çocukluk arkadaşım,hatta neredeyse kız kardeşim...Her zaman yanımda olup beni desteklerdi.Ne zaman başarısız olsam hep teselli ederdi. "Üzülme bu sefer başaramadın diye dünyanın sonu değil yıldız ışığım pes etme."derdi...Her yaşadığımı hisseder hemen yanıma gelirdi.Gelemese bile arardı,sakinleştirirdi beni.Bana huzur verirdi.

Ne çok güzel dostluklarım olmuş...Aklıma bir sürü anı geldi...Mine ile ilk kavga edişimiz, o kadar komikti ki aklımıza geldikçe hala gülmemize neden olur.
Hazal'ı tanıdığım o gece...Onca aksilik yaşamam tesadüf değildi o gece.
Sonrasında üniversite'de konuşma yaptığım gece.O gece olanlar tesadüf değildi.
Her şeyin bir amacı vardı...

Mine koşarak yanıma geldi. "Duru hadi fotoğraf video çekelim.Anı kalsın."dedi.Hazal da bir yandan Toprak'ı çekiştiriyordu.Toprak'ın yüz ifadesi o kadar komikti ki gülmeden edemedim. O da bana "Duru,gülme lütfen."dedi ama kendi haline o bile gülüyordu.

Hazal ile Mine hep ayrı bi dünyadaydı.

Daha sonra bir sürü video,fotoğraf çektik.

Saat geç olmuştu.Herkes yorgundu.Hepimiz birbirimize veda edip evlerimize dağıldık...

Kaybolan anılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin