Sabah yine uyanmış güneşi selamlıyordum.
Mine'den bir sürü teşekkür mesajı almıştım dün gece ile ilgili.
Sıradan sabah rutinimi yerine getirdim.Ve ardından bu sıradan hayatımı nasıl eğlenceli hale çeviririm diye düşünmeye başladım.Tabiki aklıma hiç bir şey gelmedi.Oturmuş kitap okuyordum o zaman daha eğlenceli geçiyordu dakikalar evde yalnız olmuyordum.Kitaptaki dostlarım hep yanımdaydı.Biraz kitaplığıma baktım.Havalandırılması gerekiyordu.Tek tek hepsini kitaplıktan indirdim.Kitapların arasında işaretlediğim yerleri okumak çok güzeldi.Ben kitaplarımla ilgilenirken Hazal aradı. Kitapları indirmeyi bırakıp telefona cevap verdim. "Duru ."dedi.ağlıyordu...
"Ne oldu Hazal,ağlama neden ağlıyorsun?"
"Ben çok yoruldum duru..."
"Neredesin,söyle yanına geleyim."dedim.
"Senin hergün geldiğin yerdeyim.Sahilde..."dedi.
Hemen üzerime bir şeyler alıp hızlıca evden çıktım.Sahile nasıl vardığımı hatırlamıyordum.Sahilde oturmuş bitkin bir şekilde denize bakıyordu.
"Hazal."dedim sıkıca sarıldım.
"Duru-"dedi ve ağlamaya başladı o ağlarken içim paramparça olmuştu...İyice ağlayıp rahatlamasını bekledim...Tek tek gözyaşlarını sildim.Saçlarını sevdim.
"Al biraz su iç."dedim.Güldü.
"Duru damacana alsaydın bu yetmezdi."dedi.
Biraz büyük bir şişe su almışım sonradan farkettim.İkimizde gülmeye başladık."Şöyle Gül bakalım sil şu gözyaşlarını Hazal."dedim.
Sıkıca sarıldı.Uzun süre sarıldık ve hiçbir şey konuşmadık. Daha sonra hazal anlatmaya başladı...
"Dağ evindeyken Mine bana ailemi sormuştu.Hatırladın mı?"
"Evet."
"Ben ailemin tek kızıyım.Annem uluslararası bir işte çalıştığı için evde çok durmazdı.Babam-" dedi.Yutkunamadı...
"İstersen anlatmayabilirsin Hazal."dedim.Gülümsedi ve sözüne devam etti.
"Babam ile annem ayrılmışlar ben küçükken,hayal meyal hatırlıyorum babamı sanki bir rüyada görmüşüm gibi."dedi.Gözleri dolu dolu olmuştu.Devam etti. "Babam hiçbir zaman arayıp sormadı beni.Annem ise başıma bir bakıcı verdi ve ben yokmuşum gibi davrandı.Sadece kariyerine odaklandı...Annemin böyle davranmasına aşırı alışmıştım ama annemde haklıydı, bana hem anne hem baba olmaya çalışıyor.Gerçekten hayalindeki gibi büyütüp iyi bir eğitim almam için uğraşıyordu.Ama hiçbir şey gerçek bi sevginin yerini tutmadı.Babam beni aradı bugün...Daha yakın olmak istiyormuş bana.Onca geçen zamana rağmen...Ben ne yapacağımı bilmiyorum...
Sıradan soğuk bir hayatım varken sen geldin.Seninle birlikte sevginin ne demek olduğunu gördüm.Hani derler ya
'Dünyada en önemli şeylerden biri sevgi vermeyi ve verilen sevgiyi almayı öğrenmek.'Diye.Ben her şeyi seninle öğrendim."
"Hazal.Seni çok ama çok seviyorum beni unut ama bunu ne olursa olsun unutma olur mu?"dedim.Kulaklığımı çıkardım ve kulağına taktım.
"Ne yapıyorsun duru?"dedi.
"Terapi."dedim.
"Terapi?"
"Evet tak şunu kulağına bakayım.O kadar iyi gelecek ki..."
Telefonumdan gerçekten hayat mükemmelmiş gibi hissettiren bir şarkı aradım.
"Yıldızlara"şarkısını açtım ve beraber söylemeye başladık.
Şarkının bir sözünü söylerken Hazal'ın gözlerine bakarak söyledim.🎶"İnan hep kırlangıçlara
Sonsuz başlangıçlara
Hiç üzülme zorluklardan yıldızlara...""Bu şarkıyı çıktığı ilk günden beri çok severek dinliyorum"dedim.
"Evet çok güzel hissettiriyor."dedi.
"Gördün mü ben sana demiştim çok iyi hissedeceksin diye.Müzik her şeye iyi gelir."Daha sonra onu aldım ve gezmeye başladık.Yol nereye giderse...
"Toprak ile konuştun mu?"dedi.
"Hayır,ne oldu ki?"
"Hiç."dedi ama bir şey olduğu belliydi.
"Hazal bir şey biliyorsan söyle."
"Yok,önemli bir şey değil toprak kendisi söylemek isterse söyler zaten."dedi.Gezmeye devam ettik.Hazal ile ayrıldıktan sonra Toprak'ı aradım.
"Toprak nerdesin?"
"Okuldayım duru ne oldu ki?"
"Oraya geliyorum ayrılma bir yere."dedim ve kapattım. Hemen hızlıca bir taksiye bindim ve üniversite'ye gittim.Orada bekliyordu.Okul çok kalabalıktı.Hemen yanına gittim.
"Söylemek istediğin bir şey var mı?"
"Ne gibi?"
"Bilmem,herhangi bir konuda."
"Yok."dedi.
"Emin misin?"
"Eminim."dedi tereddüt ederek...Bir şeyleri sakladıkları belliydi.
"İyi sen bilirsin.Mine nerede biliyor musun?"
"Hayır bilmiyorum."dedi.
"Duru neden bu kadar sinirli davranıyorsun,anlamıyorum?"
"Toprak benden bir şey saklıyorsun."Dedim.Galaksi gözleri bir anda yere baktı.Hiç sesini çıkarmadı.
"Zamanı gelince söyleyeceğim ama şuan lütfen anla beni."dedi.Ne saklıyordu da söylememekte ısrar ediyordu?
"Peki...Ben Mine'nin yanındayım."deyip oradan ayrıldım.Ne saklıyordu ki o gözlerinde...Her zaman anlardım gözlerinden neler olduğunu ama bu sefer çok farklıydı.Bu sefer galaksi gözleri sönmüştü,yok olmuştu.
Mine'yi bulduğumda beni görünce şok olmuştu.
"Duru?!"diye sevinç çığlıkları atıp bana sarılmıştı.
Acaba Mine Toprak'ın ne sakladığını biliyor muydu?sormalı mıydım? Toprak benim arkadaşım sadece,sormamalıyım dedim ama aşırı merak ediyordum.Mine'ye döndüm.
"Toprak bir şeyler saklıyor."dedim.
"Kim?!Toprak senden bir şey saklamaz duru."
"Saklıyor.Sordum ama söylemedi."
"Ne dedin 'toprak sen benden bir şeyler saklıyorsun' falan mı? O da 'evet' mi dedi."deyip dalga geçmeye çalıştı.
"Mine?!"
"O iş ciddiymiş."dedi sessizce kendi kendine.
"Ne saklıyor sen biliyor musun?"
"Hayır,gerçekten bilmiyorum."dedi. O da bilmiyordu...
"Hazal bilir, onu çok iyi tanıyor ona sorsana."
"Hazal kaçırdı zaten ağzından sorduğumda da söylemedi hiçbir şey."dedim.
"Bende merak ettim şimdi."dedi.
"Ben derse gidicem benimle derse gelmek ister misin?"dedi.
"Hayır,teşekkür ederim ben gideyim."dedim.Vedalaştık...Sokakta yürürken çok düşündüm ama aklıma hiçbir şey gelmedi.Ne saklıyordu? Biri mi vardı? Ya da sakladığı mesele bir konu muydu yoksa birisi ile mi ilgiliydi?Kafamda bir sürü soru vardı. Bana "zamanı gelince öğreneceksin zaten."dedi. Ne zamandı?Toprak neden şifreli konuşuyordu...O kadar çok düşünmüştüm ki başım ağrıyordu.
Hemen eve gittim... Cesur'a anlattım...O cevap vermeyecek olsa bile ona sordum.Bir şeye,birine anlatmak aşırı rahatlatıyordu... Cesur kucağıma oturdu ve beni dinledi.Ben de onun tüylerini okşadım.Gün batımı başlamıştı...Yaz tatili her geçen gün daha da bitiyordu. Mutfağa gittim ve akşam yemeğini ben hazırlamaya başladım.Sürpriz yapacaktım anneme ve babama. Cesur'un manasını vermiştim zaten.Önce güzel soslu bir makarna yapacaktım.Daha sonrasında ise sıcacık bir çorba.Önce makarnadan başladım.Sıcak suyunu yaptım,makarnayı sıcak suya attım... makarna olduktan sonra çorbamı yaptım.Tam ben servise hazırlarken yemeklerimi, annemle babam geldi.Onlara "hoşgeldiniz"deyip mutfağa gönderdim.Masayı görünce şaşırdılar.Annem hep başarılı olmam için zamanımı ayırmamı sağlar mutfağa ben istersem geçmeme izin verirdi...Onlara yemeğimi tattırdım.Aynı yarışma programında gibiydik.
"Ee nasıl olmuş?"
"Ben puan kırıyorum."dedi babam.
"Neden??"
"Tuzu yok."dedi.Ben tuzlu yemek yemezdim. O yüzden onlar da kendilerine göre ayarlasınlar diye koymamıştım.Annem ve babam güldüler.
"Ee annecim sence nasıl?"dedim. Annem insaflı çıkmıştı.
"Meleğim yaparsa kötü olma ihtimali var mı?"dedi.
"Annem benim."dedim.Babam hemen "ben yokum burada siz devam edin."dedi.Annemle güldük ve kocaman sarıldık ona.Biz yemek yerken annem ve babam bugün iste yaşadıkları komik anları anlattılar.Gerçekten komikti...
Masayı topladım ve odama çıktım.Bir şeylerin ters gittiği belli ama neydi ters giden?Düşündüm.
Minik canımın önüne oturdum.Gökyüzündeki güzel Yıldızlarıma baktım...Masamın başına oturdum.Biraz bir şerler karalayıp kafamı dağıtmam lazımdı...Arkadan hafif bir şarkı açtım. Valse... o kadar güzeldi ki notaların sesi.Fırçamı aldım,daha sonra kağıdımı,boyalarımı.
Bembeyaz kağıt ona ne çizeceğimi bekliyor gibiydi...Önce mavi rengi aldım ve boyamaya başladım.Daha sonra pembe ve sarıyı kullandım.Beyaz rengi aldım ve Bulutlar çizmeye başladım. Ve olmazsa olmadım yıldızları ekledim... köşeye de güzel mi güzel bir ay kondurdum...Yıldızlarıma iyi geceler diledim ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan anılar
Teen FictionZamanı durdurabilseydim yine alır mıydı seni benden? Çocukluk arkadaşı Mine ile çok güzel bir dostluk yaşayan duru başına geleceklerden habersizdir.Fakat bir anda Mine için duru,yolda gördüğü sıradan birinden farksızdır. Bir günde her şey tepetaklak...