Kutsal hesabı ödeyip tekrar yanına geldi.
" pazartesi görüşürüz. İyi akşamlar "
" iyi akşamlar size de"
Özge yerine oturduğunda bir mesaj geldi.
"Özgecan, trafik kitlendi yine yağmurdan. Yarım saat daha bekleteceğim seni maalesef."
"keyfim yerinde, beni merak etme. Bekliyorum."
Çantasından kitabı çıkardı tekrar. Yağmur iyice bastırmıştı, gök gürlüyor, şimşekler çakıyordu. Dışarısı bir aydınlanıyor bir kararıyordu. Derken elektrikler kesildi. Ali masalara küçük gaz lambaları yakıp koydu. Arabaların farları yolu aydınlatıyordu sadece. Onun dışında her yer karanlığa bürünmüştü.
Gözleri yorulunca kitabını kapattı. Kafede sadece Özge ve Ali kalmıştı.
"inşallah kesinti fazla uzun sürmez "
'' inşallah, demek bizim fakültedensin"
"evet, üçüncü sınıf."
" harika, şu bize çömez muamelesi yapan abi sınıflardan"
Güldü Ali
"bize de yaptılar o muameleyi."
"otursana işin yoksa."
"herkes kaçtı baksana. Oturayım, karanlıkta ne iş olur ki zaten değil mi?"
"yani yani. Arkadaşım da trafiğe takılmış anca gelir."
"çay?"
" sende içeceksen?"
"içeceğim, demli?"
"evet. Teşekkür ederim."
Çayları doldurup geldi
"kafe kapatmış olduk ikimize"
"öyle gibi oldu değil mi?"
Dışarı baktı. Kalbi deli gibi çarpmaya başladı kapının önünde Buğra'nın arabasını görünce. Birden eli ayağına dolandı. Eray sürücü koltuğuna astığı ceketi başına tutup içeri koştu. Gelenin Eray olduğunu görünce dudakları büküldü. Ali gelenin Özge'nin beklediği kişi olduğunu anlayınca çayını alıp ayağa kalktı. Eray başı ile selamlayıp, onun kalktığı yere ceketini attı. Özge'yi öptü ve yerine geçip oturdu.
"hoş geldiniz, ne alırdınız?"
"bende çay alayım önden."
Gülümseyip ayrıldı yanlarından
"iki dakika yalnız bırakmaya gelmez seni. Anında bir erkek sinek etrafında gezinmeye başlıyor."
"Eray! Sus duyacak çocuk. Okuldan bizim, ben otur dedim hem."
"havaya bak ya. Gök yarıldı sanki."
"evet. Elektrik de gitti, ne zaman gelir kim bilir."
"boşver kız, otururuz romantik romantik."
"ya, Buğra'nın arabasını görünce o geldi sandım. Heyecan tavan yaptı."
"buluşacağımızı biliyor, yerimizi bile söyledim."
"eskiden olsa senden önce gelirdi."
"seninle karşılaşmak istemediğini söyledi."
"artık başka şeyler düşünmeye başlıyorum."
"ne gibi?"
"belki de gerçekten niyeti sadece yakınlaşmaktı. Olmayınca geçti benden."
"çok sağlam saçmaladın kızım ya! Çocuk utancından yerin dibine girdi. Yüzüne bakacak hali kalmadı. Ondan karşılaşmak istemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜSTÜM ÇİÇEĞİ (tamamlandı)
RomanceDaha ne yaşamışlardı ki? Kışı burada geçirip, okullar kapanınca çocukları alıp yazlığa gideceklerdi. İlk elmaları birlikte toplayacaklardı. Mutfaktan yayılan limonlu kurabiye kokusuna koşacaktı hepsi. Her sabah erkenden uyanıp balıkçı teknelerine...