Küstüm Çiçeği 5

68 7 4
                                    

Buğra

"bu gece hiç bitmese keşke. Birazdan kalkıp evlerimize gideceğiz. Seni her zamankinden daha fazla özleyeceğim."

" çok güzel bir gündü, haklısın. Mutfakta çok eğlendim seninle. Karın tokluğuna çalıştın resmen"

" bende çok eğlendim bebeğim. Üşüdün mü?"

"önüm ıslanmış baksana, ondan üşüyorum. Biraz kurusun diye buraya geçtim."

Buğra gömleğinin üzerine giydiği kazağı çıkarıp uzattı.

" git değiştir hayatım üstünü. Bunu giy. Biraz büyük gelecektir ama çok sıcak tutar. "

" olmaz, gömlekle sen üşürsün bu defa da. Kurur şimdi. Giy canım sen kazağını. "

" kalkar mısın? Benim ceketim var. Onu giyeceğim üstüme"

Elinden kazağı alıp soyunma odasına geçti. Tabureye oturup kazağı biraz burnuna yaklaştırdı. Ne yapıyorum deyip kenarı bıraktı. Kazağını çıkarıp katladı. Buğra'nın kazağını aldı eline. Buram buram Buğra kokuyordu kazak. Yüzünü elinin içinde birleştirdiği kazağın içine gömdü. Kokusunu iyice içine çekip üzerine geçirdi. Saçını toparladı. Buğra'nın yanına geldiğinde kendi etrafında dönüp

"yakıştı mı?"

" her şey mi yakışır bir insana."

"teşekkür ederim Buğracım, sıcacık tutuyor gerçekten de."

"rica ederim hayatım. Senin üstündeki çok inceydi. Yarın alışverişe gidip sana daha kalın şöyle boğazlı birkaç kazak alalım."

"ben daralıyorum boğazlı kazak içinde. Çok kalın kazaklar cildimi dalıyor. Zaten kışın bitmesine ne kaldı."

" üç ay kaldı güzelim. Yani daha çok var. Ayrıca sana bir şeyler almak istiyorum. Birlikte seçmiş oluruz. Kırma beni"

" bana herhangi bir şey almanı istemiyorum. Hem yarın evde olmam lazım."

" hayır yarın benimle olman lazım. Bir saatlik bile olsa."

" olmaz canım. Pazartesi görüşürüz. Bak zaten şu an gece yarısını geçtik. Pazar günü buluşmadık deme."

" sabah, öğlen, akşam ne zaman uyarsa lütfen. Bir saat yahu, ne olacak. "

" bir pazar günüm var bütün işlerimi bitirmek ve ailemle zaman geçirmek için. Ama yarın başka durumlar var. Evde olmam lazım. "

" sabah erkenden kalkıp yürüyüş yapalım kahvaltıda evde olursun. "

" o olabilir bak. Sabah yedi de "

" tamam seni bıraktığım köşede yedi de."

Faruk yaptığı mistik çayı getirirken Erol'a seslendi. Çay, tarçın zencefil karanfil gibi baharatların süt, krema ve kakaonun birleşiminden oluşuyordu. Hindistan cevizi, muskat gibi aromalar bal ve çikolata ile de birleşince ortaya mükemmel bir içecek çıkmıştı. Çaydan başka her şeye benziyordu aslında. Çaylarını içtikten sonra kalktılar.

Sabah yedi de Özge buluşacakları yere gitti. Buğra arabasından indi. Özge'nin beresini kulaklarına indirip alnını öptü.

"araba da mı oturalım, yürüyelim mi? "

" yürüyelim demiştik ama sen bilirsin."

"ağaçlı yola gidelim mi?"

" oraya yürüyerek gidip gelmeye kalksak bir saat zaten."

" arabayla gidip orada yürüyeceğiz. "

"o zaman vaktimiz olur, gidelim madem. Çok severim ben orayı biliyor musun?"

KÜSTÜM ÇİÇEĞİ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin