3. Bölüm

178 16 3
                                    

Açık mavi elbisenin içinde, upuzun saçları ve dünyanın en güzel gülümsemesiyle bana doğru koşan anneme döndüm. Yanıma ulaşır ulaşmaz, ellerimi tuttu ve o sıcak bakışlarıyla içimi ısıttı. Ellerimi bıraktıktan sonra, saçlarımı sevmeye başladı. Yanağımı okşadı. Işık hüzmesinin içinde gibi, mutluluk sarıyordu her yanımı. Ama uzun sürmedi.

Yeşil gözlerinin karardığını gördüm. Sevgi dolu bakışları, nefrete döndü. Saçlarımı okşayan elleri, saçlarımı kavradı ve sıkıca tuttu.

"Anne... Anne ne yapıyorsun?" Ona anne dememe sinirlenmişti. Yüzü hemen bozuldu.

"Bana anne deme! Katilsin sen! İğrenç bir katil." Ellerinden kurtulmaya çalıştıkça, saçlarımı daha sıkı kavrıyordu. Beni savurup yere attıktan sonra, hiç beklemediğim bir hızla boğazımı kavradı, nefes alamadığını hissediyordum.

"Eden Hanım... Uyanın! Eden Hanım!"

Uyandığımda, odamda değildim. Başımda dikilen ve meraklı gözlerle bana bakan Duru'nun yanındaydım. Üzerimde kalın bir battaniye vardı ve evin içi kızarmış hamur kokuyordu.
Kalbim deli gibi atıyordu, yıllar sonra ilk kez rüyamda annemi görmüştüm. Ve hiç beklediğim bir şekilde de değildi.

"Eden Hanım, iyi misiniz?" Bu kızın bana olan kibarlığı o kadar saçma geliyordu ki! Gerçek mi anlayamıyordum?

"İyiyim, normal bir kabus işte." Hemen koltuktan doğruldum. Mutfakta adının Canan olduğunu bildiğim kişinin sesleri geliyordu. Duvar saatine kaymıştı gözüm hemen, saat 10.12'ydi. Çok geç kalkmıştım.

Duru yanıma oturmuştu. Kahverengi gözlerinde ciddi bir endişe görüyordum ve bunun bana duyulması durumu daha kötü yapıyordu. "Sadece iyi misiniz diye merak ettim. Özellikle dün geceden sonra. Ve bu kabuslar. Pek iyi değilsiniz gibi?" Sinirle koltuktan kalkmıştım ve o da benimle aynı hızda kalkmıştı. Onu korkmuştum. Olması gereken buydu.

"Nedir bu? Bu ilgileniyormuş gibi tavırlar? Sen benim kim olduğumu biliyor musun Duru!?" Konuşmamın devamını getirmeme izin vermemişti, gerçekten çok cesur bir kızdı.

"Hayır Eden Hanım. Bilmiyorum çünkü sadece sizin hakkınızda duyduğum şeylerle sizi tanıyamam ya? Evime gelen sizsiniz! Hem böyle yapıp hemde benden sürekli hesap sormazsınız çünkü sizden korkmuyorum. Belli ki daha önce hiç kimse size iyi misiniz diye bile sormamış, böyle bir soruya sinirlendiğinize göre oldukça yalnız olmalısınız." Bu kız her seferinde lafı ağzıma tıkıyordu ve her seferinde haklı çıkıyordu.

Neden sinirlenmiştim ki? Rüyanın etkisi miydi?

"Üzgünüm." Gözlerinde ki o şaşkınlık ifadesini beklemiyordum. Sanki kavga etmemi bekliyordu. "Evine gelip böyle davranmam saygısızca. Ben en iyisi gideyim."

Ne yaptığımı bilmiyordum. Kısa bir süre önce olsa, nerede olursam olayım bana bağıran kişinin dilini keserdim. Fakat karşımda durup, korkmayan ve doğruları söyleyen tek kişi oydu, ona zarar verirsem böyle birini kaybetmiş olacaktım. Üstelik onun hakkında öğrendiklerim aklımdan çıkmıyordu. Başına bu kadar çok şey gelmiş birinin  benim karşımda korkmasını beklemem de biraz aptalcaydı. Hareketleneceğim an kolumdam tutmuştu. Sakinleşmişti. "Gitmeyin. Canan kahvaltı hazırladı, normalde asla yapmaz. Beraber yiyelim." Hamur kokusu oradan geliyor olmalıydı. Bir şey demeden mutfağa ilerledim. Canan'ın beni görünce yutkunduğunu fark ettim. Galiba biri araştırma yapmıştı.

"Selam, gecenin köründe evimize gelip uykumuzu kaçıran kıymetli misafir." İfadesiz bir şekilde ona bakmaya devam ettim ve yerime oturdum.  Canan daha da konuşmamıştı zaten. Masaya oturmuş servis yapıyordu.

EDEN [GxG] DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin