Genç psikiyatrist karşısındaki 20 yaşında olmasına rağmen tıpkı 12-13 yaşında bir çocuk gibi görünen genci incelemeye devam etti. kumral saçları dağılıp beyaz tenine dökülmüş, ela gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Karakola getirilirken halk ve kurbanların aileleri tarafından biraz darp edildiğinden dolgun dudağı da patlamıştı. Dışardan bakınca onun bu haline üzülmeden edemezdi fakat bu çocuğun işlediği cinayetler, katlettiği insanlar aklına geldikçe maalesef vicdanını ve etik değerleri unutuyor, göz ardı ediyordu. Çocuk geldiğinden beri ağlayıp Pamir isimli bir adamın onu gelip alacağını sayıklıyordu. İfadesi için çocuk konuşmayınca mecburen psikiyatrist eşliğinde sorgu yapılmasına karar verilmişti, genç doktor da bu yüzden buradaydı. Derin bir nefes aldı "eğer konuşmazsan her şey daha kötü olacak Aden. Pamir kim buradan başlayabilirsin." Bu bir terapi değildi, karşısındaki çocuğu bir an önce konuşturması gerekiyordu. Çocuk sustu ve başını kaldırarak ilk göz temasını kurdu, doktor rahat bir nefes almıştı. Belli ki anlatacaktı.
2 sene önce
Aden annesinin örmüş olduğu mavi renkteki atkıyı iyice boynuna dolayıp küçük burnunu ısıtmaya çalışırken diğer yandan da karanlık sokakta her gün beslediği yavru kediyi arıyordu. Tüm gün hiçbir yerde bulamadığı için oldukça endişeliydi "tekir, nerdesin?" Son kez seslenip dolu gözleri ile sokak lambasının yeterince aydınlatmadığı ıssız sokağa baktı. Kar yağmaya başladığından dolayı onun bu gece üşüyeceğini düşünüp eve almak istemişti fakat minik kedi hiçbir yerde yoktu. Karanlık sokakta daha fazla durmak istemediği için evine giden ışıklı yola yöneldiği sırada ensesinde hissettiği nefesle irkildi. Korkuyla bir iki adım gerileyip karşısındaki yabancıya bakmıştı, siyahlar içindeki korkutucu adamı incelemeden önce gözüne takılan tekir bütün dikkatini dağıtmıştı.
Öyle ki karşısında dikelen belki de iki katı kadar yapılı olan genci bile unutup kediye doğru atılmış fakat sonra farkındalıkla durup yeşil gözlere bakmıştı "sen kimsin?" Cılız çıkan sesiyle sorup yetersiz gelen ışığın izin verdiği kadarıyla adamın yüzünü inceledi. Sahiden de yakışıklı bir suratı ufak bir burnu ve derin yeşil gözleri ile dikkat çekiciydi. Beyaz tenine dökülen yeşil saçları başlı başına bakanın bir kez daha bakması için yeterliydi bu yüzden Aden bu yabancıyı oldukça tehlikeli ama bir o kadar da ilgi çekici bulmuştu. Boynunda karartı şeklinde duran dövmeleri ve kaşındaki piercingi dahi annesinin kötü sıfatı için yeterliydi bu yüzden korkmadan edemiyordu. Adam yüzündeki ciddi ifadeyi bozup gülümsedi ve kucağındaki kediyi Aden'e göstermek istermiş biraz daha kaldırdı "bu ufaklığı mı arıyordun?" Aden başını hızla olumlu anlamda sallayıp kedisini geri almak için yabancıya doğru yöneldi fakat adam gülüp bir adım geri çekilmişti.
"Teşekkür dahi etmeden ufaklığı da alıp öylece gidecek misin?" Aden soru üzerine kaşlarını çattı "teşekkür ederim şimdi kedimi verir misin? Onu korkutuyorsun" genç boştaki elinin tersini kucağında mayışmış olan kedinin tüyleri üzerinde gezdirirken gülümsedi "hiç sanmıyorum gayet huzurlu duruyor, acaba benimle mi kalsa?" Aden sinirle soludu, istemeden sesi de yükselmişti "o benim kedim" adam söyledikleri üzerine kaşlarını kaldırıp alayla sırıttı "öyle mi? Onu mahsur kaldığı ağaçtan kurtarırken evsiz sanmıştım" aden suçluluk duygusu ile yavru kediye baktı, onu başından beri hep evinde beslemesi gerekirdi fakat annesi görürse çok kızardı. Yabancı Aden'in bu haline acımış olmalı ki oyununu sürdürmedi.
"Sadece uğraşıyordum, sizi birkaç kez görmüştüm bugün de bu ufaklık ile denk gelince onun için biraz mama aldım, benimle arabama kadar eşlik edersen sana vermek isterim." Aden o an bu adamı ilk kez gördüğüne emindi fakat nereden onları gördüğünü sormayı unutacak kadar minnettar olmuştu "tamam o zaman" uzanıp kediyi memnuniyetle adamın kucağından aldıktan sonra karanlık sokakta durmadan ilerleyen bedeni takip etmeye başladı. Diğer yandan da tekirin tüylerini okşayıp ne kadar şanslı olduğunu mırıldanıyordu çünkü son zamanlarda kazandığı para mama almak için zar zor yetiyordu. Daha bahsedilen arabayı bile görememişken önce ağzı ve burnu üzerine kapatılan mendili hissetmişti, ardındansa yabancıya ait sesi duymuştu "Sen benim Pamir'e en güzel hediyem olacaksın bebeğim."
Şimdiki zaman
Çocuk sustuğu an bulundukları sorgu odasının kapısı çalmıştı, genç kadın duyduklarının doğruluğunu sorgularken kapı açılıp içeri polis memuru girdi. Genç psikiyatriste doğru aceleci adımlarla ilerleyip kulağına eğilmiş ve Aden'in duyamadığı bir şeyler söyleyip odadan dışarı çıkmıştı. Genç doktor yerinde rahatsızca hareketlendi, karşısındaki çocuğu da bilgilendirmesi gerektiğini biliyordu. "Sisli davasına bir cinayet daha eklenmiş, bu demek oluyor ki şu anda şüpheli durumunda değilsin." Çocuk bir tepki vermedi, öylece bakmaya devam etti fakat psikiyatrist onun hikayesini dinlemeye devam etmeliydi çünkü belli ki asıl suçlular bu hikayenin içinde yer alıyordu. Çocuğu nasıl konuşturacağını düşünürken oluşan sessizlik tekrar odanın kapısının açılması ile son bulmuştu. Bu sefer farklı bir polis memuru Aden'e yönelmişti "neler oluyor?" Psikiyatristin sorusu üzerine polis memuru çocuğun kelepçelerini açarken cevapladı "Aden'i tutmak için elimizde yeterli kanıt ya da belge yok bu yüzden salacağız" psikiyatrist şaşkınca yerinden kalktı "bu da ne demek? Çocuğun bildiği şeyler var birinci derece tanık olabilir. Ayrıca kaçırıldığını söyledi." polis memuru dönüp yüzündeki sert ifadeyle psikiyatriste uyarı dolu bir bakış atmıştı "bu konuya karışmak istemezsin" çocuğu kolundan tuttuğu gibi odadan çıkartırken psikiyatrist de peşlerinden odadan çıktı.
Karışık karakolda gözleri ile Aden'i ararken pek kalabalık olmayan karakolda ayakta dikelmiş bir şekilde Aden'i izleyen yeşil saçlı beden dikkatini çekmişti. Ortada bir kaçırılma iddiası varken nasıl olur da çocuk öylece aynı adama teslim edilebilirdi aklı almıyordu. Aynı süre zarfında adamın soğuk bakışları genç kadını buldu, yüzüne alay dolu bir gülümseme yerleştirip bir süre kadını izlemiş ardından kendisine doğru koşan Aden'e kollarını açmıştı. Korkudan bedeni titreyen çocuk güçlü kolların arasına girdiği an rahatladı. Bir süre sarıldıktan sonra yeşil saçlı olan geri çekilip çocuğu incelemeye başladı. Hasar taraması yapıyor gibi bir hali vardı, öyle ki gözleri bir süre çocuğun dudaklarına takılmış ve öfkeyle kaşlarını çatmıştı. Bir şey söylemeden çocuğun elini sıkıca tutup hâlâ kendilerini izleyen psikiyatriste doğru döndü. Elini kaldırıp selam vermiş ve çıkış işlemleri halledilen çocukla birlikte öylece elini kolunu sallayarak karakoldan çıkmıştı. Genç doktor hikayenin burada bitmediğinin bilincinde derin bir nefes aldı, bu bir son değil belli ki başlangıçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden |Gay|
Teen FictionAden annesinin örmüş olduğu mavi renkteki atkıyı iyice boynuna dolayıp küçük burnunu ısıtmaya çalışırken diğer yandan da karanlık sokakta her gün beslediği yavru kediyi arıyordu. Tüm gün hiçbir yerde bulamadığı için oldukça endişeliydi "tekir, nerde...