Aden gözlerini ikinci kez araladığında, sürekli uyku halinde olmasını yolun yoruyor olmasına verdi . Yaslandığı yerden doğruluğunda üzerindeki Demir'e ait ceketi fark etmiş ve istemsizce gülümsemişti. Birilerinin uzun bir süre sonra iyiliğini düşünmesi hoşuna gitmişti. Kendine geldiğinde etrafına bakınmayı akıl edebildi, tam bu sırada da araba durmuştu. Aden merakla tam karşılarında kalan lüks malikaneye baktı. "Burası senin evin mi?" Hayranlıkla sorduğu sırada kemerini çözmeye çalışıyordu.
Demir bu haline alayla gülümseyip Aden'e doğru döndü, şimdi çocuğu iyi tembihlemesi gereken kısıma gelmişlerdi. "Benim değil, Pamir'in evi." Aden uzun süredir duymadığı ismi duyunca huzursuzlandı, yol boyunca Demir belki kendisini başka birine vermekten vazgeçer diye umut etmişti. Demir çocuğun huzursuz olduğunu görse de devam etti "eğer doğru düzgün bir şekilde yaşamak istiyorsan saygılı bir çocuk ol Aden, olmazsan seni ben de kurtaramam çünkü."
Demir son derece ciddi duruyordu, bu işin şakası olmadığını ikinci kez idrak etti. Hem korkuyor hem de merak ediyordu. Kimdi bu Demir'in bile çekindiği Pamir, gerçekten kötü biri mi görmek istemişti. "Uslu çocukları herkes sever." Demir son sözlerini de söyledikten sonra ceketini alarak arabadan inip bir süre Aden'in yanına gelmesini bekledi. Aden iner inmez bekletmeden Demir'e yönelmiş ve bu sefer kendisi tutması adına elini uzatmıştı. Demir kendisine uzatılan ele göz ucuyla bakıp tutmadan yürümeye devam etti "hızlı ol"
Aden bozulsa da belli etmeden adımlarını hızlandırmıştı, kapıyı bile çalmalarına gerek kalmadan kısa merdivenleri çıktıkları sırada sanki sensörlü gibi büyük kapı aralanmış ve ardından pembe saçlı bir çocuk gözükmüştü. Aden yabancıyı izlerken çocuğun görünüş olarak Demir'e ne kadar benzediğini düşünmeden edemedi. Renkli saçları ve Demir'in dövmelerine benzer dövmeleri vardı. Boyu Aden'e göre uzundu ama Demir kadar da yapılı değildi.
Aden durmuş olanları idrak etmeye çalışırken pembe saçlı çocuk onlara doğru ilerledi "bu mu?" Aden orda değilmiş gibi Demir'e sorup olumlu yanıtı aldıktan sonra hızlı adımlarla Aden'in yanına gelerek kolunu tutmuştu. Küçük çocuk bu şekilde incelenmekten rahatsız da olsa korktuğu için bir şey diyemedi "diğerine benziyor bu da, bir ay diyorum ben. Gör bak sıkılacak" aden ne olduğunu idrak edemiyordu. Bu sırada hala dışarda durdukları için Demir öfkeyle yanındaki pembe saçlı çocuğa baktı.
"Bulut, boş yapmayı bırak. Aden sen de yürü." Aden pembe saçlı çocuğa alttan bir bakış atıp nazikçe kolunu kendine çektikten sonra malikanenin içine doğru yürüyen Demir'in peşine takıldı. Adının Bulut olduğunu öğrendiği çocuk da söylenerek onları takip ediyordu. Aden o sırada koca evin dışının da en az içi kadar gösterişli olduğunu fark etmişti. Gerçekten belli ki oldukça zenginlerdi, bu mobilyaları herhangi bir mağazada dahi gördüğünü sanmıyordu Aden. Hepsi özel yapıma benziyordu.
Boynundaki mavi atkısını düzeltirken, geniş salon gibi bir yere gelmişlerdi bile. Aden Demir görüş açısını kapattığı için bir şey görememişti ama sesleri duyuyordu, kalabalık olduğunu fark ettiği an gergince yumruklarını sıktı. Bu sırada onların içeri girdiğini gören grup konuşmayı bırakmıştı. Demir hepsine kafa selamı verdikten sonra arkasına saklanmış olan çocuğa göz ucuyla baktı. "Aden, gözlerini kapatsan da seni görüyorlar şu an"
Duydukları üzerine utançla gözlerini araladı, görüş açısına çok daha fazla renkli saçlı Demir'e benzeyen çocuklar girmişti. Üç kişilerdi, hepsinin de saçları Bulut ve Demir'inki gibi renkliydi. Aden onları incelerken onlar da merakla Aden'e bakıyordu. Bu sırada salonda boğucu bir sessizlik oluşmuştu.
"Çok sevimli değil mi?" Arkalarından gelen Bulut'un yüksek sesi ortamı tekrar canlandırırken o da diğerleri gibi siyah deri koltuklardan birine kurulup ayakta dikilen ikiliye gülümseyerek bakmaya başlamıştı. Önce mavi saçlı olan çocuk gülümsedi "Pamir daha gelmedi, ayakta mı dikeleceksiniz" Demir düşünceli gibiydi, bu yüzden arkadaşının sözleri ile kendine gelip cevap vermeden Aden'e doğru döndü.
"Sen otur ben geleceğim." Başka bir şey söylemeden öylece geldikleri kapıdan çıkmış ve Aden'i orada yalnız bırakmıştı. Mavi saçlı olan ikinci bir sessiz savaşı engellemek için hızlıca konuşmaya daldı "ben Bartu, şu siyah saçlı olan Kerem ve yanındaki turunculu da Tunç. Belli ki bulut zaten kendini tanıtmış."
Bulut kendisine laf atılmış olmasına aldırmadan daha yeni oturduğu yerden kalkıp ayakta dikelen utangaç çocuğun yanına ilerledi, çocuk şoka girmiş gibiydi. Kolundan nazikçe kavradıktan sonra Aden'i kendi oturduğu ikili koltuğa doğru çekiştirip oturmasını sağlamıştı "evet arkadaşlar bildiğiniz üzere bu sevimli çıtır da Aden, kendisi yeni rehinimiz" aden duyduğu tasvir üzerine huzursuzca oturduğu yerde hareketlenmişti.
"Çocuğu rahatsız etmesene Bulut, ayrıca o parmaklarını da çek üzerinden Pamir tek tek kopartmak zorunda kalmasın" Aden kendini iyiden iyiye yabancı ve rahatsız hissetmeye başlamıştı. Ellerini kucağında birleştirip stresle parmaklarına bakmaya başladı, tunç ne demek istedi anlamamıştı hem neden buradaki herkes ona eşya gibi davranıyordu ki? "ee Aden kaç yaşındasın?" Diğerleri kendi aralarındaki sohbete dönerken yanında oturan Bulut sorusunu sorup ilgiyle Aden'e doğru dönmüştü. O her gün aynı insanlarla sohbet etmekten sıkılmışa benziyordu.
Uzun bir süre Bulut'un sorularını cevaplamıştı, bulut da ona diğerlerinden bahsetmişti. Mesela kerem ile tunç sevgiliydi, Aden bunu duyunca biraz şaşırmıştı. Kendisi gibi erkeklere ilgi duyan insanları ilk kez bu kadar yakından görüyordu. Yaşları hepsinin yakındı, bir tek Aden biraz küçük kalmıştı ama Bulut ile kafa yapıları daha şimdiden uymuş gibiydi. Aden dikkatle Bulut'un tatlı olduğunu iddia ettiği köpekleri hakkında anlattığı şeyi dinlerken içeriye Demir ve yanında yabancı bir adam girmişti.
Pamir, hepsinden farklıydı. Kahverengi saçları ve diğerlerine oranla daha uzun bir boyu vardı. Onun da boynunda ve görebildiği kadarıyla elleri üzerinde dövmesi vardı fakat aurası odadaki herkesinkinden daha baskın ve sertti. Gözleri sanki başından beri nerede olduğunu biliyormuş gibi direkt Aden'in üzerinde durmuştu. Herkes tekrar sessizleşirken bulut susup Adenden biraz uzaklaştı. Aden bunu fark ettiği an kaşlarını çatmıştı ama gözlerini karşısındaki adamın kehribarı andıran renkli gözlerinden çekemiyordu.
Adam bir süre daha rahatsızca oturan Aden'i izledi. "Çıkın" Pamir olduğunu düşündüğü adamın ağzından çıkan ilk ve tek kelime buydu. herkes ikiletmeden ayaklanıp birer birer salondan ayrılırken en son Demir kalmıştı. Birkaç saniye kararsızca kendisine korkuyla bakan Aden'e baktı. Göz kırpıp hiçbir şey olmadığını belirtmek için gülümsemiş ve fazla oyalanmadan o da salondan ayrılmıştı. Hikayenin sonunu Aden daha Pamir'in gözlerinin içine baktığı ilk an görmüştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden |Gay|
Teen FictionAden annesinin örmüş olduğu mavi renkteki atkıyı iyice boynuna dolayıp küçük burnunu ısıtmaya çalışırken diğer yandan da karanlık sokakta her gün beslediği yavru kediyi arıyordu. Tüm gün hiçbir yerde bulamadığı için oldukça endişeliydi "tekir, nerde...