Aden olduğu kucakta, Pamir'in öpücükleri ile öyle mayışmıştı ki gözünü zor açıyordu. Bu kucağında oturduğu adamın, boynundaki dudaklarının hoş bir gülümseme ile kıvrılmasana sebep olmuştu. İkisinin kaldığı odaya geldiklerinden beri Pamir sadece onu öpmek ve belini okşamak dışında bir şey yapmamıştı. Daha önce de kucağına aldığı, öptüğü oluyordu ama bu kadar uzun sürmezdi genelde basit öpücükler olurdu. Şimdi Aden boynunun birçok yerinin morardığına ve hafif dolgun olan dudaklarının kızarıp şiştiğine emindi. Üstelik kucağında oturduğu adamın hemen kalçasının altındaki sertliğini de ilk kez bu şekilde hissediyordu.
Pamir son kez kendi izleri ile doldurduğu beyaz boyunu öpüp çocuğu serbest bıraktı "uyumak ister misin?" Bu soru üzerine Aden daha yeni hava kararmaya başlıyor olsa da başını olumlu anlamda sallamıştı. İlk kez Pamir ona bu denli ilgili bakıyordu bu ise Aden'i oldukça mutlu etmişti. Pamir çocuğu kucağından yatağa bıraktıktan sonra kısa bir süre kendisine mayışmış bir şekilde bakan çocuğu izledi. "Duşa girip geleceğim" basit ama Aden'in şaşıracağı şekilde bilgi verip arkasını dönerek odadaki banyoya girmişti. Aden öylece oturup onu beklemek yerine yatağa uzanıp huzurla gözlerini kapattı. Uzun, çok uzun bir zaman sonra kendini normal hatta iyi hissediyordu bu his vardı ona yabancı kalmıştı.
Birkaç saat sonra Aden içeriden gelen seslere uyandığında hava çoktan kararmıştı. Bir süre gözlerini kaşıyıp karanlığa alışmaya çalıştı, bu sırada yanında uyuyan Pamir'i fark etmişti. Bir kolu Aden'in belindeydi ve oldukça yakınlardı, bu yakınlık hâlâ çocuğu heyecanlandırıyordu. İçeriden gelen sesler tekrar ilgisini çektiğinde Pamir'i uyandırmamaya dikkat ederek kolunu karnının üzerinden çekip hafifçe doğruldu. Üzerindeki siyah Sweat ve siyah eşofmanla dahi üşüdüğünü hissediyordu. Bu yüzden yataktan kalktığında gözüne ilişen Pamir'e ait olduğunu bildiği polar ceketi de üzerine giymişti. Dağınık olan saçlarını düzeltme gereği duymadan savsak adımlarla sesin kaynağına yöneldi.
Salona girdiğinde ilgisini çeken ilk şey televizyona bağladıkları oyunu oynayan Demir ve Bulut olmuştu. Tunç ve kerem kenarda birbirleriyle ilgileniyor Bartu ise Demir'in yanında oturmuş heyecanla oyunu izliyordu. Bu görsel Aden'in gülümsemesine sebep olmuştu. Onları böyle normal gördüğü her an kendisi de biraz daha normal ve iyi hissediyordu fakat onları bu şekilde keyiflendiren şeyin kullandıkları maddeler olduğunu anlamakta zor değildi.
"Uyuyan güzel uyanmış" onu fark eden ilk kişi Bartu olmuştu. Bakışlar kısa bir süreliğine Aden'e döndüğünde Demir gülümseyerek oturduğu yerde geriye kayıp başıyla Aden'e gelmesi için bacaklarının arasındaki boşluğu işaret etti. Küçük olan uzun bir süre sonra Demir onunla ilgilendiği için mutluluktula ayakta dikelmeyi bırakıp gösterdiği yere girmişti. Araba yarışı oynadıklarını fark ettiğinde dikkatle geniş ekrana bakmaya devam etti, belli ki Demir kazanıyordu fakat Bulut hiçte buna bozulmuş gibi değildi.
"Ben de oynamak istiyorum" hevesle konuşup başını Demir'e doğru çeviren beden Demir'in onu reddetmeyeceğini biliyordu. Umduğu gibi de olmuştu Demir daha yeni yaktığı sigarasını dudaklarının arasına yerleştirip tek eliyle tuttuğu oyun kolunu Aden'in ufak ellerine bırakmıştı. Kazandığı oyunu Aden'in kaybetmesi pek umrunda değil gibiydi ama Bulut keyifle Aden'e bakıp göz kırpmıştı. Bir süre kadar araba yarışı oynadıktan sonra Bulut yerini Bartuya bırakmış ve koltuğa oturup telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı. Aden birkaç kez karşısındakilerin bilerek kaybetmesi ya da Demir'in rakiplerine yaptığı baskılar sonucu geri çekilmeleri üzerine galibiyeti de tatmıştı.
Hem acıkan karınları hem de sıkan oyun yüzünden herkes aralarında sohbete dönerken Aden'in gözü içeri giren Pamir'e kaydı. Onu görür görmez yüzündeki gülümseme büyüse de Pamir birkaç saat öncenin aksine biraz agresif gözüküyordu. Önce öylesine etrafa bakınmış Aden'i görünce bakışlarını yumuşatma gereği duymadan o tarafa yönelmişti. İlgiyle onu izleyen çocuğu kolundan tutup oturduğu yerden kaldırdıktan sonra kendisini hâlâ Kerem'e bir şey anlatmakta olan Demir'in yanına bırakıp Aden'i de bir obje gibi kucağına çekmişti.
Aden buna bozulsa da sesini çıkartmadan başını usluca Pamir'in geniş göğüsüne yaslamıştı. Birkaç dakika öylece durdular ardından Pamir masaya doğru uzanıp renkli hapların bulunduğu poşeti eline almıştı. Düşmesin diye tek koluyla tuttuğu çocuğu rahat bırakıp poşetteki haplardan birini alıp Aden'in ilgili bakışları eşliğinde dudakları arasına yerleştirmişti.
Tekrar Aden'e bakmadan ufak poşeti öylesine bir yere fırlatıp başını geriye yasladı. Aden daha önce vücuduna, zihnine zarar verecek herhangi bir şeye merak duymamıştı. Çoğu yaşıtı aksine sigara bile içmemişti fakat şimdi o tehlikeli merak duygusunun kanına karışıp aklına girdiğini hissediyordu. "Aden" kendisine seslenen Bartu üzerine düşüncelerinden sıyrılıp hızla kafasını o tarafa çevirdi "yemek söyleyeceğiz ne yemek istersin?"
"Bilmem ki, siz ne yiyecekseniz ondan" Pamir'e sormamışlardı çünkü ne yiyeceğini zaten biliyorlardı. Demir Aden'in dalgınca Pamir'i izlediğini fark ettiğinde çocuğa doğru uzanıp saçlarını karıştırdı. "Bu gece bağış gecesi" Demir Aden'e baksada şu an kafayı bulmakla meşgul olan Pamir'e hitaben kurmuştu cümlesini. Aden merakla Demir'e doğru döndü, böyle zengin iş insanlarının yaptığı türden bir şey olup olmadığını merak ediyordu eğer cevabı bulursa belki aslında ne işle uğraştıklarını da öğrenmiş olurdu.
Pamir sıkıntıyla gözlerini aralayıp başını yakınlarında duran Demir'e doğru çevirdi, onun kendisine değilde kucağındaki çocuğa bakması kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu. Demir bunu hissetmiş gibi bakışlarını kendisine öfkeyle bakan adama çevirdi. "Fazla zaman kalmadı, oyalanıyoruz" Aden neyden bahsettiklerini anlamıyor olduğu için rahatlardı belki de.
"Ne yapacağınızı biliyorsunuz" bu sırada önemli bir konu konuşuyor olmalıydılar ki diğerleri de susmuştu "seni görmek istiyorlar" Demir'in sözleri üzerine Bulut oflamıştı "neden küçük bir gösteri hazırlamıyoruz o zaman?" Aden hevesle onlara doğru döndü "ne gösterisi? Ben de dahil olabilir miyim?" Bu sözleri Tunç ve Bartuyu güldürmüştü. Aden neye güldüklerini anlamadığı için öfkeyle kaşlarını çattı ama Pamir yüzündeki ufak ve eğlendiğini her halinden belli eden sırıtışıyla çocuğun çenesine ufak bir öpücük bıraktı.
"Sen büyük gösterinin başrol oyuncususun bebeğim, seni böyle küçük şeylerle yoramayız hem süprizi kaçar."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden |Gay|
Fiksi RemajaAden annesinin örmüş olduğu mavi renkteki atkıyı iyice boynuna dolayıp küçük burnunu ısıtmaya çalışırken diğer yandan da karanlık sokakta her gün beslediği yavru kediyi arıyordu. Tüm gün hiçbir yerde bulamadığı için oldukça endişeliydi "tekir, nerde...