Tatil yaptıkları ufak dağ evinden döneli neredeyse 1 hafta oluyordu. Bu süreçte Pamir daha sık Aden'i evde yalnız bırakmaya başlamıştı, bu durumdan her ne kadar memnun olmasa da Demir ona bu aralar işlerinin yoğun olduğunu söylemişti. Aden her ne kadar Pamir'le arası eskisi gibi soğuk olmasa da tam anlamıyla sıcak olduğunu da düşünmüyordu. Ne yaparsa yapsın olduğu yerde saymak arafta kalmış gibi hissettiriyordu.
Tamam Pamir aşk adamı değildi belki ama onunla bu kadar iç içe olup hala hayatına dahil olamamış olmak kötüydü üstelik onların zoru ile rehin olarak getirilmiş ve yaşamaya devam ediyor olduğu halde. İşten kasıtlarını bile bilmiyordu. Evet katillerdi, yaptıkları hiçbir şeyin buna işte dahil yasal olmadığının farkındaydı ama çok fazla boşluk vardı hikayede.
Onlara bu kadar çok para kazandıran şey ne merak ediyordu, onları yasalardan bile muaf tutacak saygınlığı kimden nasıl kazandıklarını anlamakta zordu. Aden oturduğu koltukta rahatsızca oflayıp bakışlarını mutfağa doğru çevirdi. Pamir evde yalnız kalmasın diye işi olduğu zamanlar evde mutlaka bir çalışan bulunduruyordu ama çalışanlar sanki konuşmayı bilmiyormuş gibi Adenle muhatap dahi olmuyordu bu yüzden her ne kadar mutfakta yemek hazırlayan kadının yanına gitmek istese de çabası boşa olacağı için vazgeçti.
Aden kendi kendine dışarı çıkmayı unutmuştu ama yanında Pamir olsa dahi uzun bir zamandır dışarıya çıkıp dolaşmamıştı annesini dahi ziyaret edemediği için kendisini çok kötü hissediyordu. Üstelik bahar ayları gelmişti, güzel hava dışarıya çıkmak için iyice cezbedici duruyordu.
Aden öylece geniş camdan dışarıya bakıp orman manzarasını izlerken hayata ne kadar uzak ve geride kaldığının bilincinde rahatsızca ayağa kalktı. Normal olmayalı, normal hissetmeyeli çok uzun zaman oluyordu üstelik Pamir ne onu kabul ediyor ne de bırakıyordu.
Biraz uyumak zaman geçirmek için iyi bir çözüm olduğundan açık olan televizyonu kapatıp Pamir'le kaldığı odaya yöneldi, bu şekilde yaşamaya alışmak Aden'e korkutucu geliyordu. Annesi vefat ettikten sonra okulu bırakmıştı fakat şimdi tüm imkanlara sahipken dahi okul bile onun için bir hayaldi. Tüm bu düşüncelerin ağırlığı altında ezilirken henüz üst kata çıkmamıştı ki dış kapı açılmıştı.
Anahtar sadece Pamir'de olduğu için onun geldiğinin bilincinde çıktığı merdivenleri tekrar indi. Pamir ona bakmadan salona yönelip kendisini geniş koltuğa bırakarak başını geriye yaslamış ve birkaç saniye öylece durmuştu. Kendisini izleyen çocuğun bilincinde gözlerini aralayıp çocuğa gelmesi için başıyla kucağını işaret etti. Aden beklediği teklif karşısında ikiletmeden adamın dediğini yapmıştı.
Bir süre sadece öyle birbirlerini izlediler. Pamir Aden'in konuşmak istediğinin farkındaydı fakat konuya kendisi girsin istiyordu. "Ne zaman dışarı çıkabileceğim?" Aden'in cesaretini topladığında ilk kurduğu cümle buydu ama gerisi de gelmişti "benimle doğru düzgün konuşmuyorsun bile ama gitmeme de izin vermiyorsun. Sürekli bu evdeyim her gün bir diğerinin aynısı." Aden nefes nefese cümlesini bitirip kendisini tepki vermeden izleyen adama kaşlarını çattı.
"Hakkında hiçbir şey bilmiyorum bile, istemiyorsan neden gitmiyorum ki? İstemiyorsan neden bazen istiyor gibi yapıyorsun?" Aden kısa bir süre kendisine bu kadar korkunç şeyler yaşatan birinin onu istemediği için üzülüyor oluşuna inanamadı. Kendisini sorgulamayı uzun bir süre önce bırakmıştı. "Bana sordun o gün ben de cevap verdim" her ne kadar zorlama bir cevap olsa da Aden böyle arafta kalmak yerine kendisine zarar gelmesini dahi kabul edecek kadar mental bir çöküş yaşıyordu.
"Hazır olmanı bekliyordum ama bakıyorum da sen zaten hazırsın" Aden Pamir'in kurduğu tek cümlenin bu olmasına da ne demek istediğini bir türlü anlamıyor oluşuna da sinirlenmişti. "Ne demek istiyorsun açık konuşsana" kucağında olmasına rağmen bu şekilde diklenme cesareti gösterdiği adam kurduğu cümleye sadece alayla gülmüştü. "Açıklamak yerine göstereceğim git hazırlan" Aden duydukları üzerine oturduğu yerde dikleşti "dışarı mı çıkacağız yani?"
Pamir çocuğu ufak bir baş sallaması ile onaylamıştı "madem görsel bir obje gibi kenarda durmaktan sıkıldın, o zaman dahil olmanın zamanı gelmiş." Aden onun demek istediği şeyleri anlayamasa da kısa bir süre sonra yüzleşeceğini umarak hızlıca oturduğu kucaktan kalkıp hazırlanmak için odaya yöneldi.
Ne gerekiyorsa yapacak ve sonunda rutin hayatından kurtulup Pamir'in hayatına dahil olacaktı. Şimdilik en büyük hedefi bu olsa da bu uğurda neleri göze alması gerekeceğinden bir haberdi. Giyinme odasına girdiğinde bir süre öylece dikeldi. Ne giyinmesi gerektiğini de nereye gideceklerini de bilmediği için bir süre giyinme odasında öylece etrafa bakındı. Sonunda siyah bir pantolon ve baskılı beyaz bir sweate karar vermişti. Risk almaya gerek yoktu.
Saçlarını düzeltip tamamen hazır olduğuna kanaat getirdiğinde aşağıda onu sabırsızca bekleyen adamı daha fazla bekletmek istemeyerek koşarak merdivenleri indi bu sırada karşısına çıkan korumalardan biri Pamir'in onu dışarda beklediğini söyleyip lüks siyah araca kadar eşlik etmişti.
Arabaya bindiğinde hızlıca kemerini taktı, Pamir'le sonunda baş başa bir şeyler yapacak olmak da onu ciddiye alması da mutlu olması için yeter de artardı. Kemerini taktıktan sonra mutlulukla araba sürmeye odaklanmış olan adama bakmıştı "nereye gidiyoruz?" Belki ona iş yerini gösterirdi ki bu Aden'i oldukça memnun ederdi. Pamir herhangi bir cevap vermese de moralini bozmadı.
Kısa bir süre sonra araba boş gözüken bir caddede durmuştu. Aden sonunda tekrar şehirde hissettiği için bir nebze olsun özgür gibi, diğer insanlar gibi olduğunu düşündü. Merakla caddeye bakarken burasının bir barlar sokağı olduğunu anlamıştı. Pamir burada bir yerin mi sahibiydi?
"Kötülük genetik mi bilemem ama en çok dedeme benzediğimi söylerler." Bir süre önündeki boş sokağı izledi Pamir, anlattıkları o an pek onu etkiliyormuş gibi değildi de neden anlattığını sorguluyormuş gibi bir hali vardı. "Dedem hem yer altı hem yer üstünde kendisine kalan mirası kısa bir sürede çalışkanlığı sayesinde daha da büyütmüş. Onun gibi adamların tahmin edersin ki düşmanı da çok olur. Hem üstte hem altta fark etmez."
"Tek başlarına bir işe yaramayacağını anlayan düşmanları birleşip tek bir gecede ailemdeki herkesi katilettiler ben o zamanlar 6 yaşımdaydım" Pamir'in hiçbir duygu bulundurmadan buz gibi bir ifadeyle söylediği şeyler Aden'in tüylerini ürpertmişti. "Dedemin böyle bir şeyin olabilme ihtimaline karşı aldığı önlemler yetmemiş olsa da ben vardım. B planı." Bu söylediklerini eğlenir gibi söylemesi üzerine Aden ne diyeceğini bilememiş duyduklarını aşmaya çalışıyordu.
"Dedemin kurduğu birkaç yetimhaneden birindeydim. Yetimhane gibi gözükse de dedem orada nerede toplumdan dışlanmış, tuhaf çocuk var toplar yetiştirir büyüdüklerinde kendine sadakat edecek, vefa borcu altında ezilen askerler seçerdi. Adamlar aileden herkes ölünce meydanın kendilerine kalacağını düşünse de tüm aileden uzak yetimhanede yetişmiş bir Vural daha olabileceğini tahmin edememişler.
Ben büyüyüp işleri devralabilecek yaşa gelene kadar tüm sorumluluk dedemin adamlarına aitti. Beni de en güvendiği adamları yetiştirdi. Demir de dahil çevremde gördüğün herkesle yetimhanede tanıştım ben."Bir süre duraksayıp bakışlarını kendisine şaşkınca bakan Aden'e çevirdi "rüzgar da dahil"
"Bana sevmeyi öğreten oydu. Acıma, sevgi senin gibilerin duyduğu bu hisler bana uzak şeyler ben bu duyguları Rüzgar sayesinde kazanıp onu kaybettiğim gün yanına gömdüm." Kendisini dikkatle dinleyen çocuğun yüzünde sırasıyla acıma ve hayal kırıklığını izlemişti. "Ona benzeyen birini sevmek için aramadım, onu unutmamak içindi. Fotoğraflar, videolar yetmiyor onu tamamen kaybetmekten korktum. Yani Aden beni nasıl oldu da sevdin bilmiyorum ama sen benim için ona benzeyen bir görünümden ibaretsin."
"İyi olduğumu düşünmeni istemem ama şimdi gitmek istiyorsan arabadan inip arkana bile bakmadan kaçmanı öneririm" bu sözleri üzerine lüks otomobilin kilidini açarak kaşlarını kaldırmıştı. "Çünkü ne yaparsam yapayım her gün sana baktığımda onu görsem dahi onu geri alamayacağımı zor da olsa kabullendim. Ben bu gerçekle yüzleşmişken hâlâ yaşamak istiyorsan in arabadan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden |Gay|
Teen FictionAden annesinin örmüş olduğu mavi renkteki atkıyı iyice boynuna dolayıp küçük burnunu ısıtmaya çalışırken diğer yandan da karanlık sokakta her gün beslediği yavru kediyi arıyordu. Tüm gün hiçbir yerde bulamadığı için oldukça endişeliydi "tekir, nerde...