'thirteen

228 45 19
                                    

Eve geldiğimde duşa girip kendimi iyi hissetmek için elimden geleni yaptım. Saçımın bir kısmını boyadım, yüzüme maske yaptım. Daha iyi hâle geldiğimi hissetmiştim.

Parçalanmış hâlimi toparlamaya çalışmıştım.

Zil çaldığında duvardaki saate baktım. Ya Jake, ya Sunghoon gelmiş olmalıydı. Son kez kendime bakıp iyi olduğuma karar verdikten sonra kapıyı açtım.

Kesinlikle iyi değildim.

Heeseung beni baştan aşağı süzdüğünde yutkunmadan edemedim. "Kısa keseceğim." dedi.

"Özür dile."

Gözlerimi gözlerine çıkardığımda hiçbir duygu barındırmadığını fark ettim. Dalga geçmiyordu, ciddiydi.

"Ben mi dilemeliyim?" diye sordum. İnanamıyordum gerçekten bunu istediğine.

"İsteyerek olmadı, anlık bir şeydi. Farkına vardığımda senden ayrıldım. Arkadaş kalmaya karar verdik sanıyordum. Ama hâlimi görüyor musun? Senin yüzünden kaç yıllık arkadaşım yaptı bunu bana. Arkadaşlarımı senin yüzünden kaybetmek istemiyorum. Ayrıca... Kolay atlatmış gibi duruyorsun."

Sevgili olmasak bile onu kaybetmek istemiyordum, arkadaş olabilirdik. Öyle düşünüyordum, hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirdik.

"Doğru, tüm hata bende. Haklısın, özür dilerim. En azından arkadaş kalalım, sana güvenmek istiyorum." dedim.

Ciddi değildim ama bunu bilmesine gerek yoktu. Kendimi ezdirecek değildim.

Onaylayıp gittiğinde istemsizce kapıyı çarpıp duvara yaslandım. Düşünmemek için engelliyordum kendimi.

Engellemekten vazgeçtim.

Beni hiç öpmemişti. Sadece elimi tutmuş, saçımı okşamış ve sarılmıştı. Bunları sevgili olmadan önce de yapıyorduk.

Düşününce, biz hiç sevgili olmamıştık ki?

Ne o bana, ne ben ona böyle bir teklif ortaya sunulmamıştı.

Sadece anın eğlencesine bakan iki aptaldık ve o çabuk sıkılıp asıl sevdiğine dönmüştü.

Son iki günde yaşadığım şeyleri unutmak için gözlerimi kapattım. Zihnimi sıfırlamam gerekiyordu.

yes, you're right too.﹕heeseung+sunoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin