yes, you're right too.﹕heeseung+sunoo ✓

'twelve

Kolumu gittikçe daha da sıkarak çeken Heeseung sakin bir yer bulduğunda beni içeri iterek kapıyı kapattı. Dengemi sağladığımda duvara yaslandım.

"Arkadaş kalmak istiyorum dedim ve kabul ettin, Kim Sunoo! Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdığında yutkundum. Verecek hiçbir cevabım yoktu.

Aslında sadece içime attım çünkü onu hâlâ seviyordum ve kırılmasını, tamamen benden uzaklaşmasını istememiştim.

Heeseung öyle biriydi ki başlayıp duramadığın bir bağımlılıktı sanki. Kısa zamanda her şeyini kendisine bağlamanı sağlatacak bir bağımlılık.

"Ne bilmek istiyorsun!?" diye bağırdı cevap vermememe karşılık. Öfkesi hâlâ sürüyordu.

"Neden?" dedim.

"Çünkü sevgilim var." demeden hemen önce kapı açılmıştı.

Buna bir cevabım yoktu. Sadece paramparça olmuştum. Sertçe gözlerimi kapattım ona bakmadan. Bana bakmıyordu gerçi, gözleri içeriye giren Jake'de takılı kalmıştı.

Jake benim konuşmayacağımı fark edip "Ne?" dedi. Heeseung ona cevap vermezken Jake onun üzerine yürüyordu. Tekrar "Ne dedin az önce?" dedi.

Heeseung geriye doğru giderken Jake öne atılıp yumruğunu savurmuştu. Heeseung yere düştüğünde fark etmiştim Jake'in nasıl sinirli olduğunu.

Onu durdurmayacaktım, benim yapamayacağım şeyi yapmalıydı. Onlar orada ciddi ciddi kavga ederken sadece izledim.

Jay ile kavga edecekken durdurduğum gibi durdurmadım Jake'i bu sefer.

Jake Heeseung'ın üstünden kalktığında sinirinin biraz olsa azaldığını fark ettim. "Yazık." dediğinde sesindeki soğukluk beni bile titretmişti. Heeseung'a "Bu akşam her şeyi anlatacaksın bana." diyerek yanıma geldi.

Kolunu omzuma atıp beni de oradan çıkardı. Heeseung'ın sesli ettiği küfürü duyduğumda tepki vermeden Jake'in beni uzaklaştırmasına izin vermiştim.

"Diğerlerinin bilmelerini istemiyorum. Sadece ayrıldığımızı bilmeleri yeterli." diye Jake'i uyardım. Jake sorgulamayıp kabul edince eve dönmek için okuldan çıktım.

Diğerlerine bir şeyler uyduracaktı şimdilik.

Düşünmek istemiyordum. Beni bıraktığı gün sevgili yapması çok adiceydi.

Belki de zaten sevgilisi varken benimle oynamak istemişti?

Düşünmek istemedim. Ağlayarak eve gittiğimde bile ne onu düşündüm, ne de sevgilisini.

Cehenneme kadar yolları vardı.