"Üç yıldır senden hoşlanıyorum Lixie. Sana aşığım Lixie. Konuşalım Lixie. Özür dilerim, seni seviyorum Lixie!"
Bütün gün yazmamasını kendine dert edinmiş Felix, mesajları kendine göre düzenleyip sesini ve yüzünü garip şekillere bürüyüp söyleniyordu.
"Zaten niye dert ettiysem. Benim kafama takılan kısım soğukluk. Yoksa kim olduğunu bilmediğim birisi bana neden yazmadı diye üzülmüyorum. Tanımadığım biri bile sevdiğini söylemesine rağmen beni soğuk bulup uzaklaşıyor mu düşüncesi benim kafamı kurcalayan."
"Cidden her kimse sevgisi üç yıllıkmış. Tek konuşmaya bitti herhalde aşkı."
"Aşığım dememiş, seviyorum demiş. Ayrıca noldu, rahatsız mı etti sana yazmaması? Seven o değil de sen misin?"
"Ya! Hayır, ne alakası var. Tanımadığım birini ne diye seveyim. Sadece dün soğuk yazmışsın dediniz, dönerse cidden seviyordur dediniz. Dönmedi. Ben soğuk biri miyim?""Ya, bakın şuna. Ona mı takıldın? Bilseydim takılacağını söylemezdim. Ne alakası var. Sadece ona öyle yazmışsın."
"Sahi, kim acaba? Bizim sınıftan olabilir mi?"Felix, Chan, Changbin, Jisung, Seungmin ve Jeongin ilk teneffüs sınıfta oturmuş konuşuyorlardı. Jeongin aynı katta olsa da bir alt sınıftaydı. Felix ile küçüklükten tanışıyorlardı. Öncesinde bu kadar yakın değillerdi fakat lisede yakınlaşmışlardı. Bu sayede diğerleri ile de yakın olmuşlardı.
"Sanmam ya, sınıftan beni seven biri olduğunu düşünmüyorum."
"Ben Cha Yeong dan şüpheliyim. Evet, kesinlikle o hatta."
"Çüş, ne diyosun. Beni mi seviyo?"
"Fark etmedin mi cidden?"
" Evet evet o olabilir. Ama ben cam kenarı dörtlü tayfadan da şüpheliyim. Bence o kızlardan biri olabilir."
"İşinize karışmak gibi olmasın ama nerden biliyorsunuz kız olduğunu abilerim? Ya erkekse?""Eğer erkekse Yeonjun. Bu kadar."
"Ya yürü git asıl Soobin olabilir!?"
"Aslında, Hyunjin olmasın?"
"Hyunjin kim?"
"Şaka mısın Seungmin."
"Ya ne bileyim ya."
"Duvar kenarı en arka sırada oturan şu resim çizen sessiz çocuk."
"İyi çocuk ya, seviyorum ben onu. Zararı yok kimseye, sessiz sedasız hem baya da tatlı. Bir şey isteyince sorunca mutlaka yardım ediyo."
"Bugün görmedim galiba. Evet baksanıza çantası da yok."Felix daha önce dikkatli bakmamıştı ona. Sadece adını ve orda var olduğunu biliyordu. Pek konuşmuşlukları yoktu. Arada arkadaşları ile kısa diyalogları olduğunu biliyordu.
"O değildir. Hiç konuşmuşluğumuz bile yok ne diye benden hoşlansın."
"O zaman Yeonjun."Zil çalana kadar teoriler üretmiş ardından derse girmişlerdi. Konu kısa sürede kapanmıştı ve her zamanki hallerine dönmüşlerdi.
Hyunjin ise gün boyu okula gelmemişti. Çünkü okul çıkışı annesine yardım etmek için tavuk restoranına gitmiş ardından gelen sipariş için yola koyulmuştu. Teslimatı yaptıktan sonra oradan ayrılacakken siparişi veren adamın küçük çocuğu merdivenlere doğru adımlarken düşecek gibi olduğu an Hyunjin öne atılmış ve çocuğu geriye, babasına doğru ittirmişti. Fakat yaptığı bu hamle, kendisinin merdivenlerden yuvarlanmasına sebep olmuştu. Kolu incinmiş ve alnı yaralanmıştı.
Tüm gece kendi yarası ile uğraşmaya vakit bulamamış, sürekli özür dileyip teşekkür eden müşteri ve ailesine önemli olmadığını söylüyor bir yandan da annesini teselli etmeye çalışıyordu. Annesi gerçekten çok korkmuştu. Biricik oğluna bir şey olursa gerçekten dayanamazdı.
Bu yüzden ertesi gün okula gidememişti. Telaştan, meşguliyetten Felix'e yazamamıştı. Sonunda gece vakit bulduğunda ise yazıp yazıp silmişti. Gecenin bu saatinde rahatsız etmek istememişti. Şimdi okuldan eve dönmüştür diye düşünüp yazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim || Hyunlix
Teen Fiction"Lixie, 3 yıldır senden hoşlanıyorum." "Hey, orda mısın!?" Sınıfın sessiz,utangaç çocuğu Hyunjin ve onun okulun kavgacı çocuğu Felix'e olan hoşlanma hikayesi