10

121 10 14
                                    

"Annem!" 

Genç oğlan içeri girer girmez gördüğü annesinin yanına yürüyüp yanağını öpmüştü. Peşinden diğerleri de çekinerek içeri girmişti.

"Nasılsın?"

"Oğlum, hoş geldin. Hoş geldiniz. İyiyim sıpa sen nasılsın, nası geçti günün?"

"İyi geçti. Bugün tek gelmedim. Sınıftan arkadaşlarım, ah. Jeongin bizden bir yaş küçük."

Jeongin'e bakıp gülümseyip söylemişti. Jeongin de utangaç ve içten bir gülümseme bırakıp bir adım öne çıkarak hafif eğilmişti. 

"Merhaba efendim."

"Merhaba canım. Hoş geldiniz. Nasılsınız bakayım? Acıkmışsınızdır okuldan geldiniz geçin yemek yedikten sonra sohbet ederiz." Kadın çok içten bir şekilde, onlara gülümseyerek konuşmuştu.  Annesi ısrar edip onu da oturmaya yolladıysa da Hyunjin ısrarla oturmamıştı. Bunun üzerinde oturmuş olan çocuklar da kalkıp yardım etmek için tutturmuşlardı. Bu sefer annesi ve Hyunjin ısrar etse de en sonunda herkes bir işin ucundan tutmuştu. Tek tek sofraya bir şeyler taşınıyordu. Hyunjin tek tük işler kalınca kısa bir süreliğine arkaya geçip kolundaki sargıyı çıkardı ve geri döndü.

"Bekle." 

Felix, önünden üç tabağı aynı anda taşıyan Hyunjin'i durdurmuş ve elinden tabakları almıştı. Üçüncü tabağı tutmak cidden zordu! 

"Ha?"

Ona anlamsız gözlerle bakan çocuğa cevap verdi.

"Sargıyı çıkarmış olsan da kolun incindi. Sen taşıma."

"Kolum iyileşti aslında.."

"Olsun. İyileşmiştir. Bir kere de söz dinle?"

"Teşekkür ederim."

Felix cevap vermeden ve yüzüne bakmadan tabaklarla masaya doğru ilerlemeye başladı. Her ne kadar dışarıdan havalı durmaya çalışsa da içinden tabakları düşürmemek için kendine söylenip duruyordu!

"Çok sevindim gelmenize. Arada uğrayın buraya da. Yemeklerinizi burda yiyin harçlıklarınız dışarıya gitmesin. Hyunjin'in arkadaşlarını görmek çok güzel."

"Anne."

"Tamam tamam."

"Ji Min Hanım Teyzecimi Hyunjin sizinle dedikodu yaparsam beni çok seveceğinizi söyledi."

"Aa öyle mi? Sevmem için sebebe mi gerek var? Şu yanaklara bak ooyy!" 

Masadaki herkes Hyunjin'in annesinin, Jisung' un yanaklarını sıkmasına gülüyordu. Ama Jisung halinde memnundu.

"Çok korktum en çok Jeongin'i seveceksiniz diye!"

Kadın gülüyordu. Gerçekten içten gülüşlerdi bunlar. Yıllarca içine kapanık dolaşan, arkadaş edinemeyen utangaç çocuğunun bu kadar kişiyle gelmesi ve  çocukların çok tatlı olması onu inanılmaz mutlu etmişti.

"Ya hyung! Bana tepki diye mi doğdunuz!"

"Changbin varken sen kimsin be!"

"Adamsın Jisung! Ben de sana tepki olarak doğardım!"

"Sen de adamsın!"

"Konu adamlığa geldiyse, siz ikiniz kalkabilirsiniz."

"Ay yiyeceğim şimdi sizi. Ne tatlı çocuklarsınız öyle? Bunca zamandır nerdeydiniz? Bundan sonra hep bekliyorum."

"Yanlış anlamayın beni bekliyor, size ayıp olmasın diye öyle diyo. Ji Min Hanım Teyze ayıp olmaz merak etme onlar duygusuz ruhsuz utanmaz yüzsüz insanlar."

Anonim ||  HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin