12

69 6 10
                                    

"Keşlere benzemişsin!"

"Senin farkın var sanki geri zekalı. Aynaya da mı bakmıyorsun hiç?"

"Uf her sabah çekilmiyorsunuz! Gidin başka yerde kavga edin."

"Günaydın Hyunjin."

İçeri Hyunjin girince ona dönmüşlerdi.

"Günaydın." Sıcak bir şekilde gülümsemiş ve yanlarına gelmişti.

"Dün için teşekkür ederim."

"Her teşekkür ettiğinde para alsaydın."

"Ama yani..ne diyebilirim ki..?"

"Yardım etmeyeceğiz de ne yapacağız? Bunlar gayet normal şeyler. Çık mağarandan!" Jisung ayağa kalkmış ve bi bacağını ve kollarını yukarı kaldırıp  garip hareketler sergilemeye başlamıştı.

"Ben size bu hayvan diyorum. Dinlemiyorsunuz ki beni."

"Hepinizin gözlerinin altı morarmış. Uykunuzu alamadınız tabii."

"Senin bembeyaz çünkü. Seninki daha da mor. Sus yoksa çakarım."

"Kime, bana da!"

"Ya, ya bi yürü git ya! Def ol git orangutan!"

Hyunjin bu hallerine gülüyordu. Uykusuz kalmalarına sebep olduğu için kötü hissetmişti ama bu hâlleri ona iyi hissettirmişti.

Dersin başlamasına az kalınca yerine geçmişti. Felix hâlâ gelmemişti. Uyuya mı kalmıştı ki? Dün gece yüzünden yorulduğu için gelmemiş olabilirdi.

'Benim yüzümden devamsızlığı olacak. Ama bu sayede özür ve teşekkür bahanesiyle telafi etmek isteyebilirim? Belki yakınlaşırız?'

Hyunjin dalıp gitmişken içeri öğretmenin girmesiyle kendine gelmişti.

"Hocam! Ya olmaz öyle şey! Felix salak falan ama böyle bir şey yapmaz! Adı çıkmış bir kere. Buna inanmak istiyorsunuz. Durduk yere kime saldırmış bu çocuk?"

"Durduk yere Felix'i mi suçlayacağım Jisung? Tanıklar var görmüşler işte."

"Geç şöyle Jisung!" Changbin de sinirle Jisung gibi ayaklanmış ve koluyla çocuğu arkasına alıp savunmaya geçmişti. "Kimmiş onlar hocam? Emin misiniz yalan şahitlik yapmadıklarına? Nerden bileceğiz?"

"Oturun yerinize. Gelir birazdan çantasını almaya kendisine sorarsınız neler olduğunu. Bilmiyoruz sanki kavgacı olduğunu."

"Hoca-"

Kapının açılıp içeriye Felix'in girmesiyle tüm sınıf ona dönmüştü. Yüzünden sinirli olduğu anlaşılıyordu ama hiçbir şey demeden içeri girmişti.

Sınıfa öğretmen girdikten sonra Felix'in bir kavgaya karıştığını ve disiplin kurulunun toplanacağını söylemişti. Zaten onlar da onu yollamak için can atardı.

"Felix, ne diyolar lan noldu biri bi şey mi yaptı?"

"Ya kim ne yapacak saldırmıştır işte kuduz köpek."

Yerine doğru ilerleyen Felix, bakışlarını sertçe konuşan kıza çevirmişti. Kız anında susup önüne dönmüş ve elindeki kalemle oynamaya başlamıştı.

"Sen sus be çingene!"

"Ya şu Jisung'u susturur musunuz?"

"Susturamayız kardeşim susturamayız! Susmayacak! Konuş Jisung!"

"Changbin'im!"

"Yeterli! Hepiniz susun ve oturun!"

Herkes yerine oturmuştu. Felix de yerine oturmuş ve elindeki kalemi çeviriyordu. İnatla sessizliğini koruyordu. Öğretmen de aynı kararlılıkla ona bakıyor ve konuşmasını bekliyordu.

Anonim ||  HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin