Hyunjin nereye gittiklerini düşünürken fark ettirmeden Felix'e bakmaya çalışıyordu ama başarısız olmuştu. En üst kata kadar çıkmışlardı. Bacakları titrediği için zorlanmıştı.
"Az kaldı." Felix, sarmaladığı bedenin titrediğinin farkındaydı ve olabildiğince destek oluyordu.
Katlar bitmişti ama Felix devam edip son merdivene çıkmıştı.
"Felix, nereye? Çatıya mı çıkacağız? Girebilir miyiz ki?"
"Neden giremeyelim?"
"Yasak değil mi? Biri görürse?"
"Sence şu an birinin görmesi önemli mi?"
"Peki."
Son basamağı da çıkınca Felix kapıyı açmıştı. Çatıya geçip kapıyı kapattıktan sonra çocuğu omuzlarından tutup ittirmişti. Biraz ilerleyince durdurup omuzlarından bastırıp oturtmuştu. Kendisi de hemen karşısına yerleşmişti.
"Ellerin deli gibi titriyor."
"Ha, evet." Ellerini birleştirip titremesini önlemeye çalışmıştı.
"Sınıfta da titriyordu. Bu yüzden iyi misin diye sordum."
"O yüzdendi. Anladım. Bilmiyorum. Çok konuşmadığım kişilerle konuşunca böyle oluyor."
"Ayakta bile duramıyorsun. Konuştuğun için mi bunlar sadece?"
"Sanırım öyle."
Felix, çocuğun titreyen ellerini avuçları arasına almıştı. Titremeyi durdurmak için bekledi.
"Ellerin buz gibi olmuş. Bu kadar soğukken nasıl terleyebilir?"
"Bilmiyorum ki. Hepsi aynı anda oluyor."
"Bu kadar kötü olmana rağmen olayı çözmeye mı çalıştın?"
"Galiba."
"Neden benim için bu kadar uğraştın?"
Hyunjin bakışlarını gözlerine çıkarmış fakat bakamayıp tekrar aşağı indirmişti.
"Teşekkür ederim. " Gülümseyerek Hyunjin'e bakıyordu.
"Rica ederim. Yapmam gerekirdi."
"Başkası olsa yapmazdı bence."
"Yüksek ihtimalle, bizim sınıftan akıl eden çıkmazdı."
Felix'in kahkahası yankılanmıştı.
"Haklısın. Akıllarına gelmezdi. Sen zeki çıktın."
Hyunjin gülümsüyordu. Ardından bakışlarını ellerine çevirdi.
"Eğer sen kendini savunamıyorsan ben savunurum. Ama öncelikle sana kendini savunmayı öğretmeliyiz. Merak etme, sen yapabilsen de ben yine savunurum."
"Nası yani? Ne yapacağız?"
"Senin utangaçlığını yenmeliyiz. Tüm gün hiç konuşmuyorsun. Neden? Bu hâle gelmekten mi korkuyorsun? Yoksa sorun çıkmasını, kimseyle ters düşmeyi mi istemiyorsun?"
"Hepsi. Yani kimseyle kötü olmak, kavga etmek istemiyorum. Haklı olsam da susuyorum çünkü konuşursam böyle olurum."
"Peki neden böyle? Yani, ne zamandan beri?"
"Sanırım hep böyleydim." Gözleri dolmuştu.
"Of! Şu an ağlamak istemiyorum ama sinirlenince böyle oluyo. Sonra konuşamıyorum." Derin bir nefes alıp devam etti. Felix sessizce onu izliyordu.
"Hep utangaçtım zaten ama sanırım dışlandığım için ve gördüğüm zorbalıklardan sonra böyle oldu. Kimseyle konuşmaya konuşmaya konuşmayı unuttum diyebiliriz. Tüm gün kitap okurdum ya da hayali senaryolar kurardım. Büyüyünce her şeyin güzel olacağının hayalini. Ama öyle olmadı. Sürekli dışlanıp yalnız kalınca bunu sevmeye başladım. Odama geçip tek kalırdım. Okuldan tek döner okula tek giderdim. Yemeklerini tek yedim hep. Dolayısıyla biriyle konuşunca vücudum tepki gösteriyor sanırım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim || Hyunlix
Teen Fiction"Lixie, 3 yıldır senden hoşlanıyorum." "Hey, orda mısın!?" Sınıfın sessiz,utangaç çocuğu Hyunjin ve onun okulun kavgacı çocuğu Felix'e olan hoşlanma hikayesi