En son ki bölümde olanlar :
Yanıma gelmiş ve sıkıca kolumu tutmuştu.
" Seninle konuşmamız gereken şeyler var . Bilirsin işte , her nişanlı gençlerin konuşması gereken şeylerden."
Gözlerim faltaşı gibi açılmış anlamsız gözlerle ona bakıyordum. Benden ses çıkmayınca kolumu daha sıkı kavramış ve çekiştirmeye başlamıştı.
İki dakika içinde kantinden çıkmış herhangi bir sınıfa girmiştik. Hala kolumu sıkıca tutuyordu.
" Gu Jun Pyo , kolum acıyor."
Hızlıca kolunu çekmişti. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordu. Midemde kelebekler uçuşuyordu. Bana gelmişti , onu bırakıp bana gelmişti...
" Konuşmamız gereken çok şey var."
Onu onaylarcasına kafamı salladım haklıydı konuşmamız gereken çok şey vardı.
" Tonton amcanın lokantasında olanlar yüzünden sana çok sinirliydim. - ki hala hafif sinirliyim- Ben sana o gece her şeyimi döktüm , sana olan saf duygularımı her şeyi... Ama sabah kalktığımda sen ne yaptın ? Gittin en olmadık kişilere benim seni ne kadar sevdiğimi söyledin. Benim duygularımla dalga geçtin. "
Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Acaba garip bir şey mi söyledim ne yaptım?
" Sana o anda ne kadar sinirlendim bilemezs-"
Sözümü tamamlayamadan dudaklarıma yapışmıştı. Şaşkınlığım yüzünden dona kalmış hiçbir şey yapamıyordum. İnanamıyorum! Dudakları yumuşacıktı , ayrı bir tatları vardı.
Ama şaşkınlığımın etkisiyle ona karşılık verememiştim. Birkaç saniye sonrası dudaklarımdan ayrılmıştı.
Gerçi bu tam bir öpücük sayılmazdı , sadece dudaklarımız bir birine değmişti o kadar. - Ben ne diyorum ya ? Öyle salak gibi kaldım , bir şey yapamadım.-Bende bulmuşumda bunuyorum ha!
Yüzünde çocuk edası vardı. Sanki yapmaması gereken bir şey varmışta onu yapmış birazdan azar işitecekmiş gibi bakıyordu.
Aramızda çok az mesafe vardı. Gözlerinin içine bakamıyordum , utandığım için zaten yanaklarım kızarmıştı bide onun suratına bakınca daha çok kızaracaktım.
Çenemden tutmuş ve yukarı kaldırmıştı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. Gözlerinde şu ana kadar görmediğim bir şey görüyordum ; aşk...
Veya görmüşte olabilirdim ama bu denli değildi.
Kulağıma eğilmişti. Nefesi boynumu yakıyordu.
" Sana bir şey itiraf etmem lazım. O gece bana her şeyi itiraf ettiğinde aslında ben hiçbirini duymamıştım."
" Neyy?!"
Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Ciddi olamazdı , duymuş olmalıydı. Yoksa neden bana o denli kötü davranırdı ki ?
Düşüncelerimi okuyormuşçasına bana bakıyordu.
" O gün sinirlendim çünkü ben tam uyurken gelmiş beni kaldırmıştın. Ne olucaktı ki ben orda yatsaydım? Ha dur devamı da var ; Tonton amca ve ekibiyle seni ne kadar çok sevdiğimi ve yaşadığımız onca şeyi anlatıyordum. Onlarda bana hayatlarında benim kadar aşık olmuş birisini görmediklerini söylemişti. Sana gülüp imalı imalı bakmaları bu yüzdendi."
Ben ne yapmıştım? Onu boş yere suçlamış , onu kötü duruma düşürmüştüm. Ah aptal Geum Jan Di sen tam bir aptalsın.
" Söylemek istediğim bir şey daha var. Seni ilk gördüğümde senden nefret etmiştim , dünyada nasıl böyle bir yaratık olabilir demiştim."
Ney yaratık mığ...
" Sonra bir sürü olaylar gelişti ,seninle evleneceğimi duyduğumda çok sinirlendim. Asla ama asla seninle evlenmeyeceğimi düşünüyordum. Birden ne olduysa seninle evlenmek istedim. Evet aksisin , gıcık olduğun oluyo ama bunları düşünmeden seninle evlenmek istedim. İlk başlarda seni sevdiğimi anlamamıştım ama şu birkaç hafatadır sensiz çok sıkılıyorum."
Gözlerim yerinden pörtleyecek gibi ona bakıyordum. Yanlış mı duyuyordum yoksa doğru muydu her şey? Biri lütfen beni çimçiklesin!
" Imm galiba sana aşık olmuşum."
Göz yaşlarım gözlerime hücum ediyordu. Ne zamandan beri isetediğim şey sonunda olmuştu. Gu Jun pyo bana aşık olmuştu!
Elini yanağıma götürmüş ve benim fark etmediğim göz yaşımı silmişti.
Yüzümde salakça bir gülümseme vardı. O her şeyi açık açık söylediyse benimde söylemem lazımdı.
" Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum. Hemde çok."
Ona sıkıca sarılmıştım. Evet biliyorum bunlar benden beklenmeyen şeyler ama napıyım uzun zamandan beri yapmak istediğim şeyi yapıyordum.
Kokusunu sanki bir daha hiç alamayacak gibi içime çekiyordum. Oda bana sımsıkı sarılmıştı. Şu anda şu dünyada benden daha mutlu kimse olamazdı. Hemde hiç kimse...
Peki biz şimdi neydik ? Sevgili mi olmuştuk? İtiraf ettik tamam ama başka hiçbir şey yapmadık. Sormalıyım ,nasıl olsa her şey itiraf edilmişken sormalıyım.
" Şey peki biz şimdi neyiz?"
Bana daha sıkı sarılmıştı.
" Biz şimdi sevgiliyiz , nişanlıyız ve yakında evleneceğiz. "
Verdiği yanıt gülümsememe sebep olmuştu. Onun büyük vücudunun içinde adeta kaybolmuştum. Böyle yüzyıllar boyunca kalabilirdim.
" Öhö öhö öhö. "
İkimizde hızlıca ayrılmıştık. Kapıda tanımadığım bir çocuk duruyordu. Şu anda onu öldüresim geldi. Biz ne güzel sarılıyorduk neden geliyorsun ki ?!
Gu Jun Pyo'da aynı fikirde olacak ki çocuğa sinirle baktı. Çocuk tırsmış bir şekilde bir ona bir bana bakıyordu.
" Şey ki-kitabımı a-alacaktım da."
Çocuk korkusundan sesine hakim olamamıştı. Gu Jun Pyo tam onun yanına gidecekken onu elinden kavramıştım. Nasıl olsa çocuğun bir suçu yoktu , bilmediğimiz bir sınıfa biz girmiştik.
" Gu Jun Pyo , hadi gel biz gidelim. "
Bana gülümsemiş ve elini elime kenetlemişti.
" Bir yerlere gidelim ? Okulda durmayalım."
Kafamı sallamıştım. Zaten bende okulda durmak istemiyordum.
Aşağı inerken kantinden geçmiş herkes elimize odaklanmıştı. Şaşkınlardı , sevgili olacağımızı kimse aklından dahi geçirmiyordu. Ahah naber Gu Jun Pyo benim , hepiniz avucunuzu yalarsınız!
Otoparka inmiştik. Nereye gidiceğimizi merak ediyordum.
" Peki nereye gidicez ?"
" Sen söyle , bu gün tamamen sana aitim ."
Merhaba arkadaşlar yeni bir bölümle sizlerleyim. Artık hikaye sona doğru gidiyor :( :) Aklımda bir kaç olay daha var. Onlarda yazıldıktan sonra bitireceğim hikayeyi. Yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaban Çiçeği : Görücü Usulü Aşk (Tamamlandı)
FanfictionAilesi sırf şirketlerinin geleceği için onu zengin bir ailenin çocuğuyla evlendirme kararı almıştı.Bu nasıl bir adaletti ? Onların yaptıkları kızlarını satmak değil miydi ? Hani kızlarına söz vermişlerdi ! Ona istemediği bir şey yaptırmayacaklardı...