Nefret Etmek

1.4K 64 13
                                    

Kıpırdamasıyla ellerimi saçından çekmiş ve yataktan hızlıca kalkmıştım. Gözlerini yavaş yavaş açmış ve şaşkınlıkla bana bakmaya başlamıştı .

" Sen ciddi misin?!"

"Ne , ne zamandan beri uyanıksın?"

Bana hayla şaşkın bir şekilde bakıyordu. Ölüyorum galiba... Herşeyi duymuş , ben nasıl böyle şeyler söyleyebildim!

" Bak , ben dediklerimde ciddi değildim. Sadece-"

Kalktı ve yanımdan hızlıca geçti. Ne yapacağım ben şimdi ? Herşeyi duymuş olmalı , duymasa böyle bir tepki vermezdi.

Lanet Olsun! Lanet Olsun!

Her şeyi mafetmekte ne kadarda iyiyim. Ah kendimden nefret ediyorum. Ne zaman böyle düşüncesiz davranmayı bırakacağım? Artık onu sevdiğimi biliyor ve benimle sürekli dalga geçecek. Of of!

Odadan hızlıca çıktım. Kafamı eğik bir şekilde yürüyordum . Yüzüne bakacak cesaretim yoktu. Baktığım an gözlerimde göreceğim şeylerden korkuyordum.

Gidip Gu Jun Pyo'ya en uzak olan sandalyeye oturdum. Hayla kafam eğik bir şekilde yeri seyrediyordum.

" Hey Geum Jan Di! Madem ki beni uyurken sırf kalkmam için rahatsız ediyorsun yatağımı kur bari."

Kafamı kaldırmış ve ona kısa bir bakış attıktan sonra ayağa kalkıp odaya geri gitmiştim.

Kesinlikle benimle dalga geçecek.Yüzündeki ifade bunu gösteriyordu.Her seferinde bunu bana hatırlatacak. Elinden kurtuluşum yok ...

" Geum Jan Di!"

Gu Jun Pyo'nun sesini duyduğum an irkilmiş ve dolaptan hızlıca yorgan ve yastığı alıp koşarak içeri gitmiştim.

" Bağırma geldim."

Onlar çoktan sandalyeleri birleştirmişti. Bende hızlıca yorganı kat kat yapıp sermiştim.

" Gu Jun Pyo biraz gelir misin ? Bir şey konuşmamız lazım."

" Yatacağım."

" Söyleyeceğim şeyler önemli."

Beni duymasına rağmen takmamış ve sandalyelere uzanmıştı.

Bu günden sonra adımı APTAL GEUM JAN Dİ koyuyorum. Artık herkes bana böyle seslensin.

" Neyse çocuklar bende yatıyorum , uykum geldi."

Çocukların iyi geceler dediklerini duymama rağmen cevap vermeden koşar adımlarla odaya girmiştim.

APTAL Geum Jan Di ... Bana ne kadarda uyan bir lakap... Kendimi çok kötü hissediyorum , bu yanlış anlamayı nasıl düzelteceğim? Düzeltemeyeceğim...

Beni her fırsatta yerin dibine sokacak. Daha çok uzun bir ömrümüz var! Evleneceğiz , davatlere katılacağız , tatile gideceğiz , sokaklarda gezip tozacağız, ona çekici bakışlar atan kızları öldüreceğim! Durun ya konu nerden kızlara geldi ki ?

Geum Jan Di şimdi kızları düşünme zamanı değil ! Yaptığın saçmalıkları düşün...

Yatağa girmiş ve yorganı kafama kadar çekmiştim. Hiçbir şey düşünmek istemiyordum.

Keşke bir saat öncesine dönebilsem. Ama bir yandan dönmek istemiyorum. Bu benim Gu Jun Pyo'ya ilk dokunuşum. Ya bir daha dokunamazsam? Ya beni istemezse?

Aklımdaki kurtları dışarı atmalıyım yoksa saçmalamaktan öleceğim...

Yastığı ellerimle kulaklarıma bastırmaya başlamış bir yandan yarın sabah Gu Jun Pyo'ya ne diyeceğimi düşünüyordum.

Nasıl bir giriş yapsam?

Her şeyi baştan anlatsam. Onu ne kadar çok sevdiğimi , onsuz yapamayacağımı , ona ne kadar dokunmak istediğimi...

Ama olmaz böyle diyemem , dersem benimle daha fazla dalga geçmeye başlar. Nasıl olsa yaşadığımız ilişki tek taraflı aşk. O beni sevmiyor, ben onu seviyorum.

Veya politik konulardan girsem. Mesela ozon tabakasının delinebilme ihtimali , turizmin nerede gelişik olduğunu ,bizi sırf şirketlerin gelecekleri için kullandıkları .

Bu da olmaz. Saçma bir konu yani...

Akşam olunca insanın beyni de duruyor galiba. Benim beynim durdu , saçmalamaya başladım. En iyisi uyuyayım , ne yapacağıma yarın karar veririm.

~~~~~~~

Perdenin arasından sızan , yüzümde koşturan güneş ışınlarına karşı hafifçe gözlerimi açmış ve etrafıma bakınmaya başlamıştım. Akşamdan kalma ne soğuk hava ne de yağmurdan  eser yoktu.

Gözlerim bir yatakta zorlukla sığan Yoon Ji Hoo , So Yi Jung ve Song Woo Bin ' e kaymış içinde bulundukları durum istemsizce gülümsememe sebep olmuştu. Yoon Ji Hoo içerde yatabileceğini söylemişti ama orda yatmamış. Burda sıkışmışlar...

So Yi Jung'un bacakları Yoon Ji Hoo'nun kafasında Soon Woo Bin'in kafası ise Yoon Ji Hoo'nun karnındaydı.

Oldukça komik bir halleri vardı.

Yataktan  kalkmış ve Gu Jun Pyo'ya bakmak için içeri gitmiştim.

Benden daha erken kalkmış ve bir yere gitmişti. Cama doğru ilerlemiş ve çevreye bakınmaya başlamıştım. Tonton amca ve ekibiyle beraber ağaçların orda sohbet ediyorlardı.

Kapıyı açmış ve yanlarına doğru ilerlemeye başlamıştım. Beni görünce hepsi gülümsemeye başlamış  ve konuşmalarını sonlandırmışlardı.

" Konuştuğunuz konuyu merak ettim , ben gelince sustunuz."

 " Sanada günaydın Geum Jan Di."

" Sizede günaydın Gu  Jun Pyo."

Tonton amcaya dönmüş ve ne konuştunuz der gibi bir bakış atmıştım. Sadece gülümsemiş ve kafasını hiçbir şey konuşmadık - ya da söylemeyeceğim anlamında tam olarak kestiremedim - tarzında sallamıştı.

" Gu Jun Pyo biraz konuşalım mı ?"

Tonton amcaya doğru dönmüş ve sırıtmaya başlamıştı. Tonton amca ve ekibide gülmeye başlamıştı.

Olamaz yoksa herkese söylediklerimi anlattı mı ?! 

Anlatmamıştır ya ... Ama anlatmadıysa neden hepsi bir anda bir bana birde Gu Jun Pyo'ya gülerek bakıyorlar !

" Ne-neden öyle bakıyorsunuz?"

Tonton amca elimden tutmuş ve bir şeyler söylemek için boğazını temizlemişti.

" Hadi siz gidin daha konuşacağınız çok şey var."

 Olamaz herşeyi söylemiş! Elimi hızlıca çekmiş ve sinirle Gu Jun Pyo'ya bakmaya başlamıştım. Benim en derin , en güzel duygularımı gitmiş ve her kese anlatmıştı. Ah onu cidden öldürmek istiyorum! İşte herşey bu kadardı ... Gu Jun Pyo'yla ancak  bu kadar saçma bir ilişkimiz olabilirdi.

Aslında başından beri biliyordum ; o beni hiçbir zaman sevmeyecek ve beni her zaman aşağılayacaktı. 

" Biliyor musun Gu Jun Pyo?"

" Neyi?"

" Senden nefret ettiğimi."

Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra kısa bir bölümle karşınızdayım. Yorumlarınızı bekliyorum , iyi okumalar.

Yaban Çiçeği : Görücü Usulü Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin