Yoongi, Jungkook'un tutuşundan kurtulmuş ve elindeki yastığı sevgilisinin rastgele bir yerine vurmadan önce konuşmuştu. "Sen ikinci hakkını çoktan kaybettin o yüzden savaş!"
Jungkook kollarını kendini siper ediyor bir yandan da kahkahalarına engel olamıyordu. En sonunda dayanamayarak başının altındaki yastığı aldı ve o da karşılık vermeye başladı. "Demek savaşmak istiyorsun?" Jungkook sevgilisi kadar acımasız olamasa da koca yastığı kafasına yediği için Yoongi bir müddet afallamıştı. Kendini toparladığındaysa ciddi bir yastık savaşı yapmışlardı.
"Tamam, tamam! Tamam yeter." kesik kesik solurken Yoongi söylemişti. "Tamam pes ediyorum artık yoruldum." Jungkook zafer kazanmış gülümsemesiyle Yoongi'ye bakarken büyük olan kendini sırt üstü yatağa atmış, nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu.
"Bu arada insan düşmanına vurmaz öyle Yoon, ben sana ne yaptım?" Jungkook'un sorduğu soruya Yoongi damağı görünecek şekilde gülmüş ve Jungkook'un iç çekmesine sebep olmuştu. Gerçekten çok aşıktı. Çok seviyordu ve sevgisi artık kalbine sığmıyor taşıyordu. Jungkook ağlayan birisi değildi ama ilk defa sevgisi ona fazla gelmiş, gözlerinden taşmıştı. Gözlerinden taşıp yine o sevginin kaynağına, Yoongi'ye ulaşmışlardı bir şekilde.
Jungkook da sevgilisinin yanına uzandığında beraber boş tavanı izlemeye koyulmuşlardı. İkisinden de çıt çıkmıyor, artık sakinleşen ve düzene giren soluk seslerinden başka ses duyulmuyordu odada.
"Tavanda ne var Yoon?" Yoongi başını sağına çevirdi ve sevgilisiyle göz göze geldi. "Bilmem ki," yattığı yerden yapabildiği kadar omuz silkti. "ama ben seni görüyorum."
Bu, belki de ilişkileri boyunca Jungkook'un Yoongi'den aldığı en açık itiraftı. Seni seviyorum dese bile, sarılsa, öpse bile Jungkook'un Yoongi'nin sevgisini ta derinlerinde hissettiği ilk seferdi.
Jungkook hep Yoongi'nin onu gerçekten de sevmediğiyle, sevdiğini sandığıyla ilgili kaygıları vardı. Çünkü ilişkilerinin baskıcı tarafı oydu ve tanıştıklarından beri Yoongi'yi rahat bırakmamıştı. Jungkook böyle sanıyordu en azından ama bu sefer hissetmişti. Bu sefer, Yoongi'nin de en az kendisi kadar sevdiğini hissetmişti.
"Bazı geceler Jungkook, sen yokken ve ışıklar kapalıyken seni o tavanda görüyorum. Sonra, yatağın yanındaki duvarı işaret etti parmağıyla. "sonra o duvarda görüyorum. Bilmiyorum en sonunda deliriyorum galiba." ciddiyetle başladığı cümlesinin sonunu gülerek bitirmişti.
"Benim deliliğim o zaman tescillendi desene." Jungkook kollarını sevgilisinin etrafında birleştirip onu kendine çekerken söylemişti. "O ne demek?"
"Ben çünkü baktığım her yerde seni görüyorum Yoon. Mesela ağaçlar bana birlikte parkta oturduğumuz anı hatırlatıyor, okulun o malum duvarı beni ilk öptüğünü anı hatırlatıyor, kimya sorusu da sensin mesela. Biz sevmenin dozunu mu kaçırdık sence? Bu kadar fazla sevmem normal mi?" Yoongi bacağını Jungkook'un üstüne atıp iyice ona dönmüştü. "Bilmiyorum sevgilim, ben ilk defa aşık oluyorum."
___
Saat gece yarısını çoktan geçmiş, Yoongi ve Jungkook'un sarılarak uyumaları üzerinden de yaklaşık iki saat geçmişti. Hiçbir şey yememişler, hazırladıkları sofra öylece mutfak masasının üstünde kalmıştı. Neyse ki ocağın altını söndürmek akıllarına gelmişti, çünkü bir de yangınla uğraşmak hiç istedikleri bir şey değildi.
Son zamanlarda uyku problemi çeken Jungkook gözlerini aralamış, kollarının arasındaki sevgilisinin varlığıyla tebessüm etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss me now | yoonkook
Fanfictionyakasından tuttu ve kendine çekti. "öp beni, şimdi." düz yazı da olabilir texting de olabilir taş da düşebilir ayı bile çıkabilir, aman dikkat