24

610 40 21
                                    

8 AY SONRA

"O kutuyu köşedeki odaya götürebilirsiniz." Jungkook'un komutuyla adam elindeki ağır kutuyu gösterilen odaya dikkatlice yerleştirdikten sonra, taşınacak bütün eşyalar kamyondan boşaltılmıştı.

Eşya taşıyan adamlar evden çıktıklarında Yoongi kendini salonun ortasına öylece bırakılmış geniş koltuğa kendini atmış ve Jungkook da dairenin kapısını kapattıktan sonra kendisini sevgilisinin yanına hızla bırakmıştı.

"Bitti değil mi?" Yoongi sesindeki huzurla karışık tatlı bir yorgunlukla mırıldandığında Jungkook kafasını erkek arkadaşının omzuna yaslayarak gülümsemişti. "Daha yeni başlıyor." Yoongi oturduğu yerde hafif kayarak yarı yatar bir pozisyon aldığında Jungkook da kafasını Yoongi'nin bacaklarına koymuştu.

İstemsizce geçmiş ayları düşündüklerinde şu anda oldukları konum onlara gerçek anlamda ilginç geliyordu. Sonun başlangıcıydı bugün. Çok şey yaşanmış, ergen kalpleri çok defa kırılmış ama çokça da sevgiyle kuşatmışlardı birbirlerini.

Tatilden döndüklerinde her şey artık daha güzel olacak dedikleri noktada hayatları tam anlamıyla sarpa sarmıştı. Jungkook'la ilişkileri tam bir çıkmaza girmiş, korkunç günler yaşamışlardı. Babaları ilişkilerini öğrendiklerinde anneleri kadar çabuk yumuşamamış ve hayatlarını zindan etmişlerdi. Okulda yaşadıkları Jihyo belası da üstüne tuz biber olurken kavgasız tek günleri geçmez olmuştu. Birbirlerini defalarca kez kırmış, paramparça etmiş ancak bir şekilde soluğu yine birbirlerinin kolları arasında bulmuşlardı.

Bu süreçte Namjoon ve Seokjin onların en büyük destekçileri olmuştu. Gerçekten anne babalarının yapmadığı her şeyi bu ikisi yapmış ve çocukları düştükleri bu yerden çıkarmışlardı. Tabii bir de Bay Jeon'un büyük oğlunun ilişkisini öğrendiği o evre, belki de her şeyden daha korkunç geçmişti. Aylar önce Seokjin'in yanına taşınan Namjoon, sevgilisiyle ve kızı Haru ile kusursuz bir hayat sürerlerken; dışarıda ailesi ile verdiği mücadeleyi her daim evlerinin kapısının dışında bırakmayı başarabilmişlerdi. O kapının içine hiçbir huzursuzluğun girmesine izin vermedikleri için Yoongi ve Jungkook'un en sevdiği yerdi o ev. İhtiyaçları olan güvenli bölge gibiydi.

Haru'nun prenses odasında düzenlediği çay davetleri olmasa ve Seokjin çocukların başında durup zorla derslerini takip etmese, şu anda oldukları bu yerde olamayacaklarına adları kadar eminlerdi. "Ne düşünüyorsun?" diye sordu Yoongi. Kucağında yatan sevgilisi gözlerini tavana dikmiş gülümsüyordu. "Mutlu musun Yoon?" diye sormuştu. Hala yüzünde hoş bir tebessüm vardı. Yoongi gülümseyerek iç çekmişti. "Hiç olmadığım kadar." diye yanıtlamış ve ellerini sevgilisinin iyice uzayan saçlarına daldırmıştı. Son zamanlarda Jungkook'un uzun saçları, Yoongi'nin favorisiydi.

Üniversiteye başlıyoruz diye ani bir kararla tarz değişikliği yapmaya kara vermişlerdi ve Jungkook saçlarını uzatırken, Yoongi de laciverte boyamıştı saçlarını, yine Jungkook'un ısrarıyla. Zorla elinden tutup kuaföre getirdiğinde ve gözlerini hiç açma diye emrettiğinde Yoongi tedirginlikle teslim olmuş ve sevgilisine güvenmeyi seçmişti.

Aylar öncesinde, daha ilişkilerinin başında, Jungkook Yoongi'ye saçlarını laciverte boyarsa ona çok yakışacağına dair bir şeyler söylemiş ve unutmamıştı. Yoongi'nin bembeyaz tenine lacivert saç gerçekten çok yakışmış, Jungkook'un gece mavisine benzettiği sevgilisi şimdi gerçekten gece gibi olmuştu. Beyaz teni, tüm yıldızları barındırırken saçları gökyüzü olup kuşatmıştı yıldızlarını.

Jungkook ise dövmelere merak sarmıştı. Vücudunu boyama kitabı gibi kullanıyor ve geniş hayal gücünü bedenine yansıtmaktan hiç çekinmiyordu ancak Yoongi'nin en sevdiği dövmesi; sağ bileğinin iç kısmında yer alan y.k. yazısıydı. Yoongi'nin doğum gününde yaptırdığı ve gecenin bir yarısı Yoongi'nin camına tırmanarak heyecanla gösterdiği dövme, Yoongi'nin dakikalarca ağlamasına sebep olmuştu. Saat tam 00.07'ydi ve Yoongi'nin doğum günü o gün ilk bu şekilde sevgilisi tarafından kutlanmıştı.

kiss me now | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin