Merhaba.
Nasılsınız?
36k için teşekkürler<3
👉👈
Jimin'in bedeni ani bir telaş dalgası sarmıştı kralın sözleriyle. Alfaya hâlâ kırgındı biliyordu ki alfa kendini affetirmek için uğraşacaktı ve hatasının farkındaydı ama böyle uzun bir süre riskli bir sefere gitsin istemiyordu.
Evde üstünde yeterince baskı vardı, ve bu baskılardan sadece alfanın yanında uzaklaşıyor yabancılık hissinden kurtuluyordu.
Eğer alfa uzun süreli bir şekilde evden ayrılırsa onsuz bu koca sarayda başına neler gelirdi kim bilir?
Telaşlı gözleri alfayı bulmuş alfanın endişeli gözleri sonunda kendisine dönünce ikiside anlamsız bir bakışma içine girmişlerdi.
"Oğlum siz çıkıp odada dinlenin, akşam yemeğini yer yemez uyu ve dinlen. Sabah erkenden çıkacağız. Sınırdaki köyleri kontrol etmemiz lazım." Jungkook düşen omuzlarını görmezden gelip başını sallayarak kralın önünde eğildi.
Omega'nın belinden kavrayıp merdivenlere iterken omega transtan çıkmış gibi sakin adımlarla odalarına gittiler.
Girdikleri anda Jimin hızla arkasından gelen eşine baktı. Gözleri dolmuş, göz bebekleri sarayda yalnız kalma düşüncesiyle endişe içinde titriyordu.
Alfa yavaşça onu yumuşak beyaz kadife nevresimli yataklarına oturtup kendiside karşısındaki yerini aldı.
Güzel bir konuşma yaparak omegayı sakinleştirmeye düşünürken sarışın olan ondan önce davranmıştı.
"Alfa sana hâlâ kırgınım, affedemiyorum ama bu kadar uzağa gitmek zorunda mısın? Gerçekten çok endişe edeceğim." Jungkook onun masum sorusuna karşı bakışlarını kaçırmış üzgün omegası yüzünden kurdu yerinde kıpırdanıp durmuştu.
"Jiminie, bebeğim. Sakin olur musun lütfen?" Endişeyle ellerini birbirine sürtüp gözleri dolu olan eşinin ellerini sıkıca tutup gözlerinin kesişmesine sebep oldu.
"Sarayda seni yalnız bırakmayı asla istemiyorum ama sefer ortamı çok kötü. At üstünde sürekli hareket ediyor, saçma sapan insanlarla karşılaşıyoruz. Seni böyle bir riske nasıl atarım ben?"
"Ben seni nasıl atabilirim böyle bir riske?"
Jungkook omeganın ağlamamak için kendini sıktığı belli olan belinden başlayarak ellerini gezdirmiş, kasılmış bedeni bu dokunuşla birlikte yumuşarken üzerindeki yarattığı etkiye karşı gülümsedi Jungkook.
Belinde ellerini gezdirip kızarmış yüzünü elleriyle okşayarak yanaklarına doğru akan incileri hızla sildi.
"Ağlarsan seni bir daha asla öpmem." Jimin ciddi olup olmadığını anlamak için öylece baktığı sırada Jungkook hızla dudaklarına bir öpücük vermişti.
"Gerçi buna kendimde inanmadım." Jimin'in gözyaşları durmuş etrafa ufak gülücükler bırakırken Jungkook yüzünün dibinde olan muhteşem gülümsemeyi izlemeye dalmıştı.
Yaklaşarak jimin'in tombul yanağını parmaklarıyla okşamış dudaklarını birleştirdiği sırada jimin'in heyecanla karnına kasılmalar girmişti.
Elini hızla alfanın gömleğine atıp kumaş parçasını avucu içinde sıkıca kavrarken, kendini alfanın dudaklarına teslim etmişti.
Jungkook dişleri arasına eşinin dolgun pembe dudaklarına aldığı zaman kendinden geçmişcesine heyecanla öpmeye başlamış saniyeler sonra belindeki elleri istemsizce kalçasına yol almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love in the kingdom-Jikook
Fanfiction"Senin için geldim.Bir başkası için değil, sadece sen." alfa:jungkook omega:jimin [Mpreg]