18

4.7K 471 100
                                    

Merhaba!

Nasılsınız? Ben okulla nasıl iyi olunursa öyle iyi olmaya çalışıyorum 😭

👉👈

Jimin sabahın güneşi henüz yüzüne yeni yeni vururken huzursuzca yerinden kıpırdandı. Yatak fazlasıyla boştu ve alfanın eksikliği her şekilde kendini belli ediyordu.

Henüz alfanın gidişinin ilk günüydü ve şimdiden isteksizlik bedenini sarmıştı. Alfanın sevgisi sayesinde saraydaki olaylara göğüs geriyordu fakat şuan tek başınaydı.

Gözlerini eliyle ovup büzülmüş dudaklarıyla sırtını başlığa yaslayıp derin bir nefes verdi.

Henüz on dakika geçmişti ki, odanın kapısı çaldı.

"Gel" yerinde dik konuma gelip eğilerek kapıya baktı.

Hizmetli elinde tuttuğu tepsiyle odaya girdi, ardından bir hizmetli elinde daha küçük bir tepsiyle girdi.

"Prens jeon, bunları sizin için getirmemizi istedi. Kendisinin evde olmadığı sürede masaya inmeniz zorunlu değilmiş efendim." Jimin yüzündeki şaşkın ifadeyi silip önüne çekilen masa ve yiyeceklere baktı.

Alfası omeganın endişelerini anlamış ve onu bu kaos ortamından uzak tutmak istemişti belli ki. Jimin dolan gözlerini elinin tersiyle silerek yatakta önüne serilmiş sofrada gözlerini gezdirdi.

Hizmetliler çıkınca sessizce yemeğini yemiş, fakat iştahı asla kendine uğramazken zorlukla birkaç lokma almıştı.

Üstünü değiştirdikten sonra sofrayı toplaması için hizmetliler içeri girmiş jimin sakin adımlarla çıkmıştı.

Bahçeye çıkıp biraz yürüyüş yaparak dolaşmak istiyordu, belkide rose'yi bulabilirdi.

Genç kız ile çiçek ekerek resim yapma fikri birazda olsa neşesini yerine getirmişti. Sarayda görevliler dışında kimseyle karşılaşmayınca, merak etmişti.

"Hey herkes nerede biliyor musun?" Önündeki beta selam vererek eğildi.

"Prens Jungkook ve kral jeon seferde prens jin orduyu yönetmek için için çıktı. Kraliçe ve prenses eun'da çarşıya çıktılar efendim. Serity hanımda odasından çıkmadı."

İçi rahatlamıştı, en azından ilk günden sorun çıkmamıştı aralarında.

"Aman çıkmasın o." Huysuzca mırıldandı bahçeye giden kapıya yürürken.

Kış bahçesinde nergis çiçeklerinin arasında yenilerini eken rose'yi gördü.

"Hey seni arıyordum!" Elini sallayarak genç kıza doğru yürüdü.

Genç kız uzun uçları toprak olan eteklerini tutarak eğilip selam verdi, bu sırada uzun sarı saçları gözleri önüne düşmüştü. Jimin bu resmi tavrına sinirle nefes verdi.

"Önümde eğilme rose! Biz arkadaşız."

"Alışkın değilim prens." Utançla gülümsemişti.

Jimin genç kızın oturduğu yere yakın oturup  nergis çiçeklerinde parmaklarını gezdirdi. Çiçekleri yumuşak şekilde okşarken toprağın kıyafetini kirletmesi umurunda değildi.

"Bende yapabilir miyim? Çok sıkılıyorumda."

"Tabi prens!" Genç kızda karşısına oturup eteklerini düzeltti. Toprağı kazık diğerlerine zarar vermeden yenilerini eklerken birkaç saat geçmişti bile.

Jimin neşeyle bir şeyler anlatıyor yada genç kız anlatarak sohbetle birlikte çiçekleri ekliyorlardı. Jimin alfanın aklını ele geçirmemesi için baska şeylere odaklanmaya çalışsa bile Jungkook aklının merkezindeki yerini hep koruyordu.

love in the kingdom-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin