Merhaba asklarim
Nasılsınız bakim😼🤸
Yorum olmadığı için yazmak istemeyen bir yazarım şuan.🥺
👉👈
Jimin sarayın girişine gözlerini dikip dizlerini kendine çekeli ve gözyaşları yanaklarını ıslatalı yaklaşık iki saat oluyordu. Herkes büyük bir telaş içinde kral ve prensi aramaya çıkmışken jimin boş bakışlarla ümitle kapıya bakıyordu.
Odanın kapısı birkaç kez tıklatılmış jimin sesini çıkarmadan hâlâ otururken kapı açılmış Jin kafasını içeri sokmuştu önce.
"Jimin müsait misin? Gelebilir miyim?" Jimin sesini çıkarmamış başını balkonun perdelerinden uzatıp nerede olduğunu belli etmişti.
Jin bakışlarını boş odada gezdirirken tanıdık yüzü görüp içeri girdi. Kapı arkasından kapanırken saçları dağılmış gözleri ağlamaktan şişip kızarmış bedende gezdirdi gözlerini.
Hanbok'un tozlu diz kısımlarını kendine çekip ellerini etrafına dolayarak sarayın bahçesinden aşağı bakıyordu.
Jin karşısındaki yerini alıp bakışlarını tıpkı onun gibi bahçeye çevirdi.
"Gelip bir şeyler yemelisin jimin, hem henüz her şey belli değilken kendini bu kadar yıpratma." Jimin sesini çıkarmadan dudaklarını büzmüş yeniden gözyaşları gözüne hücum ederken güçsüz yüzünü saklamak amacıyla kafasını dizlerine gizlemişti.
Omuzları titreşirken gözyaşları dizlerine akmış çenesine kadar ıslak bir çizmişti. Jin endişeli derin bir nefes vererek yanına oturdu.
Omuzundan tutup kendine çekerek sarılırken sarı saçlarını okşayıp ekşimiş kokusunu görmezden gelmeye çalışıyordu.
"H-hyung elimde değil. Onu görmek istiyorum." Jin'in sarılışına karşılık verirken titreyen sesiyle zar zor konuştu.
"Biliyorum jimin, ama şuan böyle ağlayarak ona yardımcı olamazsın. Şimdi çabuk önce duş alıyorsun, sonra yemek yiyip aşağı inerek sende arama çalışmalarına yön veriyorsun. Anlaşıldı mı!?" Sondaki sesini sert yapıp oyuncu edasıyla parmağını salladı.
Jimin mecburen başını sallayıp geriye çekilirken Jin saçlarını okşayıp ayağı kalktı.
"Hem jungkook seni böyle dağılmış görürse bize ne der sonra? Omegama nasıl iyi bakmazsın!?" Sonda Jungkook'un sesini taklit edip kaşlarını çatıp sesini kalınlaştırmıştı.
Jimin dudaklarını örtüp şirin bir gülüş sunarken başını sallayıp gitmek üzere olan bedenin arkasından teşekkürlerini etti.
-
Arama çalışmaları dün başlamışken jimin'de destek çıkmış herkese yön vererek aramalara yardım ediyor jin ve eun'da onunla birlikte yardım ediyordu.
Serity ve kraliçe ağlayıp sızlayarak umutsuzluklarını tüm saraya yayarken jimin onları çoktan görmezden gelmişti bile.
"Kuzeydeki köylerin kuyu ve mağara çevrelerine bakılsın. Eğer zorda kaldılarsa ya suyun yada barınacak bir yerin yakınında olmalılar." Jimin önünde eğilmiş hizmetkâr'a söyledi.
"Çok doğru! Hemen birkaç birlik yolluyorum Jimin!" Jin gülen ifadesiyle yanından ayrılırken jimin eun ile yan yana pencereden sarayın telaşına bakarken jimin omuzlarını düşürmüştü.
Uzun süredir düzgün bir uyku çekmemişti ve yorgundu. Ve görünen o ki, alfa yanına gelene kadar düzgün bir uyku çekemeyecekti.
"Biraz dinlensen-" sözünü kesen sarayın girişindeki gürültü oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love in the kingdom-Jikook
Fanfiction"Senin için geldim.Bir başkası için değil, sadece sen." alfa:jungkook omega:jimin [Mpreg]