~5~

2.3K 151 189
                                    

Uyamdığımda yine aynı odadaydım Sukuna'nın odasında. 1 haftadır burdayım ve Sukuna'yı en son "Benden iğrenmeni istemiyorum, böcek."
Dediğinde gördüm. Yani özlediğimdende değil ama neden bir anda yok oldu.

1 haftadır bu odadayım. Yukiji - san bana her öğün yemek getiriyo. 1 haftadır. Hapis hayatı yaşıyorum.
Sarayın içini bile gezmeme izin vemiyolar.

Gine kapı çaldı. Yukiji-san geldi. Büyük ihtimalle, yada kocakarı...
"Oi, yemğini getirdim." evet Yukiji-san
Gelmiş.

"Teşekkür ederim." gülümsedi, tam çıkıcakken kolundan tuttum

"Sıkıntıdan ölücem lütfen, bari sarayda geziyim." Bana hüzün dolu bir ifadeyle baktı.

"Özür dilerim ama Sukuna-sama öğrenirse bizi mahveder." Oda haklıydı. O manyak her an birşeyler yapabilirdi.

"Anlıyorum... Şu Sukuna nerde biliyor musun, yani meraktan sordum."

"Bilemiyorum bize nereye gideceğini söylemedi , ama yakında gelir sanırım." Haha! kesinlikle bir kaç genç kızın hayatı mahvediyodur.

"Anladım, tekrar teşekkür ederim." bana gülümsedi ve odadan çıktı. Ne yapıcam, sıkıntıdan ölücem.

Odanın içinde gezmeye başladım. Ne kadar sıkıcı... Odada kitaplık bile yok.
Yatağa uzandım, ya beni serbest bırakıcaklar yada ben kaçıcam. Ama nasıl?

"Ahaa! Buldum çığlık atıcam ve içeride fare falan var desem belki kocakarı yada Yukiji-san gelir bende onları beni dışarı çıkarmaları için tekrar ikna etmeye çalışırım. Kaçamazsam bile dışarı çıkmış olurum çıkamazsamda başka bir şey düşünürüm, denemeden bilemeyiz..." evet kendi kendime konuştum, galiba... Planı uygulayalım

" YARDIM EDİN LÜTFEN! İÇERDE FARE VAR! " mükemmel bir oyuncuyum.

Kapıdan tıkırtılar duydum. İşte içeri giricek, tamda istediğim gibi... Kapı açıldı ama Sukuna kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Arkasında bana kokuyla bakan Yukiji-san vardı.

"Ne faresinden bahsediyosun ?Benim sarayımda, benim odamda imkansız. Yukiji neyden bahsediyo?" Sukuna kafasını sinirle Yukiji-san'a çevirdi.

"B-bilmiyorum efendim. Kapı açık kalmış olmalı." Sukuna Yukiji - san'ın çenesinden tutup duvara dayadı. Canının çok acıdığı yüzünden belliydi. Benim yüzümden başı derde giricek.

"Ne demek bilmiyosun. Sen bu sarayda hizmetkar değil misin? Bu sarayda nasıl fare olur!" afalladım. Ciddi olamazdı. Yani gerçekten fare falan yok, olsaydı bile böyle bir tepki mantıklı değil.

Birşeyler yapmalıyım yoksa Yukiji-san acıdan ölücek.

Sukuna'nın kimonosunun kolundan tuttup bağırmaya başladım. "Fare falan yok! Yalan söyledim!" şaşırmış göründü, ama kaşlarını çatması uzun sürmedi.

"Ne yalanı? Neden yalan söyledin?!"
Yukiji-san'ım çenesini dahada sıktı.
Yanlışlıkla dahada kızdırdım!

"Yukiji-san'ı bırak! Canı yanıyo görmüyo musun?" sinirle kimonosunu asılmaya başladım. Kolunu yumrukladım ama bırakmadı. Sikik herif fazla güçlü!

"Soruma cevap ver, böcek!" yüzüne sadistçe bir gülümseme yayıldı.

"Ben... Ben kaçıcaktım..." bu cümleyi söylerken sesim yavaşça alçaldı.

"Nasıl kaçıcaktın aptal?" Yukiji-san acıdan kıvranıyorken doğruyu söylemekten başka bir seçeneğim yok.

"Onlar içeri girdiklerinde belki... Kaçabilirim diye düşündüm." Yukiji-san'ı yere bıraktı ama bilinci yerinde değildi. Benim yüzümden..

Sukuna x Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin