~Tanışma-3~
Sukunayla uzun bir yolculuğun sonunda evimin önüne duruyorduk. Gece geldiğimiz için her yer sessiz ve karanlıktı. Evin camlarından çıkan ışıklar içeride birilerinin olduğunu gösteriyordu.
Sukuna elimi sıkı sıkı tutuyordu. Benim gözlerim evimizin etrafında geziniyordu.
“Hadi Y/N, içeri girelim.” Sukuna’nın sesi irkilmeme neden olmuştu.
“Önce ben gireyim. Sen biraz burada bekle olur mu? Önce onlarla konuşmak istiyorum.” Sukuna’nın yüzü asıldı.
“Saçmalama. Ben olmadan hiçbir yere gidemezsin.” Yavru köpek bakışlarımı devreye
sokma zamanı.“Ahh annemin kalp krizinden gitmesini mi istiyorsun? Lütfen sakin ol. Sadece 10 dakika ver. Onlarla biraz konuşayım. Biraz sakinleştireyim.” Sukuna üzgün bir suratla iç çekti.
“Peki… ama 10 dakikadan fazla sürerse içeri dalarım.” Gülümseyerek kafamı salladım.
“Tamam. Sen burada bekle ben gidiyorum. Ama sakın dalmak gibi bir şey yapma. Yavaşça kapıyı çal.” Sukuna gözlerini devirdi.
Onun bu hali çok komiğime gitmişti. Parmak uçlarımla Sukuna’nın dudaklarına doğru uzandım. Dudaklarımı hafifçe Sukuna’nın dudaklarına bastırdım. Birkaç saniye öylece durduktan sonra geri çekildim.
Sukuna’nın bakışlarından mutlu olduğu anlaşılıyordu. Onu rahatlattığım için mutluydum.
“Endişelenme sevgilim… ailemle konuşup onları rahatlattıktan sonra seni çağıracağım.” Sukuna’nın gözleri fal taşı gibi olmuştu. Bunun nedeni ona ‘sevgilim’ demiş olmam olmalıydı.
Ben keyifli bir şekilde Sukuna’dan uzaklaşırken Sukuna’nın bana seslenmesi ile duraksadım.
“Y/N!! Sakın evde, özellikle yatak odasında bana öyle seslenme. Sonu senin için iyi bitmez.” Sukuna mal mal sırıtarak bana bakıyordu.
Umursamadan yoluma devam ettim.Aklı fikri alt tarafında! Sapık! Hmp! Kim bilir benden önce kaç kıza böyle davrandı. Bunu düşünmenin sırası değil… yoluma odaklanmalıyım.
Düşünceler içinde yürürken sonunda evimin kapısına birkaç adım uzaktaydım. Arkamı dönüp Sukuna’yı kontrol ettiğimde kollarını birleştirmiş bana bakıyordu.
O her zaman senin arkanda Y/N… endişelenmene gerek yok. Ailem beni seviyor. Mutlu olmamı isterler. Kızmayacaklardır. Yani umarım…
Derin bir iç çekip kapıya birkaç kez vurdum. İçeriden gelen takırtılar ve bazı sesler duydum. Adım sesleri duymaya başladığım an irkildim. Adımlar yavaş yavaş yaklaşıyordu.
Adım sesi kesildikten hemen sonra kapı yavaşça açıldı. Gece olduğu için kim olduğunu kontrol etmek istemişlerdi.
Kapı ardına kadar açıldı ve küçük Taki ile bakışmaya başladık. Bir kaç saniye sonra kendimize gelebilmiştik.
“One-san?!!!” Taki’nin ufak çığlığı tüm eve yayılmış olacak ki içeriden koşuşturma sesleri geldi. Kısa süre içinde bütün ev halkı kapının oraya toplanmıştı. Abim ve ablam dışında. Onlar evli oldukları için farklı evleri vardı.
Annem beni gördüğü an üstüme atlamıştı. Sıkıca sarılarak ağlamaya başlamıştı. Birkaç dakika sadece sarıldı hiç konuşmadı. Ama gecenin köründe kapının önünde ağlayarak sarılmak biraz garipti. Hem havada bayağı soğuktu.
“Anne… içeride devam edelim mi? Hem diğerlerinede sarılmak istiyorum.” Annem göz yaşlarını silerken beni onaylandı.
“Haklısın hadi içeri…” Hemen ayaklanıp içeri girdik. Koridorda ilerlerken içeriyi iyice inceledim. Salona geldiğimde pencere’nin yanındaki mindere oturdum çünkü camdan Sukuna’yı görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sukuna x Reader
Fanfiction''Bu kokuda ne?'' Gözlerim çığlık sesleriyle araladım bu şeyde ne? Neden heryer yanıyor? Rüya mı bu? Her zaman zayıf bir vücudum oldu. En ufak bir yere çarpmamla moraran tenim, Her mevsim hasta olabilmemi sağlayan muhteşem (!) bağışıklık sistemim vb...