"Seni seviyorum..." Olamaz sesli söyledim!!
Sukuna'nın gözleri fal taşı gibi açıldı. "Cidden böcek... Hasta falan değilsin değil mi? Bir günde üst üste böyle şeyler yapıyorsun. Hah hoşumada gitmedi değil..." Sukuna gözüme nedense heyecanlı gibi göründü.
"Ağzımdan kaçtı...!" Sukuna bu halimi komik bulmuş olucak ki gülmeye başladı.
"Hahahah! Fazla sevimlisin... Sevgilim~" Yavaş daha öpüşeli 5 dakika olmadı.
"Sevgili mi? Ciddi misin? Biraz fazla hızlı... Davranmıyor musun?" Sukuna elini omzuma koydu.
"Hadi ama... Öpüşmek sevgililerin yaptığı bir şey... Ve sende beni öptün yani sevgiliyiz. " Aaa! Sanki zorla öptük!
"Hmp! Beni öp diye etrafta gezinen kişi sanki benim!" Sukuna elini yanağıma götürdü.
"Peki o zaman... Beni bir kez daha öper misin?... Tatlı sevgilim." Sukuna yanağımdaki elini dudağımdaki kutu yaraya götürdü.
"Bu sefer... Beni sen öp istiyorum." Sukuna sevinç dolu gözlerle dudağıma yapıştı. İlk öpücüğümüze göre çok daha kısa ve tatlı bir öpücüktü.
Sukuna dudaklarımın üstünden çekildi. Elini tekrar dudağımdaki yaraya götürdü. Yarayı yavaşça sıvazladı. Ama nedense birden yüzünü buruşturdu.
"Ne oldu? Sinirlenmiş gibisin, Sukuna." Sukuna hala dudağımdaki yarayı sıvazlıyordu.
"Dudağındaki bu yara beni sinirlendiriyor. Benden önce bir başkasının sana dokunduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden seni daha çok öpmek istiyorum... Seni yiyip bitirmek..." Sukuna yanıma dahada yaklaştı.
"Umarım bu söylediğin mecaz anlamlıdır. Haha çünkü etimim lezzetli olduğunu düşünmüyorum."
Konuyu kapatmak için böyle soğuk bir espiri yaptım."İstediğin her anlamda seni yiyebilirim..." Sukuna birden beni duvara yasladı.
"Bugün fazla yapışkansın sanki..." Sukuna bir elini duvara koydu ve kafasını yüzüme doğru eğdi.
"Kendimi tutamıyorum daha fazla istiyorum. Daha fazla... Daha fazla." Sukuna derin derin nefes alırken tüm bedenini bana bastırdı.
"Ha?! Sukuna üstümden çekilsene! Seni sadece öptüm. Ama sen bu kadar şeyden mi azıyorsun?" Neler söylüyorum ben böyle?!
"Haha! Ne kadar saçma..." Sukuna sonunda üstümden çekildi.
"Saçma olan ne?" Sukuna acı içinde gülümsedi.
"... Nasıl oluyorda hem sana bu kadar yakın hemde bu kadar uzak olabiliyorum. Sanki elimde tuttuğum küçük bir kuş gibisin. Seni biraz sıksam veya üstüne gitsem benden nefret edicekmişsin gibi geliyor." Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu adama neler oluyor? Benim tanıdığım Sukuna böyle biri miydi?
"Anlayamıyorum... Senin neyin var?" Sukuna yüzüme doğru bir süre baktı.
"Benim neyim mi var?... Haklısın kendimdeki değişimleri ben bile fark etmeye başladım. Tabii ki değişmemin nedenide sensin..." Ne diyeceğimi bilemiyorum...
"Özür... Dilerim. Seni değiştirmek gibi bir niyetim hiç bir zaman olmadı. Ama sanırım bende değiştim. Mesela artık senden çekinmiyor veya korkmuyorum. Değişmen umrumda değil! Seni seviyorum!" Bu odada romantik konuşabilen tek varlık sen değilsin.
Sukuna'nın... YANAKLARI MI KIZARMIŞ?!! Tanrım kıyamet kopucak!
Sukuna yüzünü aşağı eğerek arkasını döndü. "Böcek dışarı çık... Lütfen." Neyi var -yine aynı soru- bu herifin?
"Hasta mısın?" Hastalık mı? Salak Y/N o bir lanet hastalık ne?
Yavaşça Sukuna'nın yanına gittim.
Sukuna'nın omzuna dokundum. Sukuna irkilerek yüzünü bana döndürdü."Ahhh tanrım... Bu çok utanç verici. Lütfen böcek çık. Beni bu halde görmeni istemiyorum." Neyden bahsediyor bu adam?
Sukuna'nın karşısına geçtim ama utanç verici bir şey derken neyi kast ediyo- O NE BE!! Su-sukuna'nın pantolonu neden öyle? Cidden erekte olmuş!!! Ama niyeki neden? (demo nande darou)
"Böcek öyle dik dik bakma dahada heyecanlanıyorum!" Şu düştüğüm durumada bakın!
"Sen neden ereksiyon oldun?" Sukuna gözlerini benden kaçırdı.
"Sen öyle konuşunca... Hoşuma gitti."
Ne konuşmuşum be!! Görende sanki tahrik edici şeyler söyledim sanır..."Hahahah hahaha! Tanrım! Hahahahahah! Haha- Puhahahah! Ay karnıma ağrılar girdi. Koskoca lanetler kralınım başına gelende bak sen." Sukuna öfkeli gözlerle bana baktı.
"Çık artık." Heheh hep Sukuna mı benimle uğraşıcak?! İşte benimde sıram geldi.
"Peki~ bende bu gece burada kalmak istemiştim ama sen meşgul olucak gibiiiiisin." Hehehe intikam muhteşem bir his!
Sukuna'nın yüzü düştü. Ahh yavru köpek bakışı yapmaya başladı. . (wolf bakışlım yorumunu yazan okuyucu-samam sen kendini biliyorsun.) Ben o kadarda vicdansız değilim.
"Ahh peki işin ne zaman biter? Bittiği zaman gelirim." Sukuna cevap vermedi.
"Peki 20 dakika sonra gelirim. Sende şu arkadaşı hallet." Hala cevap yok. Şunada bak trip atıyor.
Kapının yanına gittim son bir kez arkama baktım hala olduğu gibi duruyordu. Acaba fazla mı üstüne gittim. Sonuçta o bir kral böyle bir olay egosunu sarsmış olmalı.
Kendi kendime etrafta gezinirken yaptığım şeylerden pişman oldum.
Yaklaşık 20 dakika sonunda odaya geri döndüm. Herhalde işi bitmiştir...
Kapıyı yavaşça açtım. Tam o sırada Sukuna banyodan çıkmıştı. Suratı kıpkırmızı ve terliydi. İç güdüsel olarak gözüm malum yere gitti. Yanaklarıma allık yayıldı. Sukuna saçlarını eliyle geriye aldı. Çok yakışıklı görünüyor. Eridim yahu!
"Şey Sukuna az önce söylediğim şeyler için özür dilerim. Kalbini kırmak istememiştim." Sukına sırıta sırıta yanıma geldi.
"Sorun yok ama keşke bana yardım etseydin."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yettim!!!
Şimdiğ sizden isteğim var bana acil yaoi weebton önerin yoksa haftaya pazar gününe kadar bölüm atmicam hmp!
Neyse aşkolar biliyorsunuz ki son günlerde çok sık bölüm atıyorum. Çünkü sevgili okuyucu-samalarım benden rica ediyor
Ben size bölüm atiyem
Sizde bana Vote atın >-<
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sukuna x Reader
Fanfiction''Bu kokuda ne?'' Gözlerim çığlık sesleriyle araladım bu şeyde ne? Neden heryer yanıyor? Rüya mı bu? Her zaman zayıf bir vücudum oldu. En ufak bir yere çarpmamla moraran tenim, Her mevsim hasta olabilmemi sağlayan muhteşem (!) bağışıklık sistemim vb...