Akira'nın ağzından
"Taki yeter artık. Hadi evine git." Y/N kaybolduğundan beri Taki hiç peşimi bırakmıyor. Her ne kadar bazen bana gıcık davrandığıda oluyor.
"Gitmek istemiyorum!" Ablasına çekmiş... İnatçı keçi.
İtiraf etmek istemesemde Taki, Y/N'ye çok benziyor... Sanki Y/N'nin küçük versiyonu gibi. Sürekli etrafımda dolanıyor benimle konuşuyor ve bazende benden nefret ettiğini dile getiriyor.
"Taki yeter artık... Eğer şimdi evine gidip yemeğini yersen daha sonra seni köyün dışında gezdiririm." Taki'nin gözleri parladı.
"Peki ablamı arayacağız, değil mi?!" İşte... Her dışarı çıktığımızda aynı şeyi istiyor. Ben bile artık umudumu yitirmişken. Bu küçük çocuk ablasından vazgeçmiyor.
"P-peki..." Ona yalan söyleyi sevmesemde başka söyleyebileceğim bir şey yok.
Taki gülümsedi ve hızlı ve paytak adımlarla uzaklaştı.
Bu çocuk beni seviyor mu yoksa nefret mi ediyor anlayamıyorum.
Taki iyice uzaklaştıktan sonra bende evime doğru yol aldım.
Artık jujutsu sahirlerinin koruma bölgesinde kalmıyoruz eski köyümüz artık lanetlerden arındırıldı. Ve yaklaşık iki hafta önce buraya geri geldik.
Evime yaklaştıkça kapının önünde oturan adamı fark ettim. Adımlarımı hızlandırıp adamın yanına geldim.
"Şey yardımcı olabileceğim bir şey var mı?" Adam beni gördüğü gibi ayağa kalktı.
"Evet. Sen Y/N'nin nişanlısı mısın?" Bu adamda tuhaf şeyler var.
"Benim ama bunun ne alakası var?" Adamın yüz ifadesi gayet sakin duruyordu ama gözlerinde pişmanlık vardı.
"Y/N'yi görmek ister misin?"
"Ama... Nasıl?"
"Seni onun yanına götüreceğim."
Y/N'nin ağzından
"Yukiji-saaan! Endişelenme yeterince yedim." Yukiji'nin ağzıma sokmaya çalıştığı kaşığı ittirdim.
"Peki sen bilirsin." Yukiji kırılmış bir şekilde tepsiyi aldı ve kapya yöneldi.
"Yukiji-san lütfen böyle yapma. Senin yemeklerini seviyorum ama inan bana şu an aç değilim." Yukiji gülümsedi.
"Peki ama akşama hepsini yemelisin yoksa darılırım." Başımı hızlıca salladım.
Yukiji çıktığı gibi derin bir nefes aldım. Sonunda kendime baş başa kalabildim.
Sabahtan beri odaya girmeyen kalmadı. Kocakarı bile yanıma geldi ve halimi hatrımı sordu..
Ben huzur içinde kafamı dinlerken kapı yavaşça açıldı. Yataktan doğruldum ve gelem kişiye baktım. Sukuna gelmişti.
"Uyandırdım mı?" Sukuna yanıma yaklaştı ve yatağa oturdu.
"Hayır uyanıktım zaten."
Sukuna gülümsedi ve yanıma uzandı."İyisin, değil mi?" Başımı hafifçe salladım.
"Koji sana neler söyledi?" Yine aynı konu.
"Giderken bana bir şey söylemedi. Nereye gittiğinide bilmiyorum. Sanırım senin geliceğinden haberleri olmuş. " Sukuna sıkıntı ile iç çekti.
"Peki... Seni sorularla yormak istemiyorum... Arzu ettiğin bir şey var mı?" Kısa bir süre düşündüm.
"Hmm... Aslında-" Sözümü kesen şey aşağı kattan gelen bağırışmalar oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sukuna x Reader
Fanfic''Bu kokuda ne?'' Gözlerim çığlık sesleriyle araladım bu şeyde ne? Neden heryer yanıyor? Rüya mı bu? Her zaman zayıf bir vücudum oldu. En ufak bir yere çarpmamla moraran tenim, Her mevsim hasta olabilmemi sağlayan muhteşem (!) bağışıklık sistemim vb...