Hellooo
Ben geldim sizde hoşgeldiniz🤗🖤
Hadi İyi okumalar
yorumlarınızı bekliyorum🖤- Giray -
Uykumun açılmaması için yüzüme gelen güneş ışığı ile diğer tarafa döndüm. Boğazımdaki kuruluk hissinin geçmesi için yutkunacakken büyük bir acı hissetmemle iki elimle boğazımı tuttum.
İşte şimdi boku yemiştim sanırım. Ellerimi çekmeden oturur pozisyona gelmeye çalıştım. Tutulan sırtımı hesaba katmadan.
Acıyla tekrar eski pozisyonuma gelirken burnum tıkalı olduğu ağzımdan nefes almaya başlamıştım. Ağzımın içindeki nefesim o kadar sıcaktı ki odanın içerisindeki hava dişlerimin kamaşmasına sebep oluyordu.
Zaten yutkunmak zorken birde düz yatarak resmen dahada zorlaştırıyordum. Sanki sopayla dövülmüş gibi acıyan sırtım yüzünden hareket etmeden yatmaya devam ettim. Gerçi onun acısı bam başka bir şeydi.
Gözüme gece yere attığım battaniye ilişince 'Bari üzerime örtebilseydim' diye geçirdim içimden. En azından örtünmeme rağmen hasta oldum süsü verirdim.
Tekrar oturmayı deneyecekken yukarıdan kapının kapanma sesiyle koltuktan sanki görebilicekmişim gibi merdivenlere baktım.
Harika. Gerçekten çok güzel bir zamanlamaydı.
Sol tarafa doğru dönüp yüzümü koltuğa yaslayıp kolumla kapattım, uyuma numarası yapma konusundaki başarısızlığımı göz önünde bulundurmadan.
Zaten zar zor nefes alıyordum bide yüzümü kolumla kapattığım için iyice havasız kalmıştım. Merdivenlerden inme sesi geldiğinde derin bir nefes aldım. Başlıyorduk.
"Giray, ben toplantıya gi-"
Haber vermek amaçlı söylediği cümlenin yarıda kesilme nedenini az çok tahmin ediyordum. Yerde attığım battaniyeyi görmüş olmalıydı.
Laminantlardan sert ve seri bir şekilde gelen adım seslerinden sonra omzumda hissettiğim el ile sırt üstü dönmem bir oldu.
Gözlerimi sanki yeni uyanmış gibi araladığımda küçük bir tutulma yaşadıktan sonra baştan aşağıya süzdüm. Üzerine tam yapışmış siyah gömleğinin kollarını kıvırmış, saatli koluna gömleğiyle aynı tonda olan ceketini gelişi güzel bırakmıştı. Gerçekten kalbimi hızlandıracak bir görüntüdeydi.
Fakat şuan ki yüz ifadesinden anladığım kadarıyla sadece azarlamak için yanımdaydı. Omzumdaki elinin tersiyle alnıma dokunduğunda soğuk elleri yüzünden geriye kaçıp, bileğini iktirdim.
"Ellerin çok soğuk" sesim boğazımı yırtıp geçermiş gibi çıktığı için lafımı tamamladığımda öksürük krizim kendini göstermişti.
İki elimle ağzımı kapatıp öksürmeye devam ederken, sırtımdaki eli oturmamı sağlamıştı. Boğazım acı daha çok büyümüş gibiydi. Gözlerim çoktan dolmuştu zaten. Ben bu kadar hasta olacağımı tahmin etmemiştim ki.
Öksürüğüm neredeyse tamamen kesildiğinde sırtımdaki elinin teması da eş zamanlı kesilmişti. Başımı koltuğa dayayıp derin derin nefes almaya çalışırken su doldurma sesi gelince elimin tersiyle ıslak kirpiklerimi sildim. Ceketini masanın üzerine bırakmıştı. Yan portresiden belli olan çene hatlarıyla dişlerini sıktığını anlayabiliyordum.
Yarım bardak doldurduğu suyu uzattığında geriye doğru gidip kötü bir şeymiş gibi istemeden yüzümü ekşittim. Şuan canım hiç bir şey yemek veya içmek istemiyordu. Zaten bu boğazımlada çok bir şey yiyeceğimi sanmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOREKSİYA - GAY
FanfictionKimin gücü yeterdi 37 kilo olan bir gence nefes almayı öğretmeye?