Bu hikaye bir anda kitap okurken aklıma gelen, hemen kafamda düzenlediğim bir hikaye, şey aslında gerçekten yaşamak istediğim hayatı anlatıyor bence Çok eğlenceli olacak
yazmaya başlama tarihim 25/01/2022
Okumaya başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz
" Gidenin Arkasından Ağlanmaz"
Siyah şemsiyelerin altında cenaze alayını izliyordum. Çalıştığım şirketin sahibi Semih Aksoy vefat etmişti, hayatımda tanıdığım en iyi insan olabilirdi. Kendi babamı aratmaz mutlu olayım diye her şeyi yapardı gözümdeki yaşları ne kadar da belli etmesem de benden istemsizce akıyor soğuktan kuruyan yüzümün ıslanmasını sağlıyordu.
Ellerimle gözlerimi hızlıca sildim kafamı kaldırdım dik durmaya çalıştım, ben güçlü bir kadındım hemen yıkılmazdım ama kaybettiğin nerdeyse canından biri olduğu zaman duygularına sahip çıkamıyorsun bir anda kes artık ağlamayı diyemiyorsun gözlerine, acıtma canımı diyemiyorsun kalbine ,acıyor hiç bir şey yapamıyorsun çok acıyor saklamaya çalışıyorsun.
Titreyen ellerimi saklamak istercesine paltomun ceplerine koydum yumruk haline gelen ellerim yüzünden avuç içlerime batan tırnaklarım sadece sakinleşmemi sağlıyordu.
Biraz ilerimde duran uzun boylu adam ise onun oğluydu kos koca Semih Beyin biricik, uzaklardaki oğlu. Benim aksime yüzü ifadesiz bir şekilde önündeki mezara gözlerini dikmiş bakıyordu belki o içine ağlamayı becerebiliyordu ya da babasını o kadar sevmiyordu yorum yapmak bana düşmezdi ama duygularım gibi düşüncelerime de sahip çıkamıyordum. Canım acıyordu canımdan can gitmişti.
Hiç tanışma fırsatımız olmadı çünkü kendisi yurt dışındaki şirketleriyle ilgileniyordu cenazeye ancak yetişebilmişti şu haline bakılırsa da çok kasıntı, burnu havada bir adama benziyordu şahsen onunla Semih bey ile yakın olduğum kadar yakın olabileceğimi sanmıyordum. Kızaran gözlerimin acısı yüzüme vuran rüzgarla karışıyordu.
Üzerimdeki siyah paltonun önündeki ipin çözüldüğünü hissettiğimde yağmur yüzünden soğuyan havanın etkisi içime işlemeye başladı. Paltomun iplerini tuttum sıkıca bağladım içime işleyen soğuk havayı bir nebze kestim kuruyan dudaklarımı yaladım oradan uzaklaşmaya başladım zaten biraz daha dayanmaya gücüm kalmamıştı...
Bu kadar üzüntünün üstüne evde günlerce yatmak istiyordum ama yeni patron için ayarlamam gereken birkaç vekalet işi vardı. Arabamın yanına vardığımda şemsiyemi kapattım artık beni koruyan bir şey kalmadığında ise rüzgar saçlarımı dağıttı düzetmek amacıyla hızlıca geri attım, cebimden arabamın anahtarını çıkardım şoför koltuğunun kapısı açtım, rahat koltuğa yerleştim torpidoda bulunan sakinleştiriciden bir tane ağzıma attım sudan aldığım bir yudumla hapın mideme karışmasını sağlamıştım.
Sonunda şirkete girdiğimde arabamı garaja bıraktım içinde dosyalarımın bulunduğu çantayı elimde taşırken yağmurda daha fazla ıslanmamak için şirketim kapısına hızlı adımlarla koşmaya başladım.
Kocaman sürgülü kapılar ardına kadar açıldığında sıcak hava yüzüme vurdu sıcaklık içime işledi, vücudum rahatladı. Şirkette kasvetli bir hava hakimdi Semih beyin ölmesi herkesi üzmüştü genelde şirket şen şakrak olurken bugün sessizliğin en koyu tonu hakimdi.
Bu üzüntü yalan değildi Semih bey mükemmel bir adamı ve şirketteki herkes gerçekten ona saygı duyardı.
Elimi cebime attım şirkete giriş kartımı çıkarttım önümdeki turnikeye okutturdum tık sesi geldiğinde çevirerek geçtim resepsiyondaki kız " Hoş geldiniz" dediğinde hafif bir tebessümle kafamı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığı Seçmek
Teen Fiction!Mafyanın avukatı kitabının adı değiştirilmiştir! Bir avukat düşünün ama normal sıkıcı bir avukat değil illegal işleri yapmayı çok seven bir avukat büyük hayalleri olan tuttuğunu koparan bir kadın Onun hayattı mükemmel değil ama kendi yaptığı işleri...