Bölüm 22

10.8K 511 63
                                    

İki parmağını kaldırdı öne doğru büktüğünde bir silah sesi duyuldu Semih beyin arkadaşlarından birinin kafasından vurulması ve yere düşmesi bir oldu şaşkınlıkla Aral'a baktığımda insanlar yerdeki adama bakıyorlardı

Aral'ın yüzündeki şeytani gülümseme yaptığı şeyin arkasında olduğunu belirtiyordu ama o adamı neden öldürtmüştü ki "İnsan düşmanını çokta uzağında aramamalı değil mi şu an yerde kanlar içinde yatan şerefsiz babamın ölmesi için emir veren yakın arkadaşı tek istediği babamın yerine geçmekti hiç bir zaman yakın arkadaşı olmadı bunu nasıl öğrendiğimi sorgulamayın anlatmak için çoğunuzun kirli sırlarını ortaya dökmek zorunda kalabilirim balo bitmiştir iyi geceler"

Ağzım açık bir şekilde Aral'a bakıyordum nasıl bulmuştu nasıl öğrenmişti ben niye ulaşamamıştım ama ilk defa bir şeyi öğrenmek istemiyordum bu kadar sürpriz bana yeterdi

Aral sahneden inip yanıma geldiğinde "oha" demekle yetindim "çok havalı ve acayipti" biliyorum dercesine kafasını salladı "o oruspu çocuğunu öldürmek için en doğru zaman şu andı"

Parmağımla kendimi göstererek "Ben bile hayran kaldım gideyim şu adama bir bakayım bunca sene yüzümüze gülen adam nasıl hain çıkabilir hala anlamıyorum" Aral sandığımdan daha akıllı bir adamdı

Yerde kanlar içinde yatan adamın yanına gittiğimde hala bu adamla karşılıklı oturduğumuza çay kahve içtiğimize inanamıyordum asıl sorun ben nasıl fark edememiştim bu düşman nasıl bu kadar dibimize girebilmişti

nabzını yokladığımda atmıyordu "Vay be Kemal bey ne güzel oynattınız bizi birilerine bir kez daha güvenmemeyi öğrenmiş oldum" içim yanıyordu çünkü mal mülk uğruna Semih beye kıymışlardı ve benim elimden bir şey gelmiyordu

"Aptal herif senin yüzünden canımı kaybettim ben be!" diye bağırdım yerdeki ölü adama bir tekme savurdum yerdeki adamın canını yakmak acıtmak parçalara ayırmak istiyordum derin bir nefes aldım

Aral'a baktım o ise yerdeki adama acımasızca bakıyordu "Adamlarıma söyleyeceğim cayır cayır yakacaklar en azından babamın bir mezarı vardı onun mezarı bile olmayacak" ne diyebilirdim ki Semih bey onun babasıydı öldüren adama cezasını çoktan kesmişti ortalığa iyice keskin kan kokusu yayılmaya başladığında midemin bulandığını hissettim

Aral da hissetmiş olacak ki elini belime attı yavaşça beni mekandan çıkardı arabanın önüne geldiğimizde kapıyı açtı önce beni bindirdi sonra kendisi bindi

çalıştırmadan önce bana döndü "bana gidiyoruz zaten benim evde bir odan var" tabi ya benim odam vardı lan Semih beyin eviydi ve bana bir oda yapmıştı bazen çok tehlikeye düştüğümde ortalık sakinleşene kadar orada kalırdım

gözlerimi açarak ona baktım "cidden benim bir odam var hem de senin evinde" evet ne var bunda der gibi kafasını salladı elimi kaldırdım tek parmağımı yüzüne tuttum "Karıştırmadın değil mi Aral"

kaşlarını çatarak yüzüme baktı yüzünün önündeki parmağımı tutup indirdi "Tabi ki karıştırmadım Aşkım sadece üsten bir göz gezdirdim" tamam dercesine kafamı salladım günlüklerimi falan bulsa büyük sıçardım

"Tamam hadi gidelim sen eve geçtiğinden beri odama gitmiyorum ya" diyerek hayıflandım

"Sanki geldin de ben eve almadım Aşkım" çoktan arabayı çalıştırmıştı sinsice yüzüne baktım "ha evine gelmemi istiyordun yanii" derin bir nefes aldı "başka yerlere çekme Aşkım"

"Tamam tamam demedim bir şey" ağzıma fermuar çeker gibi yaptım tabi çenemi tutmak iki saniye felan sürdü çünkü en sevdiğim şarkılardan biri radyoda çalmaya başladı

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin