Bölüm 11

13.2K 645 55
                                    

Tutkuyla atılan yanlış adımlar, insanı felakete sürükler. Pişmanlık olur, utanç olur. :)

-----------------------------------

Kilom yüzünden defalarca zorbalığa uğradığımda...

Biri benden özür diledi mi? HAYIR.

Çünkü zorbalığı kimse umursamıyor, zengin ya da güzel olmadığın sürece...

Küçükken hiçbir zaman güzel olmadım kilolu bir kızdım yakın arkadaşlarımın hepsi zayıf manken olacak kızlardı ama ben onların yanında hep sırıtırdım hep seçilmeyen kız oldum tombik yanaklarım kalın bacaklarım vardı

Onlara güzel derlerken bana hep çok tatlısın derlerdi şimdi olduğum gibi komiktim de belki komik olduğum için arkadaşlarım vardı bilmiyorum onlar için normal gelse de benim kırılacağım sözleri hep duyardım

ben yine de gülmeyi seçtim günlerce sadece su içerek yaşadığımı biliyorum, açlıktan ağzım kokmasın diye durmadan sakız çiğnerdim şimdi o zamanları düşününce insanlara ne kadar kırıldığımı hatırlıyorum

karnımı hep içine çekerek gezerdim sandalyede otururken en ucunda otururdum ayaklarım hep parmak uçlarımda dururdu ki insanlar kalın bacaklarımı fark etmesin saçımın hep düz olmasını istedim ama o konuda bile şanslı değildim kabarık dalgalı saçlarım vardı durmadan düzleştirirdim bir gün annem dayanamamış kalıcı fönlerden yaptırmıştı uzun saç bana yakışmazdı saçım hep omuzumun iki santim üstünde olurdu

Güzel dudaklarım yoktu ya da renkli gözlerim insanlar beni hep sustururdu boş konuştuğumu ya da gereksiz konuştuğumu söylerdi üçlü bir arkadaş gurubuyduk ama o grupta bile dışlanan bendim zeki bir kız da değildim lider ruhluydum kafam entrikalara ve yeni fikirlere çalışırdı ama sayısal yapamazdım

bir ara hırs yaptım her gün aralıksız spor yaptım belimi biraz inceltmeyi başardım zaten yemek de yemiyordum sonra kitaplar ile tanıştım belki de hayatımda yaptığım en iyi şeyler kitaplar ile tanışmak oldu klasik okumayı sevmezdim genç kurgu okumaya bayılırdım

bir ara o kadar bağımlısı olmuştum kim gün boyunca yataktan kalmıyor sadece kitap okuyordum ,hep üzerimde kitaplardaki güzel sahneleri okurken keşke orada olabilsem demenin çaresizliği vardı

ailem başta bunu doğru bulsalar da bu iş bağımlılık boyutuna ulaştıktan sonra kızmaya başladılar o dönemlerde lisedeydim hiç ders çalışmadım derslerim o kadar dipleri gördü ki ailem daha çok üstüme binmişti

bir ara gerçekten aklım başıma geldi okuduğum kitaplar yüzünden mafyalara çok takmıştım o kadar fazlaydı ki avukat olacağım mafya bulacağım silah kullanacağım diye arkadaşlarıma anlatırdım ama hepsi güler dalga geçerdi gerçekten arkadaş mıydık onu da bilmiyorum

ama ben nasıl bu mesleği okuyacaktım bu notlarla olmazdı bir süre insanların dediklerine kulaklarımı kapadım köpek gibi üniversite sınavına çalıştım tek tük yakın arkadaşlarım dışında kimseyle muhattap olmadım ama içimdeki mafya sevgisi hiç geçmedi hayatıma sporu ciddi anlamda ekledim ama yemek alışkanlığımı kazanamadım bir aralar kusmaya bile çalışmıştım ama onu becerememiştim bazenleri diyorum ki iyi ki de becerememişim şimdi şimdi ne kadar ciddi sorunlar açacağını anlıyordum

onun için Aral'ın ya da başka birinin güzelliğim ve ya bedenim hakkında yaptığı yorumlar dikkatimi çeker onların çok umursamadıkları ama benim duygularımı çok etkileyen yorumlar

Hiç bir zaman o boş konuşan insanlar gibi kendinizi sevin demedim çünkü ben kendimi sevmediğim için değiştirdim

ellerimi lavabodan çektim iki saattir aynanın karşısında düşündüğüm eski bana değil de şimdiki halime baktım ince bacaklar ince bel hatta kaslı bir karın güçlü bir vücut zayıf kemikli yüz çıkık elmacık kemikleri düz ve uzun saçlarım yüzümde buruk bir gülümseme oluştu

benimle arkadaş olmaya çalışan bir sürü insan vardı hem artık avukat olmuştum silah da kullanabiliyordum şu anki halimden çok memnumdum özgüvenim de yükselmişti ama insanların bana karşı yaptığı yorumları hala önemsiyordum

Aral ile o gün kahvemizi içmiştik ve evden gitmişti kimse yaşananlar hakkında bir şey dememişti sanki o anı yaşıyorduk ve unutuyorduk şimdi işe gitmek için hazırlanıyordum dün o gittikten sonra ilk defa görecektim

bugün bir toplantımız vardı önemli bir iş adamı gelecekti yani ben tanımıyordum haberi sabah almıştım ama normalde hazırlıklı bir insandım çok takmadım gider görürdüm

üzerime bralet gidim altıma beyaz keten bir pantolon onun takımı olan ceketi geçirdim saçlarımı açtım takılarımı taktım makyajımı da yaptığımda çıkmaya hazırdım çantamı elime aldım silahımı belime taktım  garaja gittim arabama bindim şirkete sürmeye başladım

---------------------------

Kapıdan sorunsuz geçmiş hiç bir sürprizle karşılaşmadan odama girmiştim elime birkaç belge alarak Aral'ın odasına geçmek için cam kapıyı tıklattım uzatmadan içeri girdim hala gelecek adamın kim olduğunu bilmiyordum ilk defa bizimle çalışacak bir adam olduğunu biliyordum sadece

Aral masasındaki kağıtlardan kafasını kaldırdı bana baktı "Klüp falan deme sana ölsem bile izin vermeyeceğim" kulağımı çektim masaya vurdum "Aman aman ölmeyin Aral bey klüp falan istediğim yok ben bir şeyi alana kadar diretirim sonra hevesim kaçıyor" dedim dalgayla karışık söylemiştim

"Bakıyorum yine formundasın Aşkım" güldüm "Tabi ki benim kadar mükemmel bir kadının günü de mükemmel olacak"

Aral "Egonu kenara al da şu toplantıyı konuşalım" aman dermiş gibi elimi salladım "O işi alınmış bilin cazibemden etkilenince hemen kabul edecektir diyelim ki etkilenmedi zekamla bu işi alırım çok düşünmeyin"

Aral bu tavrımı sevdiğini belli edercesine güldü kendine güvenen insanları seviyordu toplantıya daha bir saat vardı ben bacağımı bacağımın üstüne atmış masasının önündeki sandalyede oturuyordum elimdeki telefonla sosyal medyada geziyordum viral olan şeyleri yakından takip ederdim senelerdir lisede ve üniversitede köpek gibi ders çalışmanın acısını şimdi çıkarıyordum Aral'da bir sorun görmemiş olacak ki bana karışmamış önündeki belgeler ile ilgilenmeye başlamıştı

-----------------------------------

Biz toplantı odasına geçmiştik gelecek olan adamı bekliyorduk elimdeki kahveyi içiyor etrafımı izliyordum Aral benim aksime önündeki kağıtlara gömülmüş iş yapıyordu "Bir gün ölürsen mezar taşına çok çalışmaktan öldü yazdıracağım Aral" dedim kafasını kaldırdı göz göze geldik "Aşkım seni belki kovmam ama pozisyonunu düşürürüm" diye yalandan tehtit etti gözlerimi devirdim

"O zaman iş yapmam tek başına uğraşırsın" dedim

Ağzında geveleyerek "Normalde çok çalışıyormuş gibi..." dedi ben de duymamış gibi yaptım onunla uğraşamazdım kapı tıklatıldığında asistan kız içeri girdi bizim toplantı yapacağımız adamların geldiğini söyledi

Aral'ın aksine ayağa kalktım kapıya gittim önce içeri şık takımı ile giren adamla göz göze geldim ama gelen adam bir an kalmama sebep olmuştu o ne kadar beni tanımamış olsa da bir yabancı gibi de baksa ben onu tanıyordum

Karşımda durdu elini uzattı elimin bir an titrediğini de düşünsem elimi uzattım el sıkıştık "Arda Saygılı" dediğinde o olduğundan emin olmuştum

Arkasından giren diğer adamı gördüğümde hiç şaşırmamıştım eskiden de beraber gezerlerdi tahminlerime göre getirdiği ortağı da buydu o da beni tanımadı elini uzattı elini tuttum el sıkıştık "Mert Yılmaz" dedi o da koltuklardan birine yerleşti asistanları toplantıya almamıştık

Onlar Aral ile tanıştıktan sonra gözler bana döndü Aral tanıt artık kendini der gibi bana baktı ben konuşmadan önce Arda konuya atladı beni göstererek "Bu güzel hanımefendi de kim?" dedi bana karşı güzel kelimesini ilk defa ağzından duyuyordum bir an öylece kaldım ama kendimi toplamam uzun sürmemişti kendimi onlara tanıtacaktım sadece yüzlerindeki şaşkınlığı ya da ne bileyim pişmanlığı görmek istiyordum

"Ben bu şirketin genel müdürü Aşkım Soysal" dedim

iki adamın birbirinin yüzüne bakmasına sebep olmuştum.

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin