Bölüm 25

11.1K 491 18
                                    

Hiçbir şey düşündüğümüz gibi değil her şey yaşadığımız gibi...

----------------------------------------------------

"Aşkım lütfen yardım et babam ölüyor hiç param yok bakamıyorum babamız ölüyor Aşkım!!" yutkunamadığımı hissettim sanki her şey durdu ve ben içine gömüldüm ne demişti babamın öldüğünü söylemişti ben ne yapabilirdim ölen bir insanı ben kurtaramazdım ki

algılayamadım babamı ben terk etmiştim ölüme, neden canım bu kadar acıyordu bunca yaptıklarından sonra canım neden acıyordu abim neden ayaklarıma kapanmıştı neden ağlıyordu ben niye mantıklı düşünemiyordum kafam, kafam bir anda allak bullak olmuştu

bir an ayaklarımın tutmadığını hissetim sırtımdan biri sarıldığında Aral olduğunu anladım o ise hızlıca telefonunu açtı bir numara tuşladı başım dönüyordu "Hızlıca Salih Saysal'ı evinden alıyorsunuz  hızlıca hastaneye yatırın çabuk gerekli her şeyi yapın o adamı yaşatın anladınız mı?" dedi ne yaşatması ben terk ettim ölüme ben çığlık atmak istiyorum 

ama öylece kalmıştım, tepki veremiyordum önce yerde yatan abime baktım "Kalk!" diye bağırdım "Kalk!" güvenlik abimi yerden kaldırdı koltuğa oturttu içrenç yüzüne baktım hayatımı mahvetmiş adama baktım "Senin yüzünden oldu hepsi senin yüzünden o gün her şeyi babama anlatmasaydın ayaklarıma kapanmayacaktın anladın mı sadece seni korumak istemiştim hayatımı mahvettin abi hayatımı! sana abi demekten bile utanıyorum" sesim sona doğru kısılmıştı gözlerimden yaşlar bağımsız akıyordu

bu sefer abimden çıkaracaktım acısını kimse beni durduramayacaktı "Ben o adamı öldürmeseydim seni öldüreceklerdi önce annemi kaybettim şimdi babamı kaybediyorum beni öldüresiye döven babama hala sevgi besliyordum sırf bunun için kendimi asla affetmeyeceğim anladın mı abi!" abim sesini çıkartmıyordu sadece ağlıyordu niye ağlıyordu aptal herif kendi eseriydi ben annemi görememiştim son kez göremeden ölüp gitmişti babam beni dövdüğünde korkudan sesini bile çıkaramamıştı çünkü ilk defa o gün babamı görmüştük 

Çenesinden tuttum kafasını kaldırdım "bana bak aptal herif" kıpkırmızı gözleriyle bana baktı "Korkağın tekisin gururundan ölen korkağın tekisin bana sürtük damgası yapıştıracak kadar korkak bir adamsın şimdi gelmiş ayaklarıma kapanıyorsun babam ölürken mi aklın başına geldi hani benim hiç bir şeyimi istemiyordun neden bana yalvarıyorsun" ne yapacağımı bilmiyordum tek isteğim abime bağırmaktı her şeyden onu suçlu tutuyordum yere fırlatıp tekmelemek istiyordum 

Meuse beni tuttu kendine çevirdi "Kendine gel Aşkım baban, babanın yanına gitmeliyiz hadi güzelim" haklıydı beni ne kadar dövmüş olsa da o benim babamdı, hayır değildi sadece vicdanımı rahatlatmak için son kez görecektim

hızlıca çantamı ve telefonumu aldım koşarak şirketten çıktık çıkmadan öncen "Abimin de gelmesini sağlayın onlar bana annemi göstermedi ama son kez babamı görmeye ihtiyacı olabilir" dedim 

Aral beni yanına bindirmiş son hızda arabayı sürüyordu  ben ise tepkisizce yolu izliyordum ikimiz de konuşmama yemini etmiştik çıt bile çıkmıyordu son birkaç senedir babam ve abimi takip ettiriyordum beni evden attıklarından beri onlarla konuşamamıştım bile şimdi babamın ölüm haberini alsam ne düşünürdüm bilemiyorum belki hüngür hüngür ağlardım belki de üzülmezdim kuru bir veda ile onu uğurlardım 

Annem öldüğünde çok ağlamıştım günlerce ağlamıştım kendime içkiye vermiştim neredeyse ölecektim bir gün Semih bey o kadar kızdı ki zorla yemek yedirdi beni kendime getirdi böyle bir kadın olmadığımı hep güçlü olmam gerektiğini çünkü hep birilerini kaybedeceğimi söylemişti

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin