Bölüm 13

12.7K 602 88
                                    

Herkesin hikayesinde yüksek sesle okuyamadığı bir bölüm vardır...

işte ben de şu an o bölümlerden birindeydim hep içime gömmüştüm kırgınlıklarımı üzgünlüklerimi hep kalbime gömmüştüm ama içimde o kadar büyümüştü ki kaldıramıyorum tam unuttum derken nereden çıkmışlardı karşıma ama onlardan nefret bile etmiyordum eskiyi hatırlattıkları için üzülüyordum

Birinden nefret etmeniz onu unuttuğunuz anlamına gelmez nefrette bir histir ve bence bir insanı unutmak ona karşı hiçbir şey hissetmemek demektir

Onları şu zamana kadar hatırlamıyordum içimde nefrette yokta ama geçmişim bana çok ağır geliyordu yaşadıklarım canımı yakıyordu ben bunları hak etmemiştim isteyerek yapmamıştım hiçbir şeyi, kilolu olmak benim tercihim değildi

Hıçkırıklarımı içimde tutamayıp ağlamaya başladığımda Aral kafamı göğüsüne yasladı o da biliyordu en çok birilerinin karşısında küçük görünmekten nefret ediyordum koridordaki kimse görmesin diye beni saklamıştı beline sarıldığımda koridorun ortasında duruyorduk saçlarımı okşadı "Sakin ol hiçbir şey senden önemli değil gel odana götüreyim seni dedi" beklemediğim bir anda beni kucağına aldığında bu sefer karşı çıkmadım küçük bir kız çocuğu gibi göğsüne gömüldüm daha çok ağladım

Koridorda şu halimizi görenler çok farklı şeyler düşünecekti ama umurumda değildi her şey yalandı bir tek benim duygularım gerçekti lisede çok saftım hep başkaları için çabalardım gerçekten bencil bir insana dönüştüğümde bir şeyleri kolay elde etmek işime yaradı

benim odama girdiğimizde iki kişilik koltuğa oturdu ama beni kucağından indirmedi "bu kadar üzüleceğini bilseydim seni o toplantıya sokmazdım" dedi tebessüm etmek istedim ama yapamadım

"Sorun değil onların benim geçmişim olduğunu bilemezdin" artık peçete almam gerekiyordu yavaşça Aral'ın kucağından kalktım kendi masama doğru gittim bir tane peçete aldım burnumu sildim

Aral'ın yüzündeki saklayamadığı merakı görebiliyordum belki şimdiye kadar paylaşmadığım bu şeyleri biriyle paylaşıp kurtulmam gerekti "16 yaşındaydım lise 2'ye gidiyordum" hiçbir şey demedi ama söylediklerime dikkat kesildi

"Fiziğim şimdiki kadar mükemmel değildi bacaklarım kalındı çok fazla kilolu değildim ama göbeğim vardı tombul bir yüzüm vardı hata bütün vücudum tombuldu ortaokulda bu durum beni rahatsız etmiyordu ama lisede insanlar birbirlerinin davranışına göre değil de tipine güzelliğine göre yargılıyorlar" gözümden bir damla yaş aktı ama ağlamadım

"ben de günah keçisiydim Nida'da yakın arkadaşımdı yani öyle sanıyordum bir gün Arda'yı arkadaşları ile takılırken gördüğümde gözüme o kadar yakışıklı gelmişti ki hani lisede olur ya her teneffüste onunla karşı karşıya gelmek için kendine şans yaratırsın evet her teneffüs etrafındaydım yüzüme bile bakmazdı benim aksime Nida şimdi ne gördüysen o zaman da oydu, her zaman güzeldi ama pısırıktı ben biraz uğraştığımda onlar ile arkadaş olmuştum başta her şey iyiydi

Arada beni çok kırarlardı ama hep yanlarında olurdum bazenleri kilomu yüzüme vururlardı bazenleri ise kalın bacaklarımı sen bilmesin belki ama ben sandalyeye oturduğumda bacaklarım daha kalın gözükmesin diye en ucuna otururdum ve hep parmaklarımın üzerinde dururdum okulda üstümüze yapışan keten bir pantolon giymek zorundaydık haliyle karnım ortaya çıkardı

ama ona da bir çözüm bulmuştum onlar ile otururken hep karnımı içime çekerdim o zaman karnım düz gözükürdü bir süre benimle arkadaş oldular, onlarınki çıkardı harçlığımı yerlerdi çünkü ben para harcamazdım

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin