Bölüm 3

17.4K 758 134
                                    

Sığ bir alana geldiğimde önümü kestiler ama ben silahımı doldurabilecek zamanı kazanmıştım aslında canım isterse yakalanır onlardan bilgi topladım ama şuan hiç keyfim yoktu ne yazık ki düşman uyumuyor he dakika dibimizde bitiyordu.

İki kişi oldukları için alt etmesi kolay olacaktı beni sağ götürmek için emir aldıklarını var sayarsak şirkete yarım saat falan geç kalmam demektir.

İki tane takım elbiseli uzun adam arabalarından indiklerinde hemen maskemi yüzüme geçirdim artık ağlıyordum " Lütfen bana bir şey yapmayın ben sadece bir avukatım" şu durumda gülmemi bastırmalıydım.

İkisinin de elindeki silahlar bana çevrili duruyordu yakışıklı olanı sahte bir gülümseme takıldı "bilmez olur muyuz avukat hanım size zarar vermeyeceğiz patron seni biraz misafir etmek istiyor" kafamı iki yana salladım geriye doğru çekildim daha çok ağladım "ben hiç bir şey bilmiyorum neden çağırıyor"  adam daha fazla uğraşmak istemiyormuş gibi bana yaklaşmaya başladı diğeri hala arkada silahı bana doğru tutuyordu.

Ellerimde bir şey yok anlamında elimi yukarı kaldırdım arada silah tutan adam öndekine bağırdı "kızın üzerini ara silah kullanmayı biliyordur" biliyordum biliyordum.

Yakışıklı olan bana yaklaştı önce paçalarıma dokundu sonra kalçama doğru çıktı ama o aramıyor resmen taciz ediyordu boynu yukarıdaki elim ile aynı hizaya geldiğinde üstüme giydiğim takımın kolunda sakladığım bayıltıcı iğneyi arabada zamanım varken almıştım hemen adama sapladım diğer adam olayı anlayana kadar belimdeki silahı çıkardım silah tutan eline ateş ettim.

İkisi de yeri boyladığında biri yerde mışıl mışıl uyuyor diğeri kolunu tutarak kıvranıyordu bütün dikkatimi yerde uyuyan yakışıklı adama verdiğimde silahı hiç acımadan erkekliğine doğrultum ve ateş ettim.

Bir anda zıplaması ve bulunduğumuz boş alanı çığlıklarıyla inletmesi bir oldu ama hesaplamadığım bir şey vardı arkama dönmem ile birlikte yüzüme yediğim yumruk bir an şaşırtsa da yıkılmadım bir anda saçımdan kavranıp alnımı arabanın kaputuna vuran adam feleğimi şaşırtmıştı son kalan gücümle elimdeki silahı adamın kafasına sıkmayı akıl ettim.

Yerdeki iki adama da bütün gücüm ile birer tekme savurdum sonra arabama bindim saçımı düzelttim şu an nasıl bir tipte olduğumu hayal edebiliyordum geç kalmamam gereken bir iş vardı gazı köklemem ile yirmi dakikanın sonunda şirketten içeri girmiştim hemen kartımı bastım beni görenler senelerdir bu hallerde şirkete girdiğim için normal bir şeymiş gibi karşılıyorlardı.

Hemen odama çıkmak üzerimdeki ağırlıkları atmak istiyordum ve bakmaya korktuğum yüzümü temizlemek odamı bulunduğu kata çıktığımda hızlıca kendi odama yürüyordum ki sekreter kız beni karşıladı önce yüzüme bir göz gezdirdi sonra "Aral bey işe geç kaldın diye kudurdu hemen odasına bekliyor" üzerimdeki kanlanmış beyaz paltoyu çıkardım elimdeki çanta ile evrak dosyasını da sekretere verdim "bunları odama götür ben de şu Aral beycik ile konuşayım" dedim.

Sekreter kız kafasını salladı ben de hızlı adımlar ile Aral beyin odasına gittim kapıyı bir kere tıklatarak direk açtım tabi ki yüzüme bakmadan konuşmaya başladı "mesainin sekizde başladığını düşünüyordum" o konuşurken önündeki koltuğun birine oturdum masanın üzerindeki peçetelerden birini aldım "ne bu sorumsu-" derken kafasını kaldırdı.

Ah keşke gözlerindeki şaşkınlığı görseydiniz yüzüm acımasına rağmen gülmek istiyordum emin olamamış gibi gözlerini kapayıp açtı "ne bu halin ne oldu sana?" Welcome to Turkey Aral Aksoy

Gözlerimi devirdim "efendim geç kaldığım için özür dilerim küçük bir kaçırılma işleminden kıl payı kurtuldum bu da bana hediyeleri" hemen masasının üzerindeki telefonu aldı bir numara tuşladı " çabuk bana ilk yardım çantasını getirin" dedi ve kapattı bu kadar rahat olmam onu kudurtmuş olacak ki " ne kaçırılması!" diye bağırdı.

Karanlığı Seçmek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin